Şehir hastaneleri itirafı
Çiğdem Toker: Düşünün ki Ankara'nın göbeğinde ve vatandaşların rahatlıkla ulaşabildiği Numune Hastanesi, Zekai Tahir Burak Kadın Hastanesi, Dışkapı Çocuk Hastanesi gibi köklü hastaneler sırf Bilkent Şehir Hastanesi para kazanabilsin diye kapatıldı.
Çocuklarımızın, torunlarımızın ve hatta torunlarımızın çocuklarının geleceğini ipotek altına alacağını, bütçeye en az çeyrek yüzyıllık yükünü, yıllardır gündeme taşıdığımız şehir hastanelerindeki çıkmaz yolu Sağlık Bakanlığı da kabul etmek durumunda kaldı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 10 şehir hastanesinin Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeli yerine genel bütçe kaynaklarıyla yapılacağını açıkladı. Bütçe kaynaklarıyla yapılacağı açıklanan yeni şehir hastaneleri 12 bin 400 yatak kapasiteli.
Bakan Koca bu açıklamayı bakanlık bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 12 Kasım Salı günü yaptı. Ne var ki, aynı sunuş konuşması içinde, KÖİ modeliyle gerçekleştirilecek 9 şehir hastanesi inşaatının sürdüğüne de yer verdi. Bu çelişkili gibi görünen yaklaşımdan anlaşıldığı kadarıyla, inşaatı devam eden 9 şehir hastanesinin uygulama sözleşmeleri imzalanmış durumda. Ve bakanlık olarak da devasa taahhütler altına girdikleri bu uygulama sözleşmelerinden dönüş yok diye düşünüyor olmalılar.
BU ÇAĞIN KAPİTÜLASYONU
Devlet yetkisini kullanan AKP'li sağlık bakanlarının 81 milyonu borç altına sokarak imzaladığı şehir hastanesi sözleşmeleri, bu büyük meselenin en can alıcı kısmını oluşturuyor. Başında “kamu” kelimesi olmasına rağmen, şirketler ile onları finanse eden yabancı kreditörlerin egemen olduğu şehir hastanelerini, bu çağın kapitülasyonu olarak nitelemek yanlış olmayacaktır. İngiltere'nin kendi yurttaşlarının tepkileri üzerine özeleştirisini yaparak terk ettiği bu modeli, geri kalmış pek çok ülkeyle birlikte, allanıp pullanarak Türkiye'ye ihraç etmesi, AKP iktidarının onayıyla mümkün olabildi.
Çok sayıda milletvekilinin bütün çabalarına karşın “ticari sır” gerekçesiyle sözleşmeleri açıklanmayan bir modelin, verilen hizmet kamusal nitelik taşısa da vatandaş çıkarlarını gözettiği düşünülemez.
Düşünün ki Ankara'nın göbeğinde ve vatandaşların rahatlıkla ulaşabildiği Numune Hastanesi, Zekai Tahir Burak Kadın Hastanesi, Dışkapı Çocuk Hastanesi gibi köklü hastaneler sırf Bilkent Şehir Hastanesi para kazanabilsin diye kapatıldı. Balıkesir Milletvekili Dr. Fikret Şahin, kendi şehrindeki köklü devlet hastanesinin kapasitesinin büyük oranda düştüğünü, personelin şehir hastanesine aktarıldığını ve ne acıdır ki yoğun bakım ünitelerinin bodruma atıldığını söylüyor.
AÇILANLAR BAKANLIĞA DEVREDİLSİN
Şehir hastanelerinin toplum sağlığı, hekimler ve bütçe finansmanına etkileri konusunda başından bu yana çalışma yürüten Türk Tabipleri Birliği yönetimi, Bakan Koca'nın TBMM'deki konuşması üzerinde bir açıklama yaptı. Şehir hastanelerinin bir kısmında genel bütçe kaynakları kullanımı başlanmasının gelişme olduğunu ancak atılması gereken adımlar olduğunu bildirdi. O adımlardan birkaçı:
Bugüne kadar açılan şehir hastaneleri Sağlık Bakanlığı'na devredilmeli,
Yapım aşamasında olan KÖİ finansmanlı hastanelerin genel bütçeden finanse edilmesi sağlanmalı,
Şehir hastanelerinin başlangıcından bu yana gerçekleştirilen tüm kamu zararları talep edilmeli, Şehir hastaneleri ihale şartnameleri kamuoyuyla paylaşılmalı,
Kapatılan hastanelerin tekrar hizmete açılması için çalışmalar başlatılmalı,
Yeni açılacak hastaneler halkın kolayca sağlık hizmetine ulaşacağı yerlere yapılmalı,
Bu süreçte büyük zarar gören uzmanlık eğitimlerinin telafisi bir an önce sağlanmalı.
Aklın yolu bir. Daha çok tartışacağız ama kesin olan, ülkemizin geneli açısından mali ve sosyal bir yıkıma dönüşmeden şehir hastaneleri için gereken adımlar atılmalı.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları