Kadın cinayetlerini örtemezsiniz
Çiğdem Toker; Yani Türkiye'nin dört bir yanında 24 kadın, erkekler tarafından hayattan koparıldı. Bu bir kenarda dursun. Mart ayında 19 kadın da şüpheli biçimde öldü.
Mart ayında 24 kadın cinayeti işlendi.
Adana, Adıyaman, Antalya, Bursa, Erzurum, Denizli, Isparta, İzmir, Kırşehir, Kilis, Kocaeli, Konya, Niğde, Ordu, Sakarya, Tekirdağ'da.
Yani Türkiye'nin dört bir yanında 24 kadın, erkekler tarafından hayattan koparıldı.
Bu bir kenarda dursun.
Mart ayında 19 kadın da şüpheli biçimde öldü.
Antalya'da, Bursa'da, Denizli'de, Diyarbakır'da, İstanbul'da, Samsun'da, Sinop'ta, Karabük'te, Karaman'da, Kayseri'de, Van'da, Yalova'da.
★★★
2021 yılından bu yana kayda giren şüpheli kadın ölümlerinin yüzde 20'si (55 kadın) yüksekten düşerek gerçekleşti.
Bu verileri ayrı ayrı haberler biçiminde mutlaka görüp okuyup dinlemişsinizdir. Ancak bunların anlamlı bir “okuma” yapılacak hale getirilmesini titizlik, cesaret ve kararlılıkla çalışan bir sivil toplum örgütü sağlıyor.
Kadın cinayetlerinin kayıtlarını gün gün tutan, raporlayan cinayetlerin arka planını analiz eden, cinayeti işleyen erkeklerin yargılandığı davaları izleyen, öldürülen kadınların yakınlarına, şiddete uğrayan mağdur kadınlara destek olan bir sivil toplum kuruluşu:
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu.
2010 yılında Münevver Karabulut cinayetinden sonra kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2012'de dernekleşti.
İstatistik çıkarıyor, grafik ve tablolarla anlaşılır biçimde kamuoyuna duyuruyor, aylık periyodik raporlar hazırlayarak ilgilenen herkesin erişimine açıyor. Kadın cinayetlerinin kayıtlarını tutuyor.
Bu kayıtlarda kadınların
■ kimler tarafından
■ nerede
■ nasıl,
■ hangi araçlarla öldürüldüğü bilgileri yer veriliyor.
Kadınları öldürenlerin büyük çoğunluğunu evli bulunduğu erkekler olduğunu, en çok evlerinde öldürüldüklerini, en çok ateşli silahlarla öldürüldüklerini, şüpheli ölümlerin yüzde 20'sinin yüksekten düşme biçiminde gerçekleştiğini onların derlediği kayıt ve hazırladıkları raporlardan öğreniyoruz.
“Hep mi kadınlar yüksekten düşer?”
sorusunu cesaretle soruşlarından, olay yerinde kadınların yanında evli, birlikte veya eskiden birlikte olduğu erkeklerin bulunmasının tesadüf olmayacağını yüreklice yazmalarından biliyoruz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nu.
FESİH DAVASI
Yargı kararlarında sıkça rastlanan iyi hal indirimi, haksız tahrik indirimi gibi isyan ettiren uygulamaların görünür, tartışılır kılınmasında onların payı büyük.
Şimdi yıllardır bu kadar yaşamsal bir alanda mücadele veren, faaliyet gösteren derneği kapatmak istiyorlar.
İçinde “sözde kadın hakları”, “kadın haklarını savunmak kisvesi altında aile mevhumunu yok sayarak aile yapısını parçaladığı” gibi cümleler geçen şikayet mektupları üzerinden “kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek” suçlaması yöneltiliyor. Fesih davası açılıyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, şiddete uğrayan sayısız kadına verdiği somut ve moral destekle geniş kitlelerin desteğini almış bir örgüt. Dün Gökçer Tahincioğlu'nun t24'te de yazdığı gibi başka ülkede yöneticilerine ödüller verilecek dernek, hamasi, yazım yanlışlarıyla dolu bir ihbar mektubuna dayanılarak kapatılmak isteniyor.
Ha bir şey daha. Platformun açıklamasından öğreniyoruz ki, dernek yöneticilerine yönelik “davaya bile dönüşmemiş, suç oluşmamış soruşturmalar dahil bir dizi kolluk kayıtları” da listelenip dosyaya konulmuş.
MÜCADELE DURMAZ
Hak arayışının kriminalize edilişi yeni değilse kadın cinayetlerinin durdurulması için mücadele eden bir derneği kapatma girişimi, yepyeni bir eşik…
Şu kadarını biliyoruz değil mi?
Eğer Türkiye'de yargı, sağlıklı işleseydi, erkekler, cezasızlıktan, “iyi hal” indirimlerinden devşirdikleri çarpık özgüvenle kadınları öldürmeyi akıllarından bile geçiremez, adalet arayışları ızdıraplı süreçlere dönüşemez, dolayısıyla Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nu ortaya çıkaracak bir iklim oluşamazdı.
Kadın cinayetleri durmayıp arttığına göre, bu cinayetlerin duracağı bir hayat için verilen mücadele de durmayacaktır.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları