loading
close
SON DAKİKALAR

Suç uydurma suçu

Çiğdem Toker
Tarih: 05.02.2021
Kaynak: Çiğdem Toker: Sözcü

Çiğdem Toker: Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, AKP ve MHP seçmeni gibi düşünmekle kalmayıp, ifade özgürlüğünün bir parçası olan itiraz ve protesto haklarını kullanıyor. Şiddete başvurmadan.

AKP'ye oy verenlerin yüzde 66.1'i, üniversitelerin siyasi ve akademik olarak siyasetten bağımsız olmasını istiyormuş.

AKP'ye oy verenlerin yüzde 55.1'i, rektörleri üniversite öğretim elemanlarının seçmesinden yanaymış.

AKP'ye oy verenlerden sadece yüzde 33.2'si, rektörleri Cumhurbaşkanı'nın ataması gerektiğini düşünüyormuş.

Özer Sencar, MetroPoLL araştırma şirketinin başkanı. Türkiye'nin gündemindeki rektör atamalarına dair araştırma sonuçlarını sosyal medya hesabından paylaştı. Hemen belirtelim; sonuçları oluşturan bu cevaplar, son genel seçim olan 24 Haziran 2018'de oy verilen partiler esas alınarak verilmiş.

MHP'LİLERİN YÜZDE 65.1'İ

Üniversiteye bakış konusunda, AKP'nin müttefik cephesinde durum daha ilginç. MetroPoLL anketine göre, MHP'ye oy veren seçmenlerin yüzde 65.1'i, rektörleri üniversite öğretim elemanlarının seçmesi gerektiğini düşünüyormuş.

Yine MHP ‘ye oy verenlerin yüzde 78.5'i, üniversitelerin siyasi ve akademik olarak siyasetten bağımsız olmasını istiyormuş.

Hangi MHP mi?

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine “Evlat değil, başı ezilmesi gereken zehirli yılanlardır” diyebilen Devlet Bahçeli'nin genel başkanı olduğu MHP'den söz ediyoruz, evet.

Cumhur İttifakı seçmeninin büyük çoğunluğu, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri gibi düşünürken, iktidarın Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yönelik hukuka aykırı tutumları ve nefret dili bitmek bilmiyor.

Arada tutarsızlık varmış gibi görünse de, aslında yok. Meselenin düğümlendiği yer, düşüncenin eyleme geçip geçmemesi.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, AKP ve MHP seçmeni gibi düşünmekle kalmayıp, ifade özgürlüğünün bir parçası olan itiraz ve protesto haklarını kullanıyor. Şiddete başvurmadan.

Türkiye'nin en zeki en başarılı öğrencileri yerlerde sürüklenip ters kelepçe altında tekmelenirken, işte bu “düşünenler”, muhtemelen “İyi ki bizim başımıza gelmiyor” diye seyrediyor.

DÜŞMAN CEZA HUKUKU 

Güvenlik güçlerinin  şiddete başvurmadan, tepkilerini barışçıl gösterilerle dile getiren öğrencilere müdahalesinde büyük bir kin, hınç ve nefret gözleniyor.

Sadece İstanbul değil, Ankara ve İzmir'de de polisin orantısız şiddetini yansıtan görüntüler aktı durdu 2 gündür. Öğrencileri yerlerde tekmeliyor, postalıyla yerdeki öğrencinin kafasına bastırıyor, ters kelepçeyle gözaltı otobüsünde bekletiyor, İzmir'de olduğu gibi direkt gözlerini hedef alarak biber gazı sıkıyor. Bunlar bizim sosyal medyada gördüklerimiz. Bir de gençlerin anlatımlarıyla öğrendiklerimiz var.

Polis şiddetinin boyutlarını evlerdeki televizyonlarda görmek mümkün olmasa da “düşman ceza hukuku”nu yansıtan bu şiddetin büyük bölümü sosyal medyada kayda giriyor.

TERÖRİST YAFTASI

İçişleri Bakanı'nın Anayasa'daki masumiyet karinesini ihlal ederek, açık açık terörist olmakla yaftaladığı öğrencilerin büyük bölümü tutuklama istemiyle sevk edildikleri mahkemede serbest bırakıldı.

Avukatların, milletvekillerinin, öğrencilerin, demokratik kitle örgütlerinin özveriyle sergilediği dayanışma, bu zehirli nefret diline, hınç dolu saldırılara, yaftalamaya, suç uydurma suçuna karşı adeta panzehir etkisi yaratmaktadır. Bu nedenle kıymeti büyüktür. Ama demokratik tepkilerini gösteren öğrencilere yönelik bu baskı ve müdahaleler bitecek gibi görünmüyor. Dayanışma kültürünün gelişip yaygınlaşması bu nedenle önem taşıyor.

Peki sırf  atanmış değil seçilmiş rektör talep ettikleri için öğrencilere olmadık eziyeti reva gören siyasi iradenin sandık fetişizmini nereye koyacağız? Bu soruyu unutmayın lütfen.

 

 

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları