Paçoz
Hüsnü Mahalli: Yalnız ve yalnız vicdan ve dostluğa vefa için.
Öncesinde de vardı ama İstanbul yenilgisinden sonra daha arttı.
Yandaş medya içinde kavga giderek büyüyor.
Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, Erkan Tan için ‘İşte bu paçozluklar her şeyi mahvetti. Yeter’ demiş.
Yusuf Kaplan’ı tanırım o da beni çok iyi tanır ama Yusuf, bu şarlatan bana ve herkese saldırdığında sesini çıkamamıştı.
2003-2005 döneminde köşe yazarlığı yaptığım Yeni Şafak’ın Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, beni IŞİD’ci gibi göstererek manşete çekip hedef gösterdiğinde de Yusuf Kaplan tepki göstermemişti.
Ben içeri atıldığımda Yusuf Kaplan gibi diğerleri de tepki gösterip ‘Ne oluyor?’ demediler.
Üstelik hepsi beni yakından tanır bazıları da dostumdu.
Nerede kaldı o anlatıp savunduğunuz din, iman, insanlık, vicdan ve elbette vefa kültürünüz?
Üstelik ben hiçbir şey yapmamış ve yalnızca iktidarın Suriye politikasını eleştirmiştim.
Kapalı kapılar ardında hepinizin yaptığı gibi.
Ama ben cesur, siz korkaktınız.
Ben bu ülkeyi seviyorum ama siz fırsatçı ve çıkarcıydınız.
Öyle olduğu için ben haklı çıktım ama siz birbirinizi yiyorsunuz.
Binlerce örneği var ama arşive bakanlar iktidarın ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a nasıl hakaret ettiğini ve benden çok daha ağır ifadelerle, onlarca kez Suriye politikasını sert bir şekilde eleştirdiğini göreceklerdir.
Ama o değil, ben ‘Erdoğan’a ve kurul halinde kamu görevlilerine hakaretten’ hapis cezası aldım.
Bu nasıl hak, hukuk, adalet, vicdan ve insanlık?
Hapis cezasıyla yetinmeyen ‘Âli Makamlar’, Ekim 2015’te Suudi Kral’a yüklenmişken, Suriye politikasını eleştirdiğim için başka bir dava açtılar.
Bu kez ‘Türk devletini ve milletini aşağılamışım.’
Dava devam ediyor.
Gelelim esas konuya:
Yusuf Kaplan’ın ‘paçoz’una.
Kaşıkçı olayı sırasında Yusuf Kaplan’ın paçoz dediği kişi ‘Gezicilerin kafası kesilmelidir’ demişti.
Ben de Twitter’da, ‘Yoksa Kaşıkçı’nın kafasını bu adam mı kesti? Cumhuriyet savcıları harekete geçer mi? RTÜK, kanalı kapatıp adama ceza verir mi?’ diye dalga geçmiştim.
Cumhuriyet savcıları harekete geçti ve bir kişinin (!) şikayeti üzerine soruşturma başlattı.
‘Ne güzel’ diyeceksiniz ama adam hakkında değil, benim hakkımda.
Meğer ‘halkı kin ve nefrete ben teşvik etmişim’.
Durun iş bitmedi.
Meğer ben 4 tweet daha atmışım.
Buyurun sizi çıldırtacak bir tane daha:
‘Çok merak ediyorum: Suudi Kral’a söylemediğini bırakmayan yandaş medya şimdi ne yapacak?
Kral, CB Erdoğan için ‘kardeşim ve dostum’ demiş.
Ya Kral yarın İstanbul’a gelirse ne olacak?’
Bu Suudi Kral’dan da ne çektim yahu!
Henüz intihar etmediyseniz buyurun bir tweet daha:
‘Bu iktidar neden ve nasıl tescilli FETÖ yalakası gazetecilere güvenir ve onları muhalif gazeteci, politikacı, akademisyen ve sanatçılara saldırtır? Unutulmamalıdır ki, bu tipler bir zamanlar Erdoğan düşmanıydı ve ilk fırsatta öyle olacaklar.’
Sakinleşin diye diğer iki tweet’i yazmıyorum.
Şimdi bırakın Türkiye’yi dünyada hangi ülkede bu tweet’lerle ben o ülkenin halkını kin ve nefrete teşvik etmiş oluyorum?
Varsa vicdanı olanlara sesleniyorum:
Bu yapılanların tümü akıl dışıdır.
Elbette bana ve benim durumumda olanlara acı çektiriyorsunuz ama daha çok Türkiye’ye zarar veriyorsunuz.
Yazık.
Yusuf Kaplan dostum, geç kaldın.
Bu ‘paçoz’, bana ‘it’ dediği zaman sesini çıkaracaktın.
Karar Gazetesi’nde yazan dostlar, eleştirilerinizde geç kaldınız.
Hasta olmama rağmen içeriye atıldığımda sesinizi çıkaracaktınız.
Herhangi bir şey için değil:
Yalnız ve yalnız vicdan ve dostluğa vefa için.
‘Cumhurbaşkanı ve kurul halinde kamu görevlilerine hakaret etmeyeceğimi, Türk devletini ve milletini aşağılamayacağımı’ hepiniz çok iyi bilirsiniz.
Âli makamlar da bilir.
Ama ‘halkı kin ve nefrete teşvik etmeyeceğimi’ cümle alem bilir.
Çünkü bende kin ve nefret yok ama vicdan ve vefa çok.
Ne demişti Zeki Müren:
“Derdimi ummana döktüm asumana inledim
Aşina yok derdime ben söyledim ben dinledim
Gözlerim yollarda kaldı gelmedin çok bekledim’’
‘Ey özgürlük
Senin için doğmuşum, haykırmaya
Ey özgürlük’
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları