İmambakır Üküş; 'Yapılan hukuksuzluğa isyan için hayatıma son veriyorum' diyen Ali Tatar'ın da çığlığını o gün hiç kimse duymadı.
Kumpasçı polisler açığa çıktı.
Kumpasçı savcılar açığa çıktı
Kumpasçı hakimler açığa çıktı.
Hukuksuz ve düzmece uydurulmuş delillerle genç subaylara karşı büyük bir iftira ve yalan kampanyası yapıldı.
Bu iftira ve kampanyalar başlarken seslerini çıkarmayan generaller ve genel kurmay başkanları da bu kumpasların kurbanı haline geldiler.
İlk gün direnemeyenler sonradan kumpasın kurbanı genç subaylar gibi kumpasın sanıkları oldular.
'Yapılan hukuksuzluğa isyan için hayatıma son veriyorum' diyen Ali Tatar'ın da çığlığını o gün hiç kimse duymadı.
Kendi hayatını yakarak yapılan kumpası aydınlatmak isteyen Ali Tatar'ın yaktığı ışığı da kimse görmedi.
Bugün gerçekler bir bir ortaya çıkıyor. Dün bu sucu birlikte işleyenler bugün birbirini deşifre ediyor.
AKP-Cemaat çatışması bu kumpasların açığa çıkmasına vesile oldu.
Peki yaşanan bunca acıların bedelini kim ödeyecek.
Ergenekon'un kasası diye tutuklanan ve ceza evinde yoksulluk içinde ölen Kuddisi Okkır'ın hesabını kim verecek.
Yaşadığı kumpasa ve hukuksuzluğa isyan ederek intihar eden Ali Tatar'ın hesabını kim verecek.
Adalet istiyoruz.
Yaşayanlarımız için,
Ölülerimiz için...
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni
İntihar eden Yarbay Ali Tatar'ın kardeşi: Umarım siz adil yargılanırsınız Amirallere Suikast Davası'nda yargılanırken
intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar, Cemaat operasyonu ile ilgili "Çok canımızı yaktınız...
Bu sabah Gülen cemaatine karşı düzenlenen İstanbul merkezli operasyonlara, cemaat mensubu polis ve savcıların düzenlediği iddia edilen davaların taraflarının ne diyeceği merak ediliyordu.
Konuyla ilgili ilk tepki Amirallere Suikast Davası'nda yargılanırken başına tek el ateş ederek intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar’dan geldi. Tatar Cemaat operasyonu ile ilgili "Çok canımızı yaktınız. Çok zulmettiniz. Umarım siz adil hukuktan mahrum kalmazsınız." dedi.
Ahmet Tatar'ın açıklaması şöyle:
"Bugünün gözaltıları için ne düşündüğümü soranlara;
Aklıma önce güzel insanlar geliyor.Hepsini bir kez daha saygıyla rahmetle anıyorum. Dünün mağrurlarına, bugünün "mağdurlarına" ise: Çok canımızı yaktınız. Çok zulmettiniz. Umarım siz adil hukuktan mahrum kalmazsınız.
A.Tatar"
Yarbay Ali Tatar'ın Veda Mektubu;
Karanlığa bir nebze ışık olmak için hayatıma son veriyorum!Amirallere suikast planlamaktan yargılanan Yarbay Ali Tatar, tahliye olduktan iki gün sonra ikinci kez tutuklama kararı çıkınca intihar etmişti. Yarbay’ın 5 sayfalık veda mektubu ailesine teslim edildi. Yarbay mektubunda, “O deliğe dönmektense mezara giderim. Yapılan hukuksuzluğa isyan için hayatıma son veriyorum” diye yazdı7 Aralık’ta Deniz Kuvvetleri Komutanları’na suikast planladığı iddiasıyla “ Ergenekon ” soruşturması kapsamında tutuklanan Deniz Yarbay Tatar, avukatlarının itirazı üzerine 16 Aralık’ta serbest bırakıldı. Ancak 2 gün sonra savcılığın talebi üzerine hakkında yeniden yakalama emri çıkarıldı. 18 Aralık Cuma günü mahkemenin kararını alan Yarbay Tatar, ertesi sabah evinin banyosunda silahıyla başına bir el ateş ederek intihar etti. Gece hiç uyumayan Tatar, sabaha karşı 5 sayfalık bir mektup kaleme aldı. İşte bu veda mektubu ailesine ve eşine ulaştı. Mektubuna Tatar’ın eşi Nilüfer Tatar’a hitaben “Sevgili Nilü ve aileme, beni bulan yetkililere” diyerek başladığı öğrenildi. “Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilmez” diyen Tatar, isim vermeden sitem ettiği mektubunda, “Hiç suçum yok, hukuksuzluğa, karanlığa karşı ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum” ifadesini kullandı. Ali Tatar mektubunda, “Bu şekilde giderseniz ne yönetecek bir ordu ne yaşayacak bir ülke ve cumhuriyet bulamayacaksınız” ifadesine yer verdi. Ailesine fotokopisini verdilerAskeri Savcılık, Tatar’ın eşi Nilüfer Tatar ve ailesine Yarbay Tatar’ın son mektubunun fotokopisini iletti. 5 sayfalık mektubun tamamı ağabey Ahmet Tatar’a ve aile üyelerine okutuldu. Mektupların 2 sayfalık kısmının fotokopisinin alınmasına ise izin çıkmadı. Tatar’ın tutukluyken eşine yazdığı mektuplara savcılık el koyarken aile üyelerinin bunları okumasına da izin verildi. İntiharından önceki gece hiç uyumayan ve son mektubunu sabah saatlerinde yazan Yarbay’ın son sözleri şöyle:BAŞINIZI ÖNE EĞDİRECEK HİÇBİR ŞEY YAPMADIM: Sevgili Nilü, ailem ve beni bulan yetkililere, Öncelikle başınızı öne eğdirecek hiçbir şey yapmadım. Başınızı dimdik tutun. Ama ben bu hukuksuzlukla yaşayamam. Belki benim ölümüm benim durumumda olanların aydınlığa çıkmalarına vesile olur. SAHİP ÇIKMAYANLARA KIRGINIM: İçim buruk. Bana bu oyunu oynayanlara ve sahip çıkmayanlara kırgınım. Yaşadıklarımı ikinci defa kaldırmam mümkün değil...O DELİĞE DÖNMEKTENSE MEZARA GİDERİM: O deliğe bir daha dönmektense mezara girmeyi tercih ederim... Bu şekilde ölmeyi hiç istemezdim. İNTİHARA KARŞIYDIM: Böyle bir ölüme en çok karşı çıkan insanlardan biri de benim. Ama kader böyleymiş. Hepiniz hakkınızı helal edin. Beni rahmetli babamın yanına gömün. Eşimi ve Gökçenimi size emanet ediyorum. BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYIN: Kızımı ve eşimi yalnız bırakmayacağınızı, bu işin peşini bırakmayacağınızı biliyorum. Tek tesellim sizleri son bir defa, hep birlikte görmek oldu. (O sabah aile fertlerinin büyük bölümü Tatar’ın evindeydi.) ÇALIŞ Kİ HESABIMI SORABİLESİN: Gökçen’im derslerine çık iyi çalış. İyi çalış ve önemli yerlere gel ki, benim hesabımı sorabilesin.SAYGI GÖSTERİLEMEZ: Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilemez...NE ORDU, NE CUMHURİYET KALACAK: Bu şekilde giderseniz ne yönetecek ne bir ordu ne yaşayacak cumhuriyet, bir ülke bulamayacaksınız.... KARANLIĞA BİR NEBZE IŞIK: Şunu bilin ki, en küçük suçu ve günahı olmayan ben bu yapılan hukuksuzluğa isyan ve bu karanlığa bir nebze ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum.Annesi mektubu görmediMektubun teslimi Tatar Ailesi’nin evindeki acıyı daha da katladı. Eşini kısa süre önce kaybeden ve oğlunun ölümüyle yıkılan anne Satı Tatar’a veda mektubu okutulmadı. Sağlık sorunları olan yaşlı kadının bu acıya dayanamayacağından korktukları için ailesinin mektubu okutmama kararı aldığı öğrenildi.YÜZBAŞI ARKADAŞININ İNTİHARINA ÇOK KIZMIŞTIAlİ Tatar’ın arkadaşları, kendisinden önce benzeri suçlamalarla karşı karşıya kaldığı iddia edilen ve Mart ayında intihar eden Yüzbaşı Olgun Ural’a çok kızdığını söylüyor. Duruma çok üzülen Tatar’ın, “Böyle olmamalıydı. Eşini çocuklarını söyle bırakmamalıydı“ diyerek intiharına karşı çıktığını ifade ediyorlar. Tatar mektubunda buna vurgu yaparak, “İntihar etmeye en çok karşı çıkan kişilerden biri de benim” diyor...ABİ AHMET TATAR, DENİZ GÜÇER’E KONUŞTU‘Deniz Kuvvetleri’nde neden soruşturma yapılmıyor?’Yarbayın ağabeyi Ahmet Tatar, “Sahip çıkmadılar” sözlerine ilişkin bir açıklama yaptı. Tatar, “Bu süreçte bir çok okumuş yazmış insanın ’Emir komuta zincirine alışmışlar. Kendilerini toplumun önünde görüyorlar. Hukukla karşı karşıya gelince paniğe kapılıyorlar’gibi daha da ileri giden yorumları olduğunu gördüm. Zerre kadar bilgi sahibi değiller. Talebimiz hiçbir zaman komutanlığın kardeşimizi savcıyla görüştürmemesi değildi. Bu ülkede herkes hukuka saygı duymalı. Buna gönülden inanıyoruz. Ancak hukuk da adil davranmalı, herkese eşit mesafede durmalı” dedi. Tatar, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda TSK’da çok sayıda hukukçu olduğunu belirterek bunların duruma müdahale etmesi gerektiğini söyledi. Ahmet Tatar sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada olay Deniz Kuvvetleri’nde geçiyor . Suikast düzenlenecek olan kişi asker, yapacaklar asker. Ancak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda böyle bir soruşturma var mı? Ben bilmiyorum. Bu durumda neden Beşiktaş’taki o savcılarla askeri savcılar işbirliği yapmıyor? Niye ’Sen benim mensubumu çağırdın, ben de gönderdim. Bak tutukluyorsun ama burada bir hukuk zafiyeti var. Neden tutukladın bana anlat’demiyor. Bir yanlış varsa çıkıp kamuoyuyla paylaşmıyorlar. Asıl sahip çıkmak budur. Yoksa biz kabadayılık yapsınlar, komutanlar çıkıp ’Vermem askerimi’desinler demiyoruz. Beşiktaş’ta bir savcılar, hakimler ekibi var. TSK’nın bir çok mensubu içerde. Neden onların oluşturduğu sadece bu işe bakan, donanımlı hakim ve savcı grubu yok?”