Sevdiklerini gözden çıkarmak
Çiğdem Toker: Türkiye'de insanları kendileriyle birlikte sevdiklerini de yaşamdan koparma kıyısına getiren dehşet verici bir işsizlik ve borç sorunu tırmanmakta.
Hazine'den sorumlu devlet bakanıyken -şu sıralar yeni parti kurma hazırlığını hızlandıran- Ali Babacan'ın yurtiçi ve yurtdışındaki hemen her toplantısını gazeteci olarak izlerdim.
O dönem sık yapılan değerlendirmelerden biri şuydu: Nüfus artışı dolayısıyla işgücüne her yıl 500-700 bin katılım oluyor. Yani devletin her yıl en az 500 bin kişinin istihdam sorununu çözmesi gerekiyor.
Babacan'ın AB üyelik inancını da her fırsatta vurguladığı o yıllar çok geride kaldı. Doymak bilmeyen bir azınlığın servetlerini büyütmesi için; memleketin dağlarının, ırmaklarının ve toprağın altının ve gökyüzündeki hepimize ait olan maviliğin rahat talan edilebilmesi için yasalar çıkaran, ihaleler açıp, ruhsatlar veren AKP iktidarında işsiz sayısı bugün 4 milyon 650 bine ulaştı. (Babacan yakın zamana dek bu tablonun izleyicisiydi.)
Bu rakamın 980 bini işsizler ordusuna son bir yılda katıldı. Bir yıl içinde işsiz kalanların 789 bini ise daha önce işi olup işini kaybedenlerden oluşuyor.
“Biz bunu daha önce hiçbir krizde görmemiştik.”
Gerçekten de CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın açıklamasında dediği gibi böyle bir tablo hiç yaşanmadı.
İktisatçı Dr. Murat Kubilay'ın kurduğu Genç İşsizler Platformu, güncel iktisadi verileri analiz edip anlaşılır bir dile dönüştürerek halkın bilgisine sunuyor.
ARTIŞ REKOR DÜZEYDE
Platform, TÜİK'in son verileri üzerine göz açıcı bir bülten hazırladı. Verilere göre, 15-34 yaş grubunu içine alan geniş yaş tanımlı genç işsiz sayısı 2 milyon 801 bine çıkarak rekor kırdı.Genç işsizliktekine benzer bir artış üniversite mezunlarında ve gençlerin eğitim ile istihdama katılma oranlarında da yaşanıyor. İşsiz sayısındaki artışın ülkedeki nüfus artışı üzerinde olduğu ve oransal olarak rekor düzeylerde seyrettiğini vurgulanıyor:
“Hem yaş hem de eğitim gruplarına ilişkin alt kırılımların TÜİK tarafından açıklanmaya başladığı 2014 yılından beri üniversiteli işsiz oranı yüksek seviyesini korumaktadır. Artan mezun sayısı ise işsiz sayısının doğrudan yükselmesine neden olmaktadır.”
NEDEN MAKYAJLI?
Öztrak da resmi rakamların neden makyajlı olduğunu şöyle izah ediyor: “Son bir yılda çalışma çağındaki, 15 yaş ve üzerindeki nüfusumuz 858 bin kişi artmış. 858 bin vatandaşımızdan her nasılsa sadece 191 bini iş aramış ve işgücüne katılmış. (…)ekonomide toparlanma başlamasına” rağmen, her nedense, 667 bin vatandaşımız işgücüne katılamamış.”
Türkiye'de insanları kendileriyle birlikte sevdiklerini de yaşamdan koparma kıyısına getiren dehşet verici bir işsizlik ve borç sorunu tırmanmakta. Bu sorun ne gazetecilere, iktisatçılara gözdağı vererek ortadan kalkar, ne de parti medyasında hazırlanan yapay mağduriyet tuzaklarıyla.
20 milyarlık davalar da ne?
Sağlık Bakanlığı bütçesi geçen hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşüldü. Bu çağın kapitülasyonlarından biri olan şehir hastanelerine ilişkin son değerlendirmeler bayağı ses getirdi.
Ses getirecek açıklamalar aslında çoktu. Mesela Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın şu sözlerini dikkatinize sunuyorum:
“Özellikle son dönem, şu an sizlerin çok konuştuğu, benim de geldiğimden bu yana bu sorunu çözmek üzere gayret içinde olduğum -ilgilisi bilir, ilgilileri bilir- şehir hastanelerinde yapmaya çalıştığımız düzenlemeleri, yerlileşme çerçevesinde yapmaya çalıştığımız düzenlemeleri, global firmaların açtığı davaları, 20 milyara yakın sonuçlanabilecek olan davaların durumlarını ve takibini ve bununla ilgili elde edilen sonuçları, hatta yurtdışına kadar bu davaların, bu konuların götürülme durumunu, bütün bunları biz iyi biliyoruz. Böyle uydurma, olmadık şeylerle gündem oluşturulup bazı şeyler kaçırılıyor. Ben burada olduğum müddetçe…”
BAKAN KOCA NE DEMEK İSTEDİ?
Bakan Koca ne demek istemiş olabilir sizce? Demek ki Sağlık Bakanlığı aleyhine toplamda 20 milyar TL gibi sonuçlarla bitebilecek davalar var. Demek ki bu davaları “global firmalar” olarak nitelediği çokuluslu şirketler uluslararası tahkim mahkemelerinde açıldı.
81 milyon vatandaşı ilgilendiren bu davaların açılma nedenleri bir takım ihale ve sözleşmelerdeki gecikmeler ve değişiklikler olabilir mi?
20 milyarlık davalar kaybedilirse biz mi ödeyeceğiz gene? Ve Sağlık Bakanı Koca kendisini sorumlu görmüyorsa, kimdir bu davaların açılmasında sorumluluğu bulunan siyasiler?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları