Sırtımda küfe yok
Hüsnü Mahalli; Geçen yıla kadar herkesle kavga eden Erdoğan benim yıllar önce söylediğim çizgiye gelerek BAE, İsrail ve S.Arabistan’la barıştı, Mısır’la barışmaya çalışıyor ve şimdi de Esad’a benzer mesajlar gönderiyor.
2010 sonuna doğru Tunus’ta daha sonra Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn ve Suriye’de devam eden gösteri ve ayaklanmalara birileri “Arap Baharı” demişti. Ben ise “Bahar”ın daha ilk günlerinde bunun “kanlı bir tezgah” olduğunu söyleyerek gerçekleri anlatmaya çalıştım.
Bundan hoşlanmayan AKP iktidarı medyanın büyük bölümünde beni yasaklamış solcu ve demokrat geçinen bazıları da beni “Demokrasi ve özgürlük düşmanı” ilan etmişti. Bunun üzerine 2011’in sonunda “Ortadoğu’da Kanlı Bahar” kitabımı yazarak var olan durumu ve tüm olasılıkları anlattım ve iktidarı uyarmaya çalıştım.
Yandaş medyanın ruh hastası ve kıt zekalı kalemşörleri bana saldırdı, hedef gösterdi ve 13 Aralık 2016’da gözaltına alınıp tutuklanmamı sağladı. Süper saçmalıklarıyla ünlenen Aktroller ise bildik rezillikleriyle bana saldırıp durdu ve öylece de devam ediyorlar. Oysa ben geçen 11 yıl içinde Türkiye ve bölgede yaşanan hemen hemen her şeyi öngörerek önceden anlattım ama onlar okumadıkları için anlamadılar anlayanlar da ön yargılı oldukları için öylece bön bön bakıp durdular.
Daha açık bir ifadeyle ben o kitapta ve daha sonra yazdığım 5 kitap ve binlerce makalede ya da yüzlerce televizyon programında neyi anlattıysam HEPSİ doğrulandı.
Doğrulandı ama kimin umurunda!
Geçen yıla kadar herkesle kavga eden Erdoğan benim yıllar önce söylediğim çizgiye gelerek BAE, İsrail ve S.Arabistan’la barıştı, Mısır’la barışmaya çalışıyor ve şimdi de Esad’a benzer mesajlar gönderiyor.
Bekleyelim görelim.
O zamana kadar da Troller Erdoğan ve ekibinden gelecek olan talimatlara uygun olarak hepimize saldırıp duracak. Bu yaptıklarıyla kendi karakterini yansıttıkları için ben Twitter’de yıllardır bana en ağır hakaretlerde bulunanların hiçbirini engellemedim, hiç kimse hakkında şikayette bulunmadım, en alçak saldırılarına rağmen hiçbirine beddua etmedim ama hiçbirine de hakkımı helal etmedim, etmem.
Özetle kim ne der ve ne yaparsa yapsın ben doğruları söylemeyi sürdüreceğim. Sağlık koşullarım elverdiği ölçüde televizyonda, bu köşede ve sosyal medya hesaplarımda daha fazla yazıp anlatmaya çalışacağım. Kim olursa olsun yalan söyleyenlerin karşısında olmayı sürdüreceğim. Ne yazık ki bu ülkede iktidardan yana olanlar ya da muhalif geçinenler arasında çok sayıda iki yüzlü, yalaka, oportünist ve lümpen tipler hızla çoğalmaktadır.
Yüksek sesle bağırarak Atatürkçü olduklarını kanıtlamaya çalışan din adamlarına, proflara, eski ve yeni politikacılara ve her konuda uzman-azman geçinenlere özellikle dikkat.
Bağırıp çağırmakla ne muhalif olunur ne de Atatürkçü.
Atatürkçülük bütünsel bir inanç, yaşam biçimi ve onurlu bir mücadeledir…
Her yer dönek kaynıyor ve oportünistler her yerde.
Seçime doğru sayıları kesin artar.
Aman dikkat!
Siz siz olun muhalif olduğunu kanıtlamak için bağırıp çağıran tiplere inanmayın ve asla umut bağlamayan.
Bir çoğu ünlü olmaya çalışıyor, kazanılan ün ile önce prestij sonra da para kazanmanın peşine düşerek karanlık tezgahlar çeviriyor.
Umut bağladığınız dağlara kar değil ne tür çamurların yağdığını hep birlikte gördük göreceğiz.
Duyduğunuz ve gördüğünüz her şeyi sorgulayın ve körü körüne bazılarına inanmayın. Her şeyi sorgulayın ve her zaman size gösterilmek istenilen fotoğrafın detaylarını yakalamaya çalışın ve gerekirse arkasına bakın.
Deneyimlerimle söylüyorum:
En tehlikeli iki tip: Yalancılar ve yalanlarıyla fırsat yaratarak çıkarları peşine koşanlardır.
Düşünüp etrafınıza bakarsanız bana hak vereceksiniz.
Öncesi de var ama 11 yıl önce ne dediysem hepsi doğrulandı.
Nedeni çok basit:
“Benim hiç kimseye diyet borcum yok, kimsenin küfesini sırtımda taşımadığım için dik durur dik yürürüm ve çok ilerisini görürüm.
Söz konusu olan bu ülke ve bu coğrafyada yaşayan tüm halkların dostluğu, kardeşliği, barışı ve esenliği ise gerisi teferruat.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları