Yanlış hedef yorgunu CHP
Erol Kızılelma: CHP eleştirilerinin önemli kısmı, CHP’den çok daha fazla şey bekleyenlerden gelen iyi niyetli eleştiriler. Ama bir de Cumhuriyetle hesaplaşma amacından hiç vazgeçmemiş olanlar var.
Herkes biliyor ki, CHP’yi önemsiyorum. CHP, önemli ve gerekli. Bu nedenle CHP’yi överken de eleştirirken de dilime çok dikkat ediyorum. Kimileri beğensin beğenmesin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne, demokrasinin, insan haklarının, çalışan haklarının olabildiğince gelişmesinde en büyük pay sahibi CHP’dir. Kimse, CHP olmasaydı biz daha iyi yapardık, demesin. Elbette olabilen herkesin de katkısı olmuştur, ama en önemli unsur, CHP’nin örgütlü gücüdür. Bugün de demokrasi ve özgürlüklerin korunması mücadelesinde yine CHP’ye ihtiyacımız var. CHP’yi her zaman yerden yere vurmakta yarar görenler olsa da, CHP’nin eksiğiyle, yanlışıyla bu gerçek böyle.
CHP eleştirilerinin önemli kısmı, CHP’den çok daha fazla şey bekleyenlerden gelen iyi niyetli eleştiriler. Ama bir de Cumhuriyetle hesaplaşma amacından hiç vazgeçmemiş olanlar var. Onlar bu hesaplaşmada Cumhuriyet ile CHP’yi özdeşleştiriyorlar. Bunların bir kısmı tarihsel nitelik taşıyor. Kurtuluş Savaşı’nda ve Cumhuriyet’in kuruluşunda, o günün şartlarında yaşanmış olan mağduriyetlerden kaynaklanıyor. Bugün, iktidarı ele geçirme ve karşı devrim yapma yolunda çok mesafe almış olan dincileri de bu gruplar arasında görüyorum. Diğerleri, Kürt siyaseti ve komünistler.
Ama bunların dışında bir kesim var ki, bunlar kendilerini liberal olarak adlandırıyorlar. CHP’yi bir Kemalist parti olarak nitelendirip, sürekli olarak demokrasi ve özgürlüklerin önünde tehlike olarak görüyorlar. Liberallikleri kendinden menkul bu kesim, tehlike olarak gördükleri bu parti karşısında herkesle ittifak yapmayı amaçlarına uygun görüyorlar. Aynen AKP’nin iktidara gelmesinde ve politikalarının meşrulaştırılmasında verdikleri destek gibi. Bir yandan da CHP’yi dışarıdan dizayn etme sevdasından vazgeçmiyorlar.
O liberaller yok mu, Özal döneminden başlayarak, hem ülkemiz insan malzemesini erozyona uğrattılar, kutsallaştırılan bireycilik masallarıyla insanı insan olmaktan çıkardılar, insani değerlerden uzaklaştırdılar, hem de CHP bu halkın dilinden anlamıyor diye CHP’yi yerden yere vurdular. CHP, yok jakobenmiş, yok ihtilalciymiş, darbeciymiş. Aslında, kendi elitist anlayışları çerçevesinde, CHP karşıtlığı üzerinden hayat bulma çabasındaki liberallerin hedefledikleri, postmodernizm kıskacında uysallaştırılmış ve yanlış hedefe yönlendirilmiş CHP’ye ulaşmaktı.
Malesef CHP de, zaman zaman bu tuzaklara düştü. Son 20-25 yıl, küreselleşen dünyayı etkisi altına alan neoliberal rüzgarlardan hatırı sayılır oranda etkilendi. İtiraf etmek gerekirse hepimiz etkilendik. Özal döneminden başlayarak liberaller, ülkeyi yüzde 70’i muhafazakar ve dindar, yüzde 30’u solcu şeklindeki bir şehir efsanesiyle kategorize edip, toplumun bu yönde kutuplaşmasına büyük hizmet ettiler. Elbette Türkiye gibi halkı acımasızca soyulan bir ülkede, halkın kutuplaşması çok doğaldır. Ama liberallerin kasıtlı olarak kategorize ettikleri şekilde, soyulan yoksulları, emekçileri bölerek değil. Bu ülkede yoksullar, çalışanlar, işsizler, emekliler, mağdur edilenler, handikaplı gruplar, özgürlükleri kısıtlananlar bir tarafta, halkın sırtından zenginleşenler, tefeciler, yolsuzluk yapanlar, hizmet ettikleri adına halka zulmedenler bir tarafta.
Yanlış kategorileştirilen, yanlış kutuplaştırılan ülkemizde, oylarını arttırabilmek için muhafazakar ve dindar oyların peşinde helak olan CHP, böylece ana rotasından saptırılmış oldu. Bunda yine liberallerin, CHP halkı tanımıyor, dilini anlamıyor, halkın diliyle konuşmuyor propagandasının da etkisi oldu. Liberallerin hesapları, ülkeyi soymak için örgütlenmiş ve Cumhuriyet’le hesaplaşma peşindeki Siyasal İslam görüntüsü altında gizlenen kesimlere yaradı. Liberallerin de desteğiyle Türkiye tarihinin en büyük soygununu yaşadı. Hoş, liberaller de sonunda yaşanan zulümden payını aldı. Ama huylu huyundan vazgeçmez. CHP, özellikle liberallerin tezgahladığı tuzaklardan biran evvel kurtulmalı, kendi sağlıklı rotasına dönmelidir.
CHP'nin sorunu, sağcılardan ve dindarlardan da oy alabilmek değil, yoksullardan, işsizlerden, emeklilerden, mağdur edilenlerden oy almak olmalıdır. CHP, dindarların veya dinsizlerin değil, yoksulların, işsizlerin, emeklilerin, hak, hukuk, adalet isteyenlerin partisidir. Bu nedenle CHP, öncelikle tam işleyen bir partiiçi demokrasiye ve dar gelirlilerden yana, demokrasi ve özgürlüklerden yana bir sosyal demokrat programa sahip olmalıdır,
Bu ülkeye demokrasi getirme misyonu üstlenmiş CHP, elbette kendi iç işleyişinde de tam demokrat olmak zorundadır. CHP, bunu gerçekleştiremediği gibi, antidemokrat, faşist zihniyetli bir soyguncu çete ile demokrasicilik oynamaya çabalıyor, her seferinde de kündeye geliyor. Bu konuda yaşanan gecikme, hem ülkeye hem partinin kendisine zarar vermektedir.
Demokratik bir iç işleyişe kavuşmuş, tercihini dar gelirlilerden, yoksullardan, çalışanlardan yana yapmış, hedef kitlesini iyi belirlemiş bir CHP’nin önüne çıkarılan ve çıkarılacak olan tuzakları aşması kolaylaşacaktır. Hem antiemperyalist Kurtuluş Savaşımızdan gücünü alan 6 okun oluşturduğu ilkeler, hem de çağa ayak uydurma çabasındaki bu 95 yıllık bir partinin edindiği, evrensel sosyal demokrat ilkeler ona bu gücü vermektedir.
Bu ülke bugün hala çağdışı politikalara teslim olmamışsa, hala geleceğe yönelik bir umut taşıyorsak, bunda CHP'nin aydınlanmacı ve halktan yana tarihinin büyük payı vardır.
ÜYE YORUMLARI
Facebook Yorumları
CHP'nin sorunu, sağcılardan ve dindarlardan da oy alabilmek değil, yoksullardan, işsizlerden, emeklilerden, mağdur edilenlerden oy almak olmalıdır. altına imzamı atarım...tebrik güzel yazı
tebrikler Erol bey. Yazınızdan faydalandım. Emeğinize, kaleminize sağlık
CHPNİN HATASI ALTIOKTAN KEMALİZMDEN VAZGEÇİP SOSYAL DEMOKRAT OLMAYA KALKIŞMASIDAN KAYNAKLANMAKATADIR CHP KENDİ ÖZÜNE DÖNMELİ ULUSALCI KEMALİST POLİTİK ÇİZGİYE DÖNMELİDİR
Yüreğine sağlık sevgili başkan