Adalet ve Özgürlük buluşmasında on binler ne istiyor?
İmambakır Üküş yazdı, ''On binler , Adalet ve Özgürlük buluşmasında yeni bir Türkiye'nin yolunu açtı...''
‘Adalet ve Özgürlük’ buluşmasına yüz bini aşkın insan katıldı…
13 Aralık Perşembe günü Türkiye tarihî bir gün yaşadı…
Dünyada ilk defa bir mahkemeye katılmak için yüz bini aşkın insan buluştu…
Soğuk havaya, biber gazına, tazyikli suya ve coplara karşı direnen on binler , ‘Adalet ve Özgürlük’ buluşmasında yeni bir Türkiye’nin yolunu açtı…
***
Hafta içi bir günde, bu soğuk havalarda hem de iktidarın tüm toplum üzerinde bir korku aracı olarak salladığı Silivri Cezaevi’nin önünde insanları buluşmaya iten neydi?
Acaba halk çok ‘darbesever’ olduğu için mi yollara düşmüştü?
Yoksa bazı kitle örgütleri ve siyasi partiler davet ettiği için mi oraya gelmişlerdi?
İnsanları, Türkiye’nin dört bir yanından Silivri zindanlarına çeken neydi?
***
Beş yıldır devam eden bu ‘dava’ daha önceleri de benzer çağrılarla bir araya gelen insanları gördü…
Israrlı çağrılara rağmen kitlesel bir boyuta gelemeyen bu buluşmalara karşın, 13 Aralık’ta yüz binler oradaydı…
Bazıları bu kitlesellikte bir buluşmanın daha önce gerçekleştirilememesinin nedeni olarak CHP’yi görüyor…
Eğer CHP etkin olarak çağrı yapıp katılım için çalışsaydı daha önceleri de yapabileceği iddia ediliyor…
***
13 Aralık’taki yüz binlerin buluşmasını sağlayan ne siyasi partiler ne de çeşitli kitle örgütleridir…
13 Aralık’taki buluşmayı sağlayan tek güç; AKP’nin kendisidir…
13 Aralık’taki buluşmayı sağlayan kamu vicdanını yaralayan AKP’nin ‘adalet’ anlayışıdır.
Eğer AKP’nin giderek toplumun her kesimini ‘rahatsız’ eden baskıcı ve yasakçı uygulamaları olmasaydı, 13 Aralık’ta yüz binler buluşamazdı…
***
Artık, toplumun AKP’nin ‘adalet’ anlayışına inancı kalmamıştır…
Düzmece ve sahte delillerle açılmış, onlarca dava var…
Hepsinin ortak özelliği AKP’ye karşı olmaları…
Ergenekon’dan Balyoz’a, Poyrazköy’den Odatv’ye, KCK’dan Devrimci Karagah’a kadar bütün davalar siyasi davalardır…
Özü AKP ve cemaate karşı olanların tutuklanmasıdır.
***
AKP ve cemaatin yargı vesayeti, toplumda ‘adalet’e olan güven ve inancı bitirmiştir…
Giderek bir cezaya dönüşen uzun tutukluluk hâli, yargıda vesayetin en çarpıcı göstergesidir…
AKP ve cemaat, tüm toplumu hizaya sokmak için yargı sopası sallamaktadır.
Sürek avına dönüşen yeni tutuklama dalgalarıyla toplum sindirilmiştir.
Gerçeklerin açığa çıkmasını önlemek için medya üzerinde inanılmaz bir baskı ve hegomanya kurulmuştur…
Dünya’da en çok gazetecinin tutuklu olduğu ülke sıralamasında uzun bir dönemdir ilk sıradayız.
***
AKP’nin ‘Muhteşem 10 yıl’ı’ efsanesinin sonuna doğru geliyoruz…
Giderek halk sokaklara çıkarak adalet ve özgürlük taleplerini daha yüksek sesle haykırıyor…
Yılgınlık ve umutsuzluğun yerini direnç ve umut almaya başladı…
19 Mayıs’ta başlayan halk dalgası, 29 Ekim ve 10 Kasım’da tepe noktaya ulaştı…
13 Aralık’taki yüz binlerin buluşmasıysa bu dalganın kolay kolay geri çekilmeyeceğinin göstergesidir…
***
Son beş yıldır toplumun bilincini yürüttüğü kirli propagandayla esir alan AKP’nin hegomanyası kırılmaya başladı.
Bütün yargılamalardaki keyfilik ve hukuksuzluk gizlenemez, üstü örtülemez hâle geldi…
Şimdi yapılması gereken çok güçlü bir siyasal hukuk kampanyasıyla gerçekleri açıklamaktır…
Bıkmadan, usanmadan gerçeklerin halka ulaşması için çaba göstermeliyiz…
Özellikle yaşanan keyfilik ve hukuksuzluğu açığa çıkaran kampanyalar örgütlemeliyiz…
***
Şimdi, durmadan ve parçalanmadan yola devam etmeliyiz…
Hiç kimse kendisine bu halk hareketinden ve dalgasından küçük hesaplar yapmasın…
Hem kendine hem de halk hareketine yazık etmiş olur…
Şimdi görev AKP’nin baskı rejimine karşı güçlü ve etkin ‘Demokrasi cephesi’ kurmaktır…
Eşitlikçi ve özgürlükçü bir Türkiye için birleşmektir…
‘Tam bağımsız Türkiye’ diyebilmektir…
***
Birleşen ve harekete geçen halkın önünde hiçbir güç duramaz…
Birleşmeliyiz ve harekete geçmeliyiz…
Birleşmenin ve harekete geçmenin özünde engel olanlar gerekçeleri ne olursa olsun AKP rejimine hizmet etmiş olur…
Şimdi gün birlik günüdür…
‘Adalet ve Özgürlük’ ateşini birlikte yakma günüdür…
Dalga dalga büyüyen halk uyanışı, bizlere birleşmeyi dayatıyor…
13 Aralık’ta ‘Adalet ve Özgürlük’ için yürüyenlerin en temel talebi budur…
İmambakır Üküş
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları