Şehir hastanelerinde ince işler
Çiğdem Toker; Kamu-özel işbirliği (KÖİ) modeliyle yaptırılan ulaştırma ve altyapı projeleri, şehir hastaneleri; kamu kaynaklarına zarar veren uygulamaların yoğun olduğu alanlar arasında yer alıyor.
Sayıştay 2021 yılı denetim raporlarını yayımladı. Okumak için sabır ve dikkat yeterli değil. Yanı sıra çelik sağlamlığında sinir istiyor. Raporları okurken gözünüzün önünden, kamu kaynaklarının nasıl bol keseden “ustalıklı” yöntemlerle dağıtıldığını, şirketlerin çıkarları için bütçeye nasıl hasar verildiğine dair ince örnekler resmi geçit yapıyor.
Kamu-özel işbirliği (KÖİ) modeliyle yaptırılan ulaştırma ve altyapı projeleri, şehir hastaneleri; kamu kaynaklarına zarar veren uygulamaların yoğun olduğu alanlar arasında yer alıyor. Üstelik bir kısmı geçmişte birkaç kez Sayıştay raporlarında kayda geçirilmesine karşın dikkate alınmamış.
Başlıktaki konu, sayısız örnekten yalnızca biri. Kitlesel bir nitelik taşıdığı için öncelik verdim. Sayıştay denetçileri; -İkitelli adıyla başlayan sonra müteahhidi değişince adı da değişen – Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi'nde saptadıkları bir “farklılığı” (!) son raporlarında kayda geçirmiş.
Sayıştay raporunda “usulsüzlük”, “yolsuzluk” gibi kelimeler kullanılmıyor. Ancak “BULGU” başlığı altında uzun uzun anlatılan tespitleri okuduğunuzda usulsüzlükten başka bir şey olmadığını anlıyorsunuz.
SUNULMAYAN HİZMETE GARANTİ ÖDEMESİ
Sağlık Bakanlığı 2021 yılı raporunda, 7 no'lu bulgu olarak geçen konu başlığı:
“Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde Tüp Bebek İçin Görevli Şirket Tarafından Laboratuvar Hizmeti Sunulmamasına Rağmen Bu Hizmete İlişkin Garanti Tutarlarının Ödenmesi”
Bir ön bilgi paylaşıp Sayıştay raporunu esas alarak sırayla anlatalım:
-Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ni, Rönesans Sağlık Yatırım-Japon Sojitz ortaklığı işletiyor. Bütün KÖİ sözleşmeleri gibi Sağlık Bakanlığı ile bu ortaklık arasında imzalanan sözleşmenin de ekleri var. Ek 14'teki “Laboratuvar
Hizmetleri” başlığı şöyle:
-“Şirket, güncel Sağlık Uygulamaları Tebliği'nde Ek A'da belirtilen tüm laboratuvar tetkiklerini çalışmak için İdare'ye tüm teknik kaynak, Hemşirelik ve Hekimlik Hizmetleri hariç olmak kaydıyla personel (Laboratuvarlarla ilgili mevzuatta nitelikleri belirtilen personel) ve destek faaliyetlerini temin edecektir.”
TÜP BEBEK DENMİŞ AMA
Aynı sözleşmenin bir başka ekinde düzenlenen Fiyatlandırma Tablosu'nda;
Laboratuvar Hizmeti'nin Laboratuvar ve Tüp Bebek olmak üzere iki kalemden oluştuğu belirtiliyor. Olay bundan sonra başlıyor. Sayıştay, “Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde, Laboratuvar hizmeti altında tüp bebek işlemleri için alt kırılım olduğunu, bir garanti miktar belirlendiğini ancak hastane açıldığından bu yana “görevli şirket” tarafından tüp bebek işlemlerine yönelik bir tetkik veya tedavi işlemi gerçekleştirilmediği(…) tüp bebek işlemlerine ait bir hizmet tanımlanmadığını” raporluyor.
Devamı şöyle: “Şirket tarafından tüp bebek olarak değerlendirilen testlerin infertilite tanısı almış hastalara istenilen tetkikler olduğu laboratuvar hizmet komisyonu tarafından tutanak altına alınmış olup, yapılan testlerin diğer şehir hastanelerinde laboratuvar hizmeti altında tüp bebek alt kırılımı olmaksızın çalışılan testler olduğu anlaşılmıştır.
Özet şu: Ortada diğer şehir hastanelerinde laboratuvar hizmeti olarak geçen bir hizmet var. Ancak Başakşehir Çam ve Sakura'da, tüp bebek işlemlerine yönelik tetkik olarak değerlendiriliyor. Ona göre de bütçeden garantiler şirkete ödenmiş. Çünkü ihalede “ayrı bir alt kırılım” oluşturulmuş. Sayıştay konuyu Sağlık Bakanlığı'na soruyor. Cevap olarak da “mahsuplaşılmasına yönelik şirket ile müzakerelerin yürütüldüğü” ifade ediliyor. Bu cevap üstü örtülü olarak Sağlık Bakanlığı'nın da ödemeyi yanlış bulduğunu gösteriyor. Tutarın ne olduğu ise raporda yoktu.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları