Yeni Rusya ve İran

Hüsnü Mahalli; Komşumuz Suriye ve Irak’ı perişan edenler şimdi de üçüncü komşu İran’ı karıştırmanın peşindeler. Onların son hedefinde Türkiye var. Bu böyle biline!

2014’de Kırım’ı kendine katan Moskova önceki gün de Ukrayna’nın Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson bölgelerini Rusya’nın bir parçası olarak ilan etti. Böylece Ukrayna; toprağının yaklaşık yüzde yirmisini, sanayinin (demir, çelik, kömür) ve tarımsal bölgelerinin yüzde kırkını, nüfusunun yüzde yirmisini ve Azov ile Karadeniz kıyılarının yüzde altmışını kaybetti.

Kremlin’de konuşan Putin “Yeni bölgelerimize saldıranlar Rusya’ya saldırmış olacak ve gereken karşılığı alacaktır” dedi ve “Batı yönetimleri istedikleri kadar yalan söyleyebilir ama yalanların yaklaşan kışta halklarını ısıtmayacağını görecekler” diye ekledi.

Isıtmadan söz etmişken Merkel zamanında ABD’nin engellemeye çalıştığı ve savaştan bir kaç gün önce açılışı yapılan Kuzey Akım-2 boru hattını hatırlatmakta yarar var. Hat şimdi işlemiyor ama bununla yetinmeyen Amerikalılar Kuzey Akım-1 boru hattını da havaya uçurdular. Avrupa her iki hat üzerinden yılda 50 milyar metreküp (Türkiye’nin toplam tüketimi kadar) doğal gazı Rusya’dan alıyordu.

Dedikodulara bakılırsa ABD sürdürdüğü baskılarla Türk Akımı ile Türkiye’ye gelen ve buradan Avrupa’ya taşınan gazın da önünü kesmeye çabalıyor.

ABD’nin Avrupa’yı soğuktan öldürmek ve sanayisini çökerterek kendine bağımlı kılmak istiyor.

ABD ve ABD baskısıyla Avrupa ülkelerinin savaştan bu yana Rusya’ya karşı uygulamaya koyduğu yaptırımların toplamı 13 bini geçti.

Bu sayı 130 bin de olsa Moskova’nın etkilenmeyeceği ve Putin’in geri adım atmayacağı artık kesin ama batı da yalanlarından vazgeçmeyecektir.

Son 11 yılda bizim bölgemizde yaptığı gibi ama işe yaramadı çünkü BOP ve ‘Arap Baharı’ projesi çöktü ama batı coğrafyamızı perişan etti.

Polonya başta olmak üzere komşuları Ukrayna’dan toprak koparma hazırlıkları içindeyken Londra’dan ilginç bir haber geldi.

BBC; parasal sıkıntıları gerekçe göstererek 84 yıldır sürdürdüğü Arapça ve 38 yıldır sürdürdüğü Farsça radyo yayınlarını durduracağını açıkladı.

Arap Baharı ve İran ‘baharı’ olmayınca başka yerde ‘bahar’ mı arıyorlar!

Belki de ‘Kürt Baharı’!

Kürt kökenli Mehsa’dan Tunuslu Bu Azizi yaratma çabası belki de bundandır.

16-24 Eylül döneminde İran olayları ile ilgili olarak Alman medyasında 830, Fransa’da 655, İspanya 297, İtalya 487, Hollanda 134 ve genel olarak AB ülkelerinde 8000 makale yayınlanmış ve 738 tv programı yapılmış.

Aynı dönemde İsrail askerlerinin HER GÜN öldürdüğü Filistinli çocuklarla ilgili yalnızca üç makale yayınlanmış. Başta Afrika olmak üzere dünyanın bir çok yerinde yüz milyonlarca kadın ve çocuğun sefalet yaşamını hiç kimse görmek istemez.

İran olaylarıyla ilgili makale ve yorumların çoğunda ise Mehsa’nın Kürt kökenli olduğu vurgusu var. Oysa İran’da Kürtler, Persler, Azeriler, Araplar ve Beluciler yaşar. Eğer bu ülkede özgürlüklerle ilgi bir sorun varsa, ki var, hepsini ilgilendirir.

Eğer bu ülkede kadınların özgürlük ve eşitsizlik sorunu varsa (dünyanın her yerinde olduğu gibi) bu ‘saçı göründü’ düzeyine indirgenemez.

İran’da doktorların yarısı, mühendislik ve teknoloji fakülte öğrencilerinin yüzde yetmişi, bilim insanlarının yüzde 37’si, yazarlardan sekiz bini, yayıncıların 712’si kadın. Parlamentoda kadınların sayısı din adamlarından fazla. Türkiye kadar nüfusu olan İran’da kadınlar sinema, sanat ve spor alanlarında da varlığını kanıtlıyor.

Özetle olay Mehsa’nın saç tellerinin görünmesi olayı değil. Tahran’a ya da İran’ın başka kentlerine gidenler üniversitelerde, sokaklarda ve her yerde kadınların saçlarının tamamen kapalı olmadığını göreceklerdir.

Daha önce de yazmıştım…

Dünyadaki bütün siyasal sistemler sorunlu ve sorgulanabilir. Kadınlara gereken saygıyı göstermeyen öğreti, anlayış ve dinsel ya da geleneksel katı kuralların egemen olduğu ülkeler daha da sorunlu.

Esas sorulması gereken: Kuralları kim koyuyor ve kriterler neye göre belirlenecek!

Onun için de yalanların algı yarattığı ve insanların bunlara inandırıldığı toplumlar çok daha sorunlu.

16-26 döneminde Twitter’da yaklaşık 670 bin yeni trol hesaplar açılmış ve çoğunluğu İran ile ilgili paylaşımlarla yetinmiş.

Bizim buradakiler dahil herkes Goebbels’den çok şey öğrenmiş “Yalanın en büyüğünü yorulmadan tekrarla”.

AKP ve yandaşı yalakaların içeride yaptığı gibi.

‘Arap Baharı’ sürecinde gördüğümüz gibi.

Savaş öncesinde ve sonrasında Batı’nın Ukrayna’da yaptığı gibi.

Ukrayna savaşı nasıl gelişir bilinmez ama bu gidişat hiç iyi değil. Kötü gidişat durumu zaten kötü olan Türkiye’nin gidişatını daha da zorlayacaktır.

Komşumuz Suriye ve Irak’ı perişan edenler şimdi de üçüncü komşu İran’ı karıştırmanın peşindeler.

Onların son hedefinde Türkiye var.

Bu böyle biline!