loading
close
SON DAKİKALAR

12 Eylül 1980'den 2016'ya birleşemedik kaybettik

İmambakır Üküş
Tarih: 15.09.2016
Köşe: @imambakirukus

İmambakır Üküş; Faşizme karşı mücadelede birleşmediğimiz; bırakın birleşmeyi 'kurşun' sıktığımız örgütlerle-kişilerle faşizmin hücrelerinde birleştik. Polisin ve askerin sorgu odalarında/işkencelerinde bir arada olduk…

12 Eylül 1980-12 Eylül 2016= Birleşemediğimiz için yenilmeye devam ediyoruz.

12 Eylül Askeri faşist darbenin üzerinden tam 36 yıl geçmiş…

36 yılda her şey değişmiş ama “Sol”un durumu hiç değişmemiş…

12 Eylül 1980’de de birleşemediğimiz için kaybetmiştik…

12 Eylül 2016; hala birleşemediğimiz için kaybetmeye devam ediyoruz…

***

12 Eylül askeri faşist darbesi olduğunda Adana kapalı cezaevinde tutukluydum…

Darbeyi ilk; daha sonra CHP Gaziantep milletvekili de olan koğuş arkadaşım Mehmet Şeker’den öğrenmiştik…

O gece koğuşta “Faşizm üzerine” tartışma vardı; biz Türkiye’de faşizm var mı yok mu; geriliyor mu kurumsallaşıyor mu diye tartışırken dışarıda askeri darbe olmuştu…

Başta TKP’nin sesi olmak üzere bütün radyoları dinleyen Mehmet Şeker cezaevinde hepimizi sabaha karşı “kalkın darbe oldu” diye uyandırmıştı…

***

12 Eylül askeri faşist darbesi öncesi de sol "birlik" değildi…

Bırakın “birlik” olmayı; kendi içinde “çatışmalı”ydı…

Hiçbir “sol” örgüt bir diğer “sol” örgüte kendi etkinliğindeki mahallelerde “yaşam” ve “propaganda” hakkı bile vermiyordu…

Sol içi çatışmalarda” her gün insanlar ölüyordu; hepimiz bunun “sınıf çatışması” olduğunu “teorize” ediyorduk…

***

Bırakın “birlik” olmayı birbirimize “kurşun” sıktığımız günlerdi…

Kendimizi kendi mahallelerimizde “tek güç” görürken bir sabah herkes gerçeğe uyandı…

Diğer sol örgütleri almadığımız mahallemiz asker postallarına ve asker dipçiklerine yenik düşmüştü…

Bizim” sandığımız hiçbir şeyin “bizim” olmadığını anlamak fazla sürmedi…

***

Faşizme karşı mücadelede birleşmediğimiz bırakın birleşmeyi “kurşun” sıktığımız örgütlerle-kişilerle faşizmin hücrelerinde birleştik…

Polisin ve askerin sorgu odalarında/işkencelerinde bir arada olduk…

Cezaevlerinde bir arada olduk…

Dışarıda” birleşemedik ama “içeride” görüş farklılıklarını bir yana koyup mümkün olduğunca “dayanışma” içinde olduk…

***

36 yıldır değişen bir şey yok…

Hala “bir arada” değiliz; hala kaybetmeye devam ediyoruz…

Ne zaman bir şekilde “bir arada” olsak kazanıyoruz…

Ne zaman “ayrışma” derinleşirse o zaman kaybediyoruz…

***

1973 seçimleri…

Türkiye 12 Mart faşizminden çıkış günlerinde…

Solun bütün renkleri neredeyse 1973 seçimlerinde CHP’yi destekliyor…

Halkçı” ve “özgürlükçü” bir söylemle seçimlere giren Bülent Ecevit CHP’si birinci parti oluyor…

***

1977 seçimlerinde yine Türkiye solunun çok büyük bir bölümü CHP’yi destekliyor…

DİSK; CHP’yi destekleme için “açık” çağrı yapıyor…

CHP; 1977 seçimlerinde %42 oy alarak tarihi bir seçim zaferi kazanıyor…

Bu başarıda CHP dışında yer alan sol-sosyalist güçlerin çok önemli bir payı var…

***

12 Eylül faşizminden çıkış sürecinde sol büyük çoğunlukla SHP’yi destekliyor…

1989 yerel seçimlerinde SHP tarihi bir zafer kazanıyor…

Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok yerde seçim kazanıyor…

SHP’nin bu başarısında sol-sosyalist güçlerin de payı oldukça büyük…

***

1994 seçimlerinde SHP büyük bir yenilgiye uğruyor…

Bunun bir nedeni; SHP’nin ve SHP’li belediyelerin yozlaşması ve çürümesidir…

İkinci nedeniyse solun bu seçimlerde bölünmesidir…

Ayrıca; 1989;’da SHP’ye destek veren SHP dışındaki sol-sosyalist güçlerin 1994’te SHP’ye destek vermemesidir…

1994 seçimleri aynı zamanda Refah Partisinin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın önünü açan seçimler olması nedeniyle de önemlidir…

***

"Merkez sağ" ve "Merkez sol"daki bölünme ve "ayrışma" Refah Partisinin önünü açmıştır…

Merkez sağ ve merkez soldaki bölünme sayesinde İstanbul’da Recep Tayyip Erdoğan; Ankara’da İ.Melih Gökçek belediye başkanı olmuştur…

Merkez sağ veya merkez sol bu seçimlerde birleşebilmiş olsaydı siyaset sahnesinde ne Recep Tayyip Erdoğan ne de İ.Melih Gökçek olurdu…

Birleşseydik kazanırdık; ayrıştık İstanbul’u ve Ankara’yı kaybettik…

***

İstanbul ve Ankara’daki 1994 yerel seçim sonuçlarına bir kez daha bakın…

Refah Partisi (aday Recep Tayyip Erdoğan): %25.19 oy almış…

ANAP (aday İlhan Kesici) %22.14 oy almış…

SHP (aday Zülfü Livaneli) %20.30 oy almış…

DYP: %15.46 oy almış…

DSP: %12.38 oy almış…

CHP:%1.40 oy almış…

ANAP ve DYP; yani “merkez sağ” birleşse açık ara seçim alacak…

SHP ve DSP yani “merkez sol” partiler birleşseler açık ara seçim alacaklar…

Merkez sağ ve merkez solun birleşememesi ve ayrışma noktalarında ısrarı Refah Partisi'nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın yolunu açıyor…

İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanıyor…

***

Aynı şey Ankara seçimleri için de geçerli…

Ankara’da Refah Partisi (İ. Melih Gökçek) %27.34 oy alıyor…

ANAP %18.65; DYP ise % 8.32 oy alıyor…

SHP%26.89 oy alırken DSP%7.76; CHP ise % 2.09 oy alıyor…

***

Ankara’da da “Merkez sağ” birleşse seçim alabiliyor…

Ankara’da da “Merkez sol” birleşse seçim alabiliyor…

Merkez sağ”ın ve “Merkez sol”un birleşememesi sonucu İ.Melih Gökçek Ankara’nın ve Türkiye’nin başına “bela” oluyor…

Türkiye’nin bugünlere gelmesine yol açan şey: İstanbul ve Ankara seçim sonuçlarıdır…

***

Bütün dünyada da durum bundan farklı değildir…

Solun birleştiği her ülkede zafer elde edilmiş…

Solun birliğinin sağlanamadığı her yerde sol kaybetmiştir…

Türkiye’de de durum farklı değil…

***

Türkiye;15 Temmuz dinci-şeriatçı darbe girişimiyle yeni bir “karanlık” döneme girmiştir…

Darbe girişimini bahane eden AKP; zaten “kısıtlı” olan demokratik hak ve özgürlükleri de ortadan kaldırmaya koyulmuştur…

Uygulanan baskılar ve yasaklar darbe dönemlerini aratmıyor…

OHAL uygulamasıyla “sivil dikta” rejimi inşa ediliyor…

***

Türkiye’nin bütün demokrasi güçlerinin birleşmesi bir zorunluluktur…

Bu karanlık süreçten başkaca çıkış yolu yoktur…

Ya tüm demokrasi güçleri birleşecek; Demokrasiye ve Cumhuriyet’e sahip çıkılacak…

Ya da 12 Eylül faşist darbesini aratmayan günler bizleri bekliyor olacak…

***

AKP faşizminin zindanlarında birleşmek istemiyorsak hep birlikte Demokrasi ve Cumhuriyet için birleşmeliyiz…

Daha henüz vakit varken…

Daha iş işten geçmemişken…

Hala sesimizi duyanlar varken…

İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel yayın Yönetmeni

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları