loading
close
SON DAKİKALAR

‘Türk makamları terörü çok geniş yorumluyor’

Çiğdem Toker
Tarih: 14.05.2016

Çiğdem Toker; Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Temsilcisi Hansjörg Haber, vize serbestisi kriterlerini değerlendirirken Türk makamlarının terörü çok geniş yorumladığını söyledi.

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Temsilcisi Hansjörg Haber, vize serbestisi kriterlerini değerlendirirken Türk makamlarının terörü çok geniş yorumladığını söyledi. Türkiye’de nüfusun yüzde 10’u pasaport sahibiyken, vize serbestisinin hararetli tartışılmasının ilgi çekici olduğunu belirten Haber, kişisel verilerle ilgili düzenlemenin de yaşamsal önem taşıdığını vurguladı. 

Vize serbestisi anlaşmasının, mülteci krizinin bir sonucu olmadığını, bu konunun Ekim 2013’e dayandığını ve kriterlerin o tarihten bu yana değişmediğini vurgulayan Haber, “Bu müzakerede, tarafların fay hatlarına odaklanmak yerine birbirine yaklaşması gerekiyor” dedi... Haber, bir araya geldiği bir grup gazeteciye önemli değerlendirmeler yaptı:

[Haber görseli]

•Terör- iltica sorunu: Üye devletlerin kafasında şu var: Türkiye’de hakkında terör soruşturması açılan birinin eylemi, AB’de ifade özgürlüğü kapsamına giriyor olabilir. Vize serbestisi olduğunda, böyle bir durumda bu kişiler Avrupa’ya iltica talep edecek ve muhtemelen bu ilticayı alacak. Dolayısıyla uyumlaştırma ihtiyacı söz konusuydu. (Mesela Almanya’ya yapılan iltica başvurularında Türkiye hep ilk 10’da olmuştur.) Terör tanımı konusunda bir şey yapılması gerekiyor. Bunun nasıl’ını Brüksel’deki makamlar kararlaştıracak.

•Kişisel verilerde güvensizlik: Diğer meselelerin gölgesinde kalsa da, kişisel verilerin korunması yasası çok önemli. Pratik nedenleri var: Vize serbestisi hayata geçerse, AB ile Türkiye arasında bazı şüphelilerle ya da suçlularla ilgili veriler değişime tabi olacak. Şöyle bir senaryo düşünün: Diyelim ki Türk makamlarına bir veri ilettik ve o kişi aslında suçsuz. Eğer, Türk makamları bunu çok cömert biçimde kullanıp kamu alanına sızmasına neden olursa, o kişi bize dönüp AİHM’ye kadar başvuracaktır. Kişisel veri düzenlemesi işte böyle bir durumun önlenmesi için şart.

•Şahısla değil devletle: Anlaşmalarımızı şahıslarla değil, devletlerle yaparız. Hatırlatayım ki, vize yol haritası Cumhurbaşkanı henüz Başbakan’ken kabul edildi. Bu süreçte herhangi bir değişiklik olmadı. Sadece yürürlük tarihleri değişti. Büyükelçi Haber, soru üzerine PKK’nin kendileri açısından da bir terör örgütü olduğunu söylerken Ankara’daki saldırıların ardından Avrupa’nın kurumsal olarak kınadığını ve hiçbir kafa karışıklığı söz konusu olmadığını vurguladı. Başbakan Davutoğlu’nun yurtdışındayken Öcalan posterli PKK çadırlarının nasıl açıldığı sorusuna Haber, “Burada sorunlu bir durum olabilir. Ama o çadırın kurulması, başlı başına bir terör eylemi değildir. Zaten sorun da bu. Mevzuatın nasıl uygulandığı. Çünkü biz terörü fikri değil, eylemsel olarak tanımlıyoruz” diye konuştu.

•Ortak anlayış: Kriterleri sağlanmazsa vize serbestisinin yürürlüğe girmesi düşük bir ihtimal olabilir. Ama iyimser olmalıyız. Konuyu uzmanlar değerlendirecek. Biz şu anda Türkiye’nin ifade özgürlüğüyle ilgili AB müktesebatının tamamını kabul etmesini beklemiyoruz. Şu an için Türkiye’den beklediğimiz şey, terör konusunda ortak bir anlayışın oluşturulmasıdır.

•Kaygı var: Haber, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Mültecileri otobüslere doldurur göndeririz” sözü anımsatılarak bir kaygı olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi: “Türkiye’nin bu kadar çok sayıda mülteciyi kabul etmesi insani mülahazalarla oldu. Soru şu: Vize anlaşması kabul edilmez ise artık mültecilere ev sahipliği yapmayacak mı? Tabii ki burada yapılan açıklamalar konusunda elbette birtakım endişeler var. Ana pozisyonumuzda değişiklik olmayacak. Anlaşma konusunda belli bir stres var. Ama yapılan her anlaşmayı da bir pozisyon beyanı şeklinde değerlendirmemek lazım.”

[Haber görseli]

PASAPORTTA ÇARPICI VERİ
Büyükelçi Haber, anlaşma uygulanmazsa, işadamları, sanatçılara vizenin kaldırılması gibi ara formülün gündemde olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi:
“Türkiye’nin böyle bir şey arzu ettiğini düşünmüyorum. Arzu edilen çok girişli vizelerle ilgili serbesti tanınmasıdır. Şu soru da tartışılabilirdi: Türk vatandaşlarının sadece yüzde 10’u pasaport sahibiyken neden bu konu üzerinde bu kadar tartışmalarla gündeme getiriliyor? Yine de esas mesele insanların kendilerine eşit muamele gördükleriyle ilgili kanaate varılmasıdır.”

•3 milyar Avro: 3 milyar Avro konusunda endişeye mahal yok. Bu konuda kesin bir taahhüt verildi. Ama ikinci 3 milyar konusunda kesin bir taahhüt verilmedi. Sürecin daha hızlı yürümesini tabii ki arzu ederiz ama uyulması gereken kurallar da var. Avrupalı vergi mükelleflerinin parasını harcarken dikkat ederiz. Süreç uzundur ve çok katı koşullar vardır. Ama yaz itibarıyla bu paranın 1 milyar Avro’su gelmiş olur.

Çiğdem Toker - Cumhuriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları