loading
close
SON DAKİKALAR

AKP neden kazandı?

İmambakır Üküş
Tarih: 13.02.2012
Köşe: @imambakirukus

Büyük seçim bitti. Türkiye, tercihini yaptı. AKP, her iki seçmenden birisinin oyunu aldı.

Büyük seçim bitti. Türkiye, tercihini yaptı. AKP, her iki seçmenden birisinin oyunu aldı.

AKP, seçim sonuçlarının da, ortaya koyduğu gibi başarılı bir seçim kampanyası yürüttü.

“Türkiye büyüsün… İstikrar sürsün”, slogan olmaktan çok Türkiye toplumunu sosyolojik olarak çok iyi çözümleyen bir stratejik saptamaydı.

***

9 yıldır iktidarda olmanın yıpratıcı-aşındırıcı etkisine rağmen AKP nasıl % 50 oy alabildiğinin cevabı bu sloganda gizlidir.

AKP, tüm toplumda büyük tepkiler çeken otoriter yönelimine rağmen, Türkiye’nin büyümesinden pay alanlar ve istikrarın sürmesinde çıkarı olanların oyuyla % 50’lere ulaştı.

***

AKP, Türkiye’nin en büyük rant partisidir. Bu saptamayı yalnızca olumsuz anlamda değil, olumlu anlamıyla kullanarak söylüyorum.

AKP, sürekli büyük rant projeleri üreten, bu rant projelerini hayata geçiren bir partidir.

AKP’nin elinde dün önemsiz bir arazi parçası olan yer, birden bire imarı ve yoğunluğu değiştirilerek en kıymetli “parça” haline gelebiliyor.

***

Yalnızca rant üretmek veya kent rantını yükseltmenin dışında, bu yeni rant pastasından çok sayıda kişiyi de, faydalanmasını sağlayarak kendine bağlamıştır.

Başta TOKİ olmak üzere kamu ihaleleri ve belediyeler vasıtasıyla yaratılan rant; hem yeni bir zenginler zümresinin oluşmasına hem de, bu ranttan beslenen herkesin AKP’ye bağımlı olmasına yol açmıştır.

***

Son dönemlerde Merkez Bankası, bütün bankaları arka arkasına uyarmış, kullanılan kredi oranlarından dolayı önlem almalarını istemiştir.

Bu konuda Merkez Bankası, çok tartışmalı ve sert önlemleri de, arka arkaya uygulamaya koymuştur.

Gerek iş dünyasından, gerekse bireysel kredi kullanımda-yani bankalara borçlu sayısında olağanüstü bir artış yaşanmıştır.

İş dünyası, hem yerli hem de yabancı finans kurumlarından borçlanma oranı, cumhuriyet tarihinin en yüksek oranıdır.

Aynı şekilde, bireysel kredi kullanma, ev, araba kredilerinden de olağanüstü bir artış yaşanmıştır.

AKP, herkesi kriz sopasıyla herkesi hizaya getirmiştir. Krizle, durumun sarsılacağını düşünen herkes; istikrar sürsün diye AKP’ye oy vermiştir.

***

AKP, toplumun beklentilerini ve korkularını oya dönüştürmeyi başarmıştır.

Sünni-Muhafazakar seçmen bloku

AKP, seçim stratejisinin önemli bir noktası olarak, referandumdan bu yana Alevi karşıtlığı üzerine kurmuştur.

Gerek referandum gerekse genel seçim sonuçları bu kampanyanın tuttuğunu gösteriyor…

***

Bu seçimlerde kampanyasını CHP-MHP karşıtlığı ve giderek iki partiyi bir gösterme üzerine kurdu.

CHP karşıtlığı kampanyasını, cumhuriyetin kuruluş yıllarına ve tek parti dönemi üzerine kuran AKP, aynı zamanda kendi siyasal geçmişi de aynı temellerde DP-AP-ANAP çizgisi üzerinden yeniden kurguladı.

Anadolu’daki, geleneksel Demokrat Parti-Halk Partisi çatışmasını-mücadelesini yeniden güncelleyerek sağ-muhafazakar seçmeni kendinde bloklaştırdı.

Çoğu siyasal yorumunun “Erdoğan neden İnönü’ye çatıyor, geçmişle niye bu kadar uğraşıyor”un cevabı da burada… Tayyip Erdoğan’ın birçok yerde Süleyman Demirel’e yüklenmesinin de…

***

AKP, yürüttüğü siyasal kampanya ve yapılanmayla geleneksel sağ-muhafazakar seçmenin tek adresi olduğu iddiasını, seçim sonuçlarıyla da tescil ettirdi.

Bu siyasal kampanyanın referandumdan bu yana en önemli bir diğer ayağıysa Alevi karşıtlığıdır.

AKP her ne kadar Alevi açılımı ve benzeri yollarla Aleviler içinde de etkin olmak istese de, Alevi yurttaşların büyük bir bölümünün kendisine oy vermeyeceğini çok iyi biliyordu…

Referandumda yargıda “dedelerden talimat alma” dönemini bitireceğizle başlayan Kılıçdaroğlu için “önemli olan soydur, soy”la devam eden söylem, genel seçimlerde, miting meydanlarında Alevileri yuhalatmaya kadar varmıştır.

***

Sünni-muhafazakar seçmende var olan Alevi karşıtlığını hem referandumda hem de genel seçimler’de AKP oya dönüştürmüştür.

Bilinçli bir kampanyaya sürekli Kemal Kılıçdaroğlu’nun etnik ve dini kökenine vurgu yapılarak hem Alevi fobi açığa çıkarılarak güçlendirilmiş hem de CHP seçmeninde tereddütler yaratılmıştır.

AKP, bu seçimlerin sonucunun da ortaya koyduğu gibi, Sünni-muhafazakar seçmenin merkez partisidir.

AKP ve Kürtler/ veya AKP ve milliyetçilik

Daha önce de yazmıştım. AKP, Türkiye’de Kürtlerin en çok oyunu alan partidir.

AKP, aynı zamanda Kürtlerin en çok yönetimlerde temsil edildiği partidir.

***

12 Haziran seçimleri bu gerçeği esas olarak değiştirmemiştir.

AKP yine Doğu ve Güneydoğu’da en çok oyu alan partidir.

Her ne kadar % 10 barajının yarattığı engellemelerden dolayı da olsa, gerçek budur.

Ama, daha önemlisi Batıdaki Kürt oylarıdır. Başta İstanbul olmak üzere Kürtlerin yine birinci tercihi AKP olmuştur.

Özellikle, İzmir ve Antalya bunun en açık ve net göstergesidir.

İzmir’de CHP içinde Güneydoğu kökenli milletvekillerine ve adaylarına karşı yapılan operasyon ve bunların aday gösterilmemesi, daha önceleri CHP’ye verilen oyların da AKP’ye gelmesini sağlamıştır.

Kürt seçmen, Doğu-Güneydoğu’da AKP’ye olan desteğini azaltarak, Blok’un desteklediği adaylara vermişse de, aynı şey Batı illerinden tam olarak yaşanmamıştır.

Blok, Adana ve Mersin’den vekil seçtirmiş, İstanbul ise 3 bölgeden birer aday çıkarabilmiştir.

İzmir, Ankara, Kocaeli, Aydın, Antalya ve Muğla gibi Kürt oylarının oldukça yoğun olduğu illerde ise anlamlı bir oy alamamıştır.

İstanbul’da da Blok’un aldığı toplam oy, ne yazık ki daha 2002’de “Emek-Barış blok”u seviyelerindedir.

Daha önce SHP çatısında girilen 325 bin oy çıtası aradan geçen bunca zamana ve yaşanan bunca değişime rağmen aşılamamıştır.

AKP, yine batıda Kürtlerin oy verdiği birinci partidir. Yaşanan bunca gerilim ve olaya rağmen Kürt seçmenlerde köklü bir kopuş yaşanmamıştır.

***

İşte, bu gerçeğin farkında olan AKP yönetimi genel seçimlerde MHP’den bile geri ve kışkırtıcı bir milliyetçi söylemle seçim kampanyasını yürütmüştür.

AKP, genel seçim öncesi Habur olaylarının, oylarında yarattığı düşüşü doğru okumuş, büyük bir gösterişle başlatılan açılım politikalarından vazgeçerek, militan ve saldırgan bir milliyetçiliğe sarılmıştır.

***

AKP, bu söylem ve kampanyayla hem geleneksel sağ-muhafazakar seçmeni milliyetçilik bayrağı altında, kendi blokuna dahil etmiş, hem de bölgede ve batıda BDP ve PKK’den rahatsız Kürtleri de bu Blok’a dahil etmiştir.

Habur olaylarıyla başta MHP ve CHP’ye kayma eğiliminde olan seçmenlerde, Kürt sorununda PKK ve Öcalan düşmanlığında en uçlarda yer alan söylemlerle önlemiştir. Saldırgan ve kışkırtıcı bir milliyetçilikle, MHP’nin etki alanı daraltılmıştır.

***

Seçim sonuçlarının da ortaya koyduğu gibi, AKP hem geleneksel sağ-muhafazakar seçmeni hem de milliyetçi seçmeni esas olarak kendisinde bloklaştırmayı başarmıştır.

Bu üç ana noktadan yürütülen kampanya; Devletin seferber edilen bütün olanaklarıyla da birleşince, ortaya mevcut tablo çıkmıştır.

AKP, istediği siyasal başarıyı elde etmiş olsa da, parlamentoda istediği sayısal çoğunluğa ulaşamamıştır.

Bunun gerilimlerini ve siyasal sonuçlarını çok kısa bir zamanda göreceğiz.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları