loading
close
SON DAKİKALAR

Artık kimseyi aldatamayacaksınız

Erol Kızılelma
Tarih: 01.06.2019
Kaynak: Erol Kızılelma

Erol Kızılelma: Halkın cebindekinin azalmasına rağmen, hala birileri servetlerine servet katıyor. Saray’ın itibar kazanıyoruz bahanesiyle saltanata, şatafata, israfa nasıl para harcadığı saklanamıyor.

Yoksulluk ve işsizlik bu toprakların kadim problemi olmaya devam ediyor. Gelen soydu, giden soydu. Ama bu sorun hiç bu boyutlarda can yakmamıştı. Gözümüzün içine baka baka, Cumhuriyet tarihimizin en büyük soygununu yaşattılar bize. Hatta önemli bir kesimimizi, suçlarına alet ettiler. Oylarımızla geldiler yönetime. Kör talih, şimdi de oylarımızla gitmemek için her türlü katakulliyi çeviriyorlar.

Yoksulluk ve işsizliği çözmeye başlamanın yolu, önce ekonomik büyümeyi sağlamaktan ve hakkaniyetli paylaşımdan geçiyor. Bizde ikisi de kötü. Zaten ekonomi göreceli olarak daha iyi iken bile hakça paylaşımdan uzaktık. Ama ya şimdi? Damat tersini iddia etse de, artık sağır sultan bile duydu, ekonomimiz ağır bir krizden geçiyor. Daha doğrusu, krize düşürüldü. Bütün uyarılara rağmen, ekonomimizin kötüye gidişiyle ilgilenilmedi. Amaç, ülkeyi ve ekonomiyi yönetmek, halkın sosyal bir devlete ve refaha ulaşmasını sağlamak olmayınca, bu kaçınılmaz sonuçla karşılaşıyorsunuz.

Ekonomi konusunda karamsar, kötümser yaklaşımlar nedensiz değil. Bu ülke tarihinin en büyük soygununu yaşadı. Ama artık deniz bitti. Cumhuriyet döneminin, halkın büyük özverisiyle gerçekleştirilmiş birikimleri ya satıldı, ya da başka yollarla yok edildi. Neoliberalizmin uyuşturucu hayal dünyasında, özelleştirmeler için uygun ortam bulup devletin elindeki neredeyse bütün üretim araçları yok pahasına yandaşlara peşkeş çekildi. Havadan elde edilen fabrikalar, üretim için değil arsası için değerlendirildi. Fabrikalar bir süre sonra ya el değiştirdi, ya da kapandı. Özelleştirmeler ve ihaleler yoluyla elde edilen büyük kazançlar, çocuklar ve damatlar tarafından gemicik filolarına yatırıldı veya yurtdışı hesaplara aktarıldı. Ekonomiye, yolsuzluklar, el değiştirilen şirketler ve alınan komisyonlar damgasını vurdu. Yandaş ithalatçıların karı ve alınan komisyonlar o kadar tatlı geldi ki, tarım ve hayvancılık yönetim eliyle bitirildi.

Elbette bu soygun düzeni demokratik bir ortamda sürdürülemezdi. Adım adım diktatörlüğün temelleri örüldü. Süreci hep birlikte yaşadık. Kimimiz uyardı, kimimiz bu uyarılara kulaklarını tıkadı. Bütün kurumlar iğdiş edildi, ana işlevinden uzaklaştırıldı. Yandaş medya yaratıldı, diğerleri baskı altına alındı. Yargı, FETÖ’cülerin yardımıyla talimatla çalışan yandaş bir kuruma dönüştürüldü. Güvenlik güçleri devasa bir milis gücü haline geldi. Biat eden bir topluma ihtiyaç duyulduğundan eğitim kurumu, hatta din kurumu bile çökertildi, gerçek işlevlerinden uzaklaştırıldı.

Ekonomide ise bir süre alınan yüksek faizli borçlarla günü geçirmeyi başardılar. Ama bu olanağın da sonuna gelindi. Ekonomimiz hızla küçülüyor, yoksulluk ve işsizlik ise hızla artıyor. Ücretli çalışanlar, emekliler, işsizler, esnaf perişan durumda. Sosyal bir patlamadan korkan yönetim, mevcut işyerlerinden yalvar yakar fazladan birkaç işçi alınması istiyor.

Ama işin ilginci, soygunun tadını alanlar, bu işte kullandıkları devlet aygıtını bir türlü terk etmek istemiyorlar. Hala devlet kadroları arpalık olarak kullanılıyor, yandaşlara yüksek ücretli yönetim kurulu üyesi veya danışman kadroları olarak dağıtılıyor. Halkın cebindekinin azalmasına rağmen, hala birileri servetlerine servet katıyor. Saray’ın itibar kazanıyoruz bahanesiyle saltanata, şatafata, israfa nasıl para harcadığı saklanamıyor.

Artık bıçak kemiğe dayandı. Geçmişte bütün uyarılara kulak tıkayan insanlar bile sorgulamaya başladı. Yaşadığımız yerel yönetim seçimleri ve seçim sonucunda koltukları terk etmemek için verdikleri uğraş bu sorgulamayı hızlandırdı. Artık insanlar soruyor, İstanbul’u kaybetmemek için her yolu deneyerek gösterdikleri bu çaba neden? Yerel yönetimler, bizim cebimizden birilerinin zenginleşmesi için mi kullanılıyor? Erdoğan ailesi, nasıl bu servete ulaştı? Binali Yıldırım’ın ailesi, çocukları nasıl servetlerine servet katabiliyor?

İnsanların yarınlardan umut beslemeye kalkışması bile onların uykusunu kaçırmaya yetiyor. Ama artık ok yaydan çıktı. Halk, İstanbul’un öneminin farkında ve her şey çok güzel olacak, diyor.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları