Tarih:
21.04.2017
'Demokrasi ve özgürlüklerimiz için tek adam rejimine direneceğiz'
Erol Kızılelma: Halkın, çıkarları tehlikeye giriyor endişesiyle direnmesi haktır ve bu direniş meşrudur. Direnişin mecliste sürdürülmesi kadar, sokakta, mitinglerle ve yürüyüşlerle protesto edilmesi de doğaldır.
Soygun düzenini sürdürebilmek ve hesap vermekten kaçmak amacıyla ülkemizin genleriyle oynamaktan kaçınmıyorlar. Cumhuriyet ve demokrasi büyük tahribata uğratıldı. Ülkede neredeyse bir iç savaş ortamı yaratacak şekilde toplum kutuplaştırılıp, birbirine düşmanlaştırıldı. Dış dünyada bütün ilişkilerimiz bozuldu. Ülkemizin yeni maceralara sürüklenmesi, gençlerimizin yitirilmesi, yeni yeni şehit cenazelerinin kaldırılması demek. Tayyip Erdoğan iktidarı, ne yazık ki kendi felaketini hazırlarken, ülkenin de felakete sürüklenmesine sebep oluyor. Bu nedenle tüm yurtseverlere, Cumhuriyet ve demokrasiyi korumak, özgürlükler ve barış için mücadele etmek görevi düşüyor. Referandumda yapılmak istenen değişikliği ve sahtekarlıkla oluşturulan referandum sonuçlarını kabul edilemez. HAYIR demeye devam edilecek, haksız ve hukuksuz uygulamalara, sözde referandumla getirilecek olan tek adam diktatörlüğüne karşı direnilecektir. Direnmek tüm yurtseverlerin görevidir.
Yurtseverlerin oluşturduğu HAYIR cephesinin en önemli parçası elbette CHP’dir. CHP, referandum nedeniyle oluşmuş olan bu gücü iyi değerlendirmeli, onlarla birlikte omuz omuza mücadeleyi sürdürmekten kaçınmamalıdır. CHP’nin meclisi terk etmesine ben de karşıyım. Çünkü meclis de direnişin bir başka platformudur. Ama bu direniş sadece meclis duvarları içine de hapsedilemez. Toplumun bütün katmanlarından yurtseverlerin bu direnişe katkısı, CHP’nin de desteğini almalıdır. Bu direnişte göstereceğimiz her türlü zaaf, ödeyeceğimiz faturayı ağırlaştıracaktır.
CHP’nin bu direnişe öncülük etmesini isteyenlerin de, CHP’nin özerk kimliğine saygı göstermeleri, kendi doğrularını CHP’nin de kabul etmesi gerektiği takıntısından kurtulmaları, CHP’nin iç sorunlarına müdahaleden kaçınmaları gerekmektedir. Bu direniş güçbirliğinin zayıflatılmaması için, karşılıklı etkileşmeyi sağlayacak platformların canlı tutulması becerilmelidir. CHP elbette sorumlulukları yüksek ve güçlü örgütü olan bir siyasi partidir. Kendi politikalarını özgürce belirleme hakkına sahiptir. Ama güçbirliği yaptığı kesimlerle ortak politikalar belirleme çabasına girmesi, onu daha da güçlü kılacaktır.
Halkın, çıkarları tehlikeye giriyor endişesiyle direnmesi haktır ve bu direniş meşrudur. Direnişin mecliste sürdürülmesi kadar, sokakta, mitinglerle ve yürüyüşlerle protesto edilmesi de doğaldır. Halkın meydanlara çıkması, düşüncelerini dile getirmesi, toplumsal yaşamı sağlıklı kılar. Yeter ki, halkı birbirine kırdırma anlayışından uzak duralım. İktidarın, yanlışlarını örtbas etmek amacıyla, sokağa çıkan halkın tepkisini baskı ve zulümle veya karşısına militarize edilmiş güçler çıkararak önlemeye çalışması, halkı korkutacak tehditlerle bulunması kendisini kandırmasıyla eşdeğerli bir yanılgı olacaktır.
Yurtseverlerin oluşturduğu HAYIR cephesinin en önemli parçası elbette CHP’dir. CHP, referandum nedeniyle oluşmuş olan bu gücü iyi değerlendirmeli, onlarla birlikte omuz omuza mücadeleyi sürdürmekten kaçınmamalıdır. CHP’nin meclisi terk etmesine ben de karşıyım. Çünkü meclis de direnişin bir başka platformudur. Ama bu direniş sadece meclis duvarları içine de hapsedilemez. Toplumun bütün katmanlarından yurtseverlerin bu direnişe katkısı, CHP’nin de desteğini almalıdır. Bu direnişte göstereceğimiz her türlü zaaf, ödeyeceğimiz faturayı ağırlaştıracaktır.
CHP’nin bu direnişe öncülük etmesini isteyenlerin de, CHP’nin özerk kimliğine saygı göstermeleri, kendi doğrularını CHP’nin de kabul etmesi gerektiği takıntısından kurtulmaları, CHP’nin iç sorunlarına müdahaleden kaçınmaları gerekmektedir. Bu direniş güçbirliğinin zayıflatılmaması için, karşılıklı etkileşmeyi sağlayacak platformların canlı tutulması becerilmelidir. CHP elbette sorumlulukları yüksek ve güçlü örgütü olan bir siyasi partidir. Kendi politikalarını özgürce belirleme hakkına sahiptir. Ama güçbirliği yaptığı kesimlerle ortak politikalar belirleme çabasına girmesi, onu daha da güçlü kılacaktır.
Halkın, çıkarları tehlikeye giriyor endişesiyle direnmesi haktır ve bu direniş meşrudur. Direnişin mecliste sürdürülmesi kadar, sokakta, mitinglerle ve yürüyüşlerle protesto edilmesi de doğaldır. Halkın meydanlara çıkması, düşüncelerini dile getirmesi, toplumsal yaşamı sağlıklı kılar. Yeter ki, halkı birbirine kırdırma anlayışından uzak duralım. İktidarın, yanlışlarını örtbas etmek amacıyla, sokağa çıkan halkın tepkisini baskı ve zulümle veya karşısına militarize edilmiş güçler çıkararak önlemeye çalışması, halkı korkutacak tehditlerle bulunması kendisini kandırmasıyla eşdeğerli bir yanılgı olacaktır.
Erol Kızılelma
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları