Barolar ve Barolar Birliği Neden Adalet Yürüyüşünde Yok?

İmambakır Üküş: Metin Feyzioğlu ve Ümit Kocasakal'ın açıklamalarıysa hem şaşkınlık hem de tepkiyle karşılandı; ancak bu açıklamalara karşı gösterdikleri tepkiler onların 'Adalet Yürüyüşü' karşıtı tutumunu açıkça ortaya koydu...

Kılıçdaroğlu'nu başlattığı "Adalet Yürüyüşü" 20. gününde...

340 Kilometrenin üstünde bir "yol" alındı...

Toplumun her kesiminden insan "Adalet Yürüyüşü"ne katılıyor...

"Hayır Bloğu"nda yer alan tüm toplumsal ve siyasal güçler "Adalet Yürüşü"nde...

***

"Adalet Yürüyüşü" toplumda büyük bir "sempati" oluşturmuş durumda...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve Doğu Perinçek dışında neredeyse tüm siyasal güçlerle bir şekilde "Adalet Yürüyüşü"ne destek oluyor...

Türkiye'de ilk defa bu kadar toplumsal ve siyasal "uzlaşma" yaratmış bir eylem gerçekleşmiş durumda...

Akıl ve vicdan sahibi AKP'liler ve AKP'ye açık destek veren yazarlar arasında bile önemli ölçüde bir "sempati" yaratmış durumda "Adalet Yürüyüşü"...

***

Bir dönem önce AKP yargıyı "cemaat"e teslim etmişti...

Yargıda "cemaat" yapılanmasını daha güçlendirmek için Türkiye yakın zamanda 12 Eylül referandumunu yaşamıştı...

Yargıyı ve Emniyeti ele geçiren "F tipi yapılanma" önce Sol ve Yurtsever güçlere AKP'nin siyasi desteğiyle "operasyon" yaptı...

Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Poyrazköy ve ODA TV davalarıyla hem TSK hem de toplumda büyük "operasyon" yaptı "cemaat"...

***

Ne zaman ki "operasyon" sırası AKP'ye geldi; AKP ve "Cemaat" arasındaki "çatışma" gün yüzüne çıktı...

FETÖÇÜ yapılanmanın "operasyon" zincirinin son halkası 15 Temmuz darbe girişimi oldu...

Başarısızlıkla sonuçlanan 15 Temmuz darbe girişimini bir "fırsata" dönüştüren AKP 20 Temmuz'da sivil darbe girişiminde bulundu...

İlan edilen OHAL ile birlikte bir darbe olsaydı yapılacak ne varsa AKP tarafından yapılmaya başlandı...

***

AKP'nin sivil darbesinin en önemli ayaklarından birisi yargıya yapılan "operasyon" oldu...

Yargıda ki FETÖÇÜ yapılanmayı gerekçe gösteren AKP yargıda FETÖÇÜ'lerin yanı sıra AKP'ye biat etmeyenlere karşı da "operasyon" yaptı...

Varlık gerekçeleri yargıda ki FETÖÇÜ yapılanmaya karşı mücadele olan başta YARSAV ve YARGIÇLAR SENDİKASI üyelerine ve yöneticilerine "operasyon"lar yapıldı...

Kimisi tutuklandı, kimisi görevden alındı; kimisi de sürgün edildi...

***

OHAL süreciyle birlikte yargı tamamen siyasi iktidarın emrine girdi...

Oluşturulan baskıcı iklim dolayısıyla mahkemeler karar alamaz duruma geldi...

15 Temmuz darbecilerine ciddi soruşturmalar açan yargı mensupları görevlerinden alındı; kimisi de tutuklandı...

Özellikle "cemaat" dışındaki muhaliflerle ilgili "olumlu" en basit kararlar alan yargı mensupları yandaşlar tarafından "linç" edilerek, aldıkları kararlar geçersiz hale getirildi...

***

Yargıdaki operasyonlar Avukatlara da yöneldi...

Yüzlerce Avukat tutuklandı...

Çağdaş Avukatlar Derneği bir KHK ile kapatıldı...

Yargıda ki "Adaletsizlik" artık gizlenmez duruma geldi...

***

Bu yaşanan hukuksuzluklara ve Adaletsizliklere karşı mücadele öncülüğü doğal olarak herkes Barolardan ve Barolar Birliğinden bekliyordu...

Baroların ve Barolar Birliğinin "mesleki" nedenle bile olsa "Adalet" için mücadele de öncü olması gerekiyor...

Ancak; bu süreçte Barolar ve Barolar Birliği beklenen "öcülüğü" yapamadı...

Özellikle Kılıçdaroğlu'nun başlattığı "Adalet Yürüyüşü" Baroları ve Barolar Birliğini tümüyle açıkta bıraktı...

***

Herkes Baroları ve Barolar Birliğini "Adalet Yürüyüşü"nün en önünde olmasını beklerken tam tersi oldu...

Barolar ve Barolar Birliği önce sessiz kaldı...

Ancak tepkiler yükselince Barolar birliği başkanı Metin Feyzioğlu ve Eski İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal açıklama yapmak zorunda kaldılar...

Keşke; hiç açıklama yapmasalardı...

***

İstanbul, Ankara ve İzmir barolarının "suskunluğu" toplumda hayret ve şaşkınlıkla izleniyor...

Metin Feyzioğlu ve Ümit Kocasakal'ın açıklamalarıysa hem şaşkınlık hem de tepkiyle karşılandı...

Gerçekten de Metin Feyzioğlu ve Ümit Kocasakal ilk açıklamalarında "zorlama" gerekçelerle "Adalet Yürüyüşü"nde neden olmadıklarını açıklıyorlardı...

Ancak; bu açıklamalara karşı gösterdikleri tepkiler onların "Adalet Yürüyüşü" karşıtı tutumunu açıkça ortaya koydu...

***

"Adalet Yürüyüşü" değil ama Metin Feyzioğlu ve Ümit Kocasakal'ın açıklamaları tümüyle "siyasi kaygılarla" yapılan açıklamalar...

Siyasetten öte; CHP içi hesaplarla ve gelecekteki siyasi beklentilerin yarattığı tepkilerden oluşan açıklamalar...

"Adalet Yürüyüşü" ve katılanlar tavrı değil esas olarak Metin Feyzioğlu ve Ümit Kocasakal'ın açıklamalarını belirleyen şey "siyasi ikbal" kaygıları...

"Adalet Yürüyüşü"nün yarattığı Kılıçdaroğlu'na ve CHP'ye karşı sempati karşı küçük siyasi hesaplarla oluşan açıklamalar Metin Feyzioğlu ve Ümit Kocasakal'ın açıklamaları...

Ne yazık ki İstanbul, Ankara ve İzmir Baroları da Metin Feyzioğlu ve Ümit Kocasakal'ın etkisiyle "Adalet Yürüyüşü" konusunda kör, sağır ve dilsiz durumda...

***

"Adalet Yürüyüşü"ne destek olmak için Kılıçdaroğlu'nun yürüyüş sonunda genel başkanlığı bıraktığını açıklamasını isteyenlerin tavrı esas olarak "siyasi" bir tavır...

Onların tavrı CHP içi hesaplarla ve "siyasi ikbal kaygısıyla" oluşmuş tavırlar...

Bu yürüyüş bir CHP eylemi ve yürüyüşü değildir...

Bu yürüyüş bir CHP Kurultayı değildir...

***

"Adalet Yürüyüşü"; CHP içinde genel başkanlık yürüyüşü değildir...

"Adalet Yürüyüşü"; CHP içinde bir "yarış" yürüyüşü değildir...

"Adalet Yürüyüşü"; "Adalet" isteyen herkesin yürüyüşüdür...

"Adalet Yürüyüşü"; herkes için "Adalet" isteyen herkesin katıldığı-katılabildiği bir yürüyüşüdür...

***
AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve Doğu Perinçek dışında Türkiye'de herkesi birleştirme özelliği olan tek şey "Adalet Yürüyüşü"dür...

Dün AKP'ye oy veren, referandumda "EVET" diyen insanlar da bu yürüyüşte yer alıyor veya "sempati" açıklamaları yapıyor...

Merkez sağda yer alan veya MHP'ye oy veren seçmenlerin çok büyük bir bölümü ya yürüyüşe etap etap katıldı yada destek açıklaması yaptı...

Solun bütün renkleri ilk defa bir eylemde "Adalet Yürüyüşü"nde birleşti...

***

Metin Feyzioğlu ve Ümit Kocasakal'ın tavrı, yandaş ve tetikçi yazarların oldukça "ilgisini" çekti..

Önce Doğu Perinçek'in açıklamalrına yer veren yandaş ve tetikçi yazarlar şimdi "Adalet Yürüyüşü"ne karşı Metin Feyzioğlu ve Ümit Kocasal'ı "referans" gösteriyorlar...

Bu durum bile onların içine düştükleri trajik durumu ortaya koyuyor...

Küçük siyasi hesaplar ve "siyasal ikbal kaygılarıyla" insanların nerelere sürüklediğinin ibret verici örnekleri oldular...

***

Baroların ve Barolar birliğinin tavrına rağmen "Adalet" için her gün yüzlerce Avukat cübbeleriyle yürüyüşe katılıyor...

Tarih; bu yürüyüşe katılanları da katılmayanları da yazacak...

Tarih; bu yürüyüşe destek açıklaması yapanları da karşı tavır koyanları da yazacak...

Her şeye rağmen "Adalet arayışı" ve "Adalet Yürüyüşü" devam edecek; ediyor...

İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni