AKP ve MHP’nin oyu düşerken DEVA ve Gelecek Partisinin oyu neden yükselmiyor?
İmamBakır Üküş; CHP ile yan yana gelmek AKP’den kopan seçmenin DEVA ve Gelecek Partilerine yönelmesine engel oldu; oluyor. Erken işbirliği DEVA ve Gelecek Partilerinin büyümesine engel oldu; oluyor.
Bütün anketlerin ve araştırmaların ortak iki yönü var.
Birincisi; AKP’nin ve MHP’nin oyu düşüyor.
İkincisi; “Kararsız” veya “Oy vermeyeceğim” diyen seçmen sayısı sürekli artıyor.
“Kararsız” veya “Oy vermeyeceğim” diyen seçmen sayısı muhalefet partilerinin oyundan bile daha fazla.
***
“Kararsız” veya “Oy vermeyeceğim” diyen seçmenlerin çok büyük çoğunluğu AKP ve MHP seçmeni.
Bu seçmenler içinde CHP seçmenleri de var.
Az da olsa İYİ Parti seçmeni de var.
En sadık seçmen HDP seçmeni.
***
Bu “Kararsız” veya “Oy vermeyeceğim” diyen seçmen çoğunlukla AKP’den ve MHP’den kopan seçmenler.
Ama elleri başka bir partiye oy vermeye gitmeyen seçmenler.
Bu seçmenin gündeminde en azından şimdilik CHP’de yok; İYİ Partide.
Peki, AKP’den MHP’den kopan ama eli CHP ve İYİ Partiye oy vermeye gitmeyen seçmenler AKP’den koparak kurulan DEVA ve Gelecek Partisine neden yönelmiyor.
***
Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu hakkında hem de AKP’liler hem de kamuoyundan eleştiri ve kuşkular var.
Herkes neden bugün “itiraz” ettikleri şeylere AKP içindeyken neden “itiraz” etmediğini soruyor?
Ayrıca halen ne Ali Babacan ne de Ahmet Davutoğlu kamuoyunu ikna eden sahici ve samimi bir özeleştiri de bulunmadılar.
Bırakın bulunmayı hala Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu hem AKP’de iken haklıydık hem de AKP’ye itiraz ederken haklıyız diyor.
***
Ama en az bunlar kadar belki de bunlardan daha önemlisi AKP’den kopuş ve yeni parti kuruluş sürecinde izledikleri “hatalı yol” AKP seçmeninin onlara yönelmesini engelliyor.
AKP seçmeni büyük çoğunlukla dindar, muhafazakâr ve milliyetçi bir seçmen.
Büyük çoğunluğu da CHP’ye karşı ön yargılı bir seçmen.
Hatta bir bölümü asla her ne olursa olsun CHP’ye oy vermeyecek bir seçmen.
***
Aslında 31 Mart yerel seçimlerinde AKP’nin kaybetmesini sağlayan bu seçmendi.
Eli başka partiye oy vermeye gitmediği için ya sandığa gitmedi.
Ya da İstanbul’da olduğu gibi sandığa gitti “boş oy” ve “geçersiz” oy kullandı.
31 Mart’ta CHP’ye seçim kazandıran bu seçmendi.
***
Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu AKP’den kopunca AKP tarafından “ihanetle” ve “davayı satmakla” suçlandılar.
En çokta CHP’nin kuyruğuna takılmakla veya “davayı CHP’ye satmakla” suçlandılar.
Babacan ve Davutoğlu AKP’ye yönelik eleştirilerini aynı şekilde CHP’ye karşı da sürdürebilmeliydi.
Bırakın CHP’ye eleştirmeyi hızla CHP ile aynı hizaya geldiler.
***
DEVA ve Gelecek Partileri CHP ile yan yana gelerek büyük hata yaptılar.
Seçim zamanı olması gereken işbirliğini çok önceden ilan ettiler.
CHP ile yan yana gelmek AKP’den kopan seçmenin DEVA ve Gelecek Partilerine yönelmesine engel oldu; oluyor.
Erken işbirliği DEVA ve Gelecek Partilerinin büyümesine engel oldu; oluyor.
***
Zaten AKP’de bu gerçeği gördüğü için hızla kendi getirdiği ittifaklar yasasını kendisi değiştirdi.
Böylece DEVA, Gelecek partisine ve CHP’ye tuzak kurdu.
Yeni yasayla ittifakın alacağı oylar milletvekilliğinde geçersiz oldu.
DEVA ve Gelecek Partisi seçime ayrı girse de bir risk; başka bir partinin listesinden girse de risk.
***
Eğer DEVA ve Gelecek Partililer CHP listelerinden girseler AKP’nin ekmeğine yağ sürerler.
AKP’den kopan veya kopacak seçmene “bakın milletvekilliği için davayı CHP’ye satıyorlar” diyecek AKP.
Böylece AKP’den MHP’den oy geçişlerini engellemeye çalışacak.
Ayrıca CHP seçmenine de “bakın CHP’liler yerine eski AKP’lileri meclise taşıyorlar” diyecekler.
***
Hem AKP’den MHP’den kopan seçmeni etkileyecekler.
Hem de CHP’li seçmenin tepkisini yükseltecekler.
CHP seçmeni en kolay alevlenecek tepki koyacak seçmendir.
AKP bunu gördüğü için bu yola girmiş durumda.
***
Olası bu tepkilerden dolayı DEVA ve Gelecek Patisi seçimlere kendi adlarıyla girmeleri de ayrı bir risk.
Belki barajı aşacaklar veya ittifakla geldikleri için barajı geçmiş olacaklar.
Ama birçok yerde milletvekilliği çıkaramayacaklar.
Böylece istemeden bile olsa yine AKP‘ye hizmet etmiş olacaklar.
***
Daha seçimlere bir yıldan fazla süre var.
Bu otoriter ve baskıcı rejimden kurtulmak için ne gerekiyorsa yapılmalı.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilli seçimlerinden başarılı çıkılmasını sağlayacak ortak ve akılcı ama aynı zamanda uygulanabilir bir yol bulunmalı.
Bu sorumluluk bütün toplumsal muhalefetin ortak sorumluluğudur.
***
Mesele partilerin ve siyasi liderlerin kişisel veya siyasal meselesi değildir.
Mesele memleket meselesidir.
Mesele Cumhuriyet ve demokrasi meselesidir.
Bu süreç hiçbir partinin ve kişinin siyasal veya kişisel amaçlarına; hırslarına kurban edilmemelidir.
İmamBakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları