Cinsiyetçi Küfürler: Kanıksamak, artık suç ve ihanet boyutunda
Erol Kızılelma; Kısaca özetlersek, şimdi cinsiyetçi küfürlerin yarattığı sonuçların iki boyutuna dikkat çekmek lazım: Cinsiyetçi küfürler, bir kadına şiddet uygulamasıdır. Kadının en bayağı şekilde taciz edilmesidir. Cinsiyetçi küfürler, günlük kullanma dilimizi bozmakta, çirkinleştirmektedir.
Terörün günlük kullanma dilinde vardığı boyutlar, cinsiyetçi küfürler, artık görmemezlikten gelinecek, bazılarınca hoşgörüyle veya sempatiyle karşılanacak boyutun çok ötelerine vardı. Öncelikle sportif alanda kullanılan cinsiyetçi küfürler, farkında olmadan günlük konuşmalarımızda, sevindiğimizde, kızdığımızda, yermek veya kutlamak amacıyla da sürekli kullanılabilir hale geldi. Çok zaman yanımızda geçenlerin veya yakınımızda sohbet edenlerin konuşmalarında çok sıkça bu cinsiyetçi küfürlere tanık olabiliyoruz. Bu küfürler o kadar alışkanlık haline gelmiş ki, kullanan çok zaman bu kelimeleri kullandığının farkında değil. Çevresinde bu küfürlerden rahatsız olacak var mı, diye önemsemeden kullanılan bu küfürler kadına şiddetin daniskası olduğu gibi, kadının yanında Türkçemizin de terörize edilmesi anlamına gelmektedir.
Kadına şiddeti ve kadının taciz edilmesini önleme çabasına dikkat çekilirken, kadını ve özellikle de analarımızı hedef alan cinsiyetçi küfürler iç acıtıcı boyutta. İşin ilginci bu küfürler koro halinde söylendiğinde kadınlarımızın da buna iştirak ettiğinin görülmesi. Bu cinsiyetçi küfürler, zaman geliyor diğer terör olaylarının da tetikçisine dönüşüyor. Şiddetin gelişmesine, körüklenmesine uygun bir ortam oluşturuyor. Toplumsal ilişkilerimizde, en başta spor olmak üzere, seviyeyi düşürüyor, sağlanması beklenen yararı önlüyor.
Kısaca özetlersek, şimdi cinsiyetçi küfürlerin yarattığı sonuçların iki boyutuna dikkat çekmek lazım:
* Cinsiyetçi küfürler, bir kadına şiddet uygulamasıdır. Kadının en bayağı şekilde taciz edilmesidir.
* Cinsiyetçi küfürler, günlük kullanma dilimizi bozmakta, çirkinleştirmektedir.
Bu sorun artık savsaklanamayacak boyuttadır. Bu sorunun kısa bir sürede giderilebilmesi mümkün görülmemekle birlikte artık bir yerden başlamalıyız. Önlenebilmesi için, hem eğitim alanında hem de medyada bu konunun işlenmesi, yanlışlığının vurgulanması gerekir. Sivil toplum kuruluşları, spor kulüpleri ve özellikle taraftar dernek ve gruplarının bu konu üzerine eğilmesi, yapılan yanlışların sonlandırılması için kampanyalar açması, yapanları kınaması zorunludur. Spor salonlarında, stadyumlarda sürekli anonslar yapılması, insanlarımızın aydınlatılması ve uyarılması gerekir.
Belki çok acil başka sorunlarımız var denilebilir, ama bu durumun kanıksanması toplumsal ilişkilerimizde yaratabileceği çürüme, diğer sorunların boyutlanmasına da olumsuz katkı yapabilir. Kadınımızı, annelerimizi aşağılayan, taciz eden bu durumun bizleri de üzmesi, rencide etmesi gerekirken, hafife almamız büyük bir ayıp ve utanç boyutundadır. Kadınlarımız için ise ağır bir insan hakları ihlalidir.
Bu çağrıya, sorumluluk duyan her kesimin duyarlı olmasını istiyoruz. Haydi görev başına...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları