loading
close
SON DAKİKALAR

İyilik sağlık’ mı?

Çiğdem Toker
Tarih: 25.01.2019
Kaynak: Çiğdem Toker-Sözcü

Çiğdem Toker: Önünü göremez hale gelen, irili ufaklı şirketlerin hoşnutsuzluğu arttıkça da bunun sağlık gibi insan yaşamının söz konusu olduğu bir kamu hizmetindeki sorunları büyütme ihtimali kaygı verici görünüyor.

Sağlık alanı, AKP'nin kendisini en iddialı saydığı kamu hizmetlerinden biri olageldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sağlık politikalarını överken, “o kötü eski zamanlarda”, yurttaşların uzun, boğucu ve karanlık koridorlarda bekleyiş kabusunu sıklıkla dile getirdiğini biliyoruz.
Ne var ki ekonomideki daralmanın, reel sektörün pek çok alanında olduğu gibi sağlık  sektöründeki olumsuz etkileri de derinleşiyor.
Sadece, Sağlık Bakanlığı'nın müteahhitlere döviz üzerinden gönüllü kiracı olduğu şehir hastanelerinin açılışı geciktiği için değil.
Sözgelimi bu alanda uzun süredir yaşanmakta olan, kamunun özellikle tıbbi cihaz ve sarf malzemesi alanındaki “ödeme sorununun” ciddi sıkıntılara yol açtığı, giderek daha yüksek sesle konuşuluyor.
Başta üniversite hastaneleri olmak üzere, içinde kamunun yer aldığı hastanelerin, medikal şirketlere yönelik borç sorununun yeniden gerginliklere yol açtığına dair haberler geliyor.

ZORAKİ FERAGAT

Üniversite hastanelerinin, firmalara yönelik birikmiş borçları kangrene dönüşünce, geçen yaz çözüm yöntemi olarak “iskonto”  bulunmuştu.
Nasıl mı?
Maliye, taahhüt ettikleri tıbbi sarf malzeme ve gereçleri teslim etmelerine karşın çok uzun süredir ödeme bekleyen firmalara, ancak yüzde 20 civarında indirim yaparlarsa ödeme yapılabileceğini bildirdi.
Talebi kabul eden firmalara ödeme planı yapıldı. Teklifi iskonto değil zorunlu feragat olarak değerlendirip reddeden firmalar ise belirsiz sürece girdi. Bir kısmının iflas ettiği biliniyor. Bu formül kamuoyuna o dönem “tasarruf” olarak anlatıldı.

“6 AY SONRA GEL”

Bugün aynı sorun, farklı boyutlarda yeniden yaşanıyor. Üniversite tıp fakültelerinde “doğrudan temin” yöntemiyle yapılan küçük ve orta ölçekli alımlar için dahi ödeme süresi 180 gün (yani 6 ay) olarak belirleniyor.
Önünü göremez hale gelen, irili ufaklı şirketlerin hoşnutsuzluğu arttıkça da bunun sağlık gibi insan yaşamının söz konusu olduğu bir kamu hizmetindeki sorunları büyütme ihtimali kaygı verici görünüyor.

10 GÜNDE ÖDEME 

Bu tablo içinde yaşanan dikkat çekici bir başka detayı da -adı bende saklı- okurum paylaştı. Sağlık Bakanlığı bünyesindeki kamu hastanelerinin ihtiyacı için Devlet Malzeme Ofisi'nce (DMO) açılan sarf malzemeleri ihalelerinden söz ediyoruz. Bir kısmı bugün yapılacak olan altı ayrı ihalede süreler yakında uzatılmış. Ay sonu ve şubat başında yapılacak altı ayrı tıbbi cihaz ve laboratuvar malzemeleri ihalesi.
Ama mesele bu değil.
Mesele, ihaleye konu malzemelerin 15 günde tesliminin istenmesi.
Yanı sıra ödemenin de 10 günde yapılacağına dair şartname hükmü.
Normal şartlarda olumlu değerlendirilmesi gereken sürelerdeki kısalık, devlet üniversitelerinin ödemeleri 6 aydan önce yapamadığı bir konjonktürde çok dikkat çekici gelmiş okuruma.
Yüzbinlerce adet (eldiven, bisturi vb.) malzeme alınacak DMO ihalesinde 10 günde ödeme yapılabilecekse sektördeki sayısız firma neden 2 yıldır ödeme bekliyor?
Bu ihalelerin ve kazanacak firmaların öncekilerden üstünlüğü nedir?
Nedir gerçekten?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları