Geldikleri gibi gidecekler

Erol Kızılelma: Neoliberalizm bu çarpık düzenle karlarına kar katmayı planlıyordu. Hesapladıkları gibi de oldu, karlarına kar kattılar

31 Mart’ta sandık başına gidin. Demokrasi ve özgürlüklerimiz için mutlaka oyunuzu kullanın. Bu soygun ve zulüm düzeninden hesap sormak ve onu tarihin çöplüğüne yollamak için bu seçimler ilk önemli adım olacak bizler için. Bu nedenle hiçbir yurtsever bu seçimi savsaklamamalıdır.

Şüpheniz olmasın, Türkiye demokrasisini, ülkemiz demokratları inşa edecek, özgürlük alanlarını genişleteceklerdir. İşsizlik ve yoksullukla mücadele edebilmenin, toplumumuzda yaratılan kutuplaşmaları gidermenin, toplumsal barışı oluşturabilmenin yolu da bu şekilde açılacaktır. Bunun ilk adımı, işte bu seçimlerde AKP iktidarının, Erdoğan diktatörlüğünün geriletilmesidir.

Bazılarınca özgürlük ve demokrasi getireceğine inanılan neoliberalizm, vahşi kapitalizim dönemlerine rahmet okutacak bir yıkım getirdi. Bütün dünya işsizlik ve yoksulluğun pençesinde. Bu insafsız soygun düzenini sürdürebilmek için, birçok ülkede demokrasi ve özgürlükler askıya alındı. Arap Baharı yutturmacasıyla, Ortadoğu halklarına, ılımlı maskesi takmış siyasal İslam dayatıldı. Kör topal demokrasi denemesinde bulunan ülkelerde bile bu olanak yitirildi. Emperyal karakterli bu neoliberal akım için ilk atölyelerden birisi Türkiye oldu. Türkiye 15 yıldır siyasal islamın pençesinde çırpınıyor. Ülkemiz, bir yandan acımasızca soyulurken, bir yandan da geleceğimizi uzunca bir süre belirleyecek olan kapkara bir karanlığa büründü.

Neoliberalizm bu çarpık düzenle karlarına kar katmayı planlıyordu. Hesapladıkları gibi de oldu, karlarına kar kattılar. Ama dünyada yarattıkları yıkım, bu düzenin sürdürülebilir olmadığını gösterdi. Demokrasiler sıkıntıda. Popülist sağcı akımlar, ırkçılar, militarist ve savaşçı güçler, bütün şer güçleri bu yıkımın üstünden nemalanmak istiyorlar.

Ülkemizde 15 yıldır tahakkümünü sürdüren AKP iktidarının da sürdürülebilir olmadığı biliniyor. Bu durum ülkenin demokrat, ilerici, solcu güçleri tarafından bilindiği gibi, bu yıkımdan pay kapma uyanıklığı peşindeki, milliyetçi, ırkçı, militarist taraflarca da durum yakın takipte. AKP-MHP ittifakı kanımca böyle değerlendirilmeli. AKP soygun düzenini sürdürebilmenin yolunu, MHP ile zorunlu ittifakta buldu. Geçmişte, kendini iktidara taşıyan ittifakları, iktidarı paylaşmama uğruna tek tek harcayan Erdoğan yönetimi, bugün iktidarı kaybetme olasılığı karşısında yeni bir ittifakı oluşturma, MHP’ye sarılma zorunluluğunda. MHP de neoliberal fırtınanın dağıttığı alanda kendisine iktidar olanakları açılacağı hevesinde. Hızla çökeceği varsayılan Saray yönetiminden parsa toplamak istiyor.

İktidarın önündeki seçeneklerin sayısı hızla azalıyor. Geçmişte, liberallerden ve Kürt siyasetinden destek alma arayışlarında kazanımları olduysa da artık bu yolların tıkandığı görülüyor. Hatta dini çevreler bile Erdoğan rejimine ürkerek bakıyorlar.

Demokrasiden tamamen uzaklaşan ülkemizde, arzulananın parti devletinden de öte, aileye dayalı bir saltanatın şekillendiğini görmek, her yurttaşın içini acıtıyor. Ama biliyoruz ki, ağlamak, sızlanmak çare değil. Bu çağdışı anlayışı geriletmek ve hatta alaşağı etmek için meşru her yol denenmeli.

Erdoğan yönetimi, yıkılmayı hak ediyor. Demokrasiden uzaklaşılması, hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması bir yana, bütün zulüm uygulamalarına rağmen ülkeyi yönetemez olduğunun yüzüne haykırılması lazım. İşte bu seçimde bunu yapacağız. Oylarımızla, bu işsizlik ve pahalılığın, yoksulluğun, kanımızı emen yolsuzlukların,  kardeşi kardeşe düşman eden kutuplaşmanın sorumlusu olduklarını gösterelim. Bu seçimde, AKP'nin soygun ve zulüm düzenini oylayacağız. Diğer hesaplarımızı ertelemeliyiz.

Onlar da durumun farkında. İktidarlarını ayakta tutabilmek için, tehdit, şantaj, iftira, hakaret, her yolu deniyorlar. Bu nedenle, iktidarın göz boyamalarına, tahrip edici algı yaratmalarına veya dostlarımızın küsüp uzak durmalarına izin vermeyin. AKP’yi, soygun ve talan düzenini, yaşamımızı rehin alan çağdışı anlayışları ve karanlığı, işsizlik ve pahalılığı, kin ve nefret aşılayan ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı politikaları oylayın ve indirin AKP’yi aşağıya.