İmambakır Üküş; Bir grup MYK ve Parti Meclisi üyesi 2 ayı aşkın bir süredir tüzüğün 'zorunlu' kıldığı ön seçimi nasıl 'geçersiz' kılarız arayışında…
Tam AKP’li 4 bakanla ilgili “yüce divan” tartışmalarının ortasında…
Tam AKP’li “yolsuzluk ve rüşvetle” suçlanan bakanların çocuklarının evinde çıkan ve bakanların “üç-beş kuruş” dedikleri paraların “valizlerle” taşındığı sırada…
Tam da “17-25 Aralık operasyonunda “o paraları ve kasaları paralel polis koydu” denilen paraları, “sahip”leri tarafından “faiziyle” geri alındığı sırada…
Tam bu “sırada” CHP ne ile uğraşıyordu?
CHP Parti Meclisinin “gündem”i neydi?
***
Gerçekten CHP MYK ve Parti Meclisi “ayrı” bir dünya yaşıyor…
CHP MYK ve Parti Meclisi “gerçeklikle” tüm “bağ”ını kesmiş durumda…
“Kapalı devre” bir dünyada yaşıyor…
Tümüyle “kendine” kilitlenmiş durumda…
Milletvekili olanlar “nasıl yeniden milletvekili olurum” derdinde…
Milletvekili olmayanlarsa “nasıl milletvekili olurum” derdinde…
CHP’nin gündemi sınırlanmış durumda…
***
CHP MYK ve Parti Meclisi, CHP’yi iktidara taşıyacak “politikaları” ve “örgütlenmeyi” tartışacağına “kendimizi nasıl garantili yollarla milletvekili yaparız” tartışıyor…
Bir grup MYK ve Parti Meclisi üyesi 2 ayı aşkın bir süredir tüzüğün “zorunlu” kıldığı ön seçimi nasıl “geçersiz” kılarız arayışında…
CHP, parti meclisi MYK’nın “oy birliği” ile Parti meclisine sunduğu “genelge” ve “ihraç/disiplin” uygulamalarıyla, gündemi yine kendine çekti…
CHP’yi yine kendi “içine” mahkum etti…
***
Ya bu kadar mı “öngörü”den yoksunsunuz…
Bu kadar mı Türkiye gündeminden kopuksunuz?
Türkiye’de ne olup bittiğiyle bu kadar mı bağınızı kopardınız?
Bu “tartışma”ları 15-20 gün sonraya bir parti meclisi daha toplayarak yapsaydınız ne kaybederdiniz…
AKP’nin içinde yolsuzluklar konusunda tam bir “çatlak” çıkmışken “üstünü örtmek” sizin mi göreviniz?
Neden Davutoğlu ve Erdoğan arasında ortaya çıkan “üslup” ve ‘’yöntem’’ farkının üstüne gitmiyorsunuz?
Neden, “yüce divan” konusunda AKP’de ortaya çıkan “ikilem”in üstüne gitmiyorsunuz?
Sizleri kim “görevlendirdi”…
Siz, kim “adına” bu işleri yapıyorsunuz?
***
Daha “seçim takvimi” başlamadı…
Daha seçimlerin “tarihi” bile “tam” belli olmadı…
Bu “aceleniz” ne?
Bu “telaşınız” ne?
Bu “genelge”yi bir “sır” gibi herkesten 2 aya yakın bir süredir sakladınız…
Bir ay daha “saklasaydınız” ne kaybederdiniz?
Neden AKP’nin “sıkışmışlığına” çare olmak için bu “acele” ve “telaş”ınız…
***
Zaten bu “genelge”yle “iyi niyetli” olmadığınız ortada…
Siz, hangi partiye çalışıyorsunuz?
***
AKP “tel tel” dökülüyor…
Daha da dökülecek…
Yeter ki CHP; “iktidar” olmak iddiasıyla ortaya çıksın…
Yeter ki CHP; yüzünü ve yönünü halka dönsün…
Yeter ki CHP; “Parti içi iktidar” oyunlarıyla enerjisini tüketmesin…
Yeter ki CHP; Politikaları ve kadrolarıyla samimi ve ikna edici olsun…
***
Tüzüğün ve yasanın zorunlu kıldığı ön seçimleri “sulandırmak” CHP’ye yapılacak en büyük kötülüktür…
CHP’lilerin “umudunu ve heyecanını” öldürmek AKP’nin ekmeğine yağ sürmektir…
CHP, yanlış politika ve adayla Tayyip Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı yolunu açtı…
Şimdi CHP, CHP’nin “enerjisini” yok ederek Tayyip Erdoğan’a “devlet başkanlığı” yolunu açıyor…
Bu açıkça “ihanettir”…
Kendi “kişisel çıkarlarınız” için CHP’yi ve Türkiye’yi “ateş”e atmaktır…
***
CHP, 2015 seçimlerini kazanmaya mahkumdur…
CHP, 2015 seçimlerini kazanmaya mecburdur…
CHP, için “iktidar” olmak dışında bir çıkış yoktur ve bu seçimleri kazanmak zorundadır…
CHP Türkiye’nin geleceği açısından bu seçimleri kazanmak zorundadır…
CHP kendi geleceği açısından bu seçileri kazanmak zorundadır…
Kılıçdaroğlu, kendi durumu ve geleceği açısından da bu seçimleri kazanmaya mecburdur…
***
Biz, AKP’nin yıkılabileceğine inanıyoruz…
Biz CHP’nin bu seçimlerde “birinci parti” olabileceğine inanıyoruz…
İşte sorun tam da “bu” nokta da ortaya çıkıyor…
“Bu” MYK ve Parti meclisi AKP’nin yıkılacağına inanmıyor…
“Bu” MYK ve Parti Meclisi, CHP’nin bu seçimlerde “birinci parti” olacağına inanmıyor…
İnanmadığı içinde, Türkiye’nin ve CHP’nin geleceğine değil, “kendi” geleceğini düşünüyor…
İnanmadığı içinde; tek “gündemi” kendi “kişisel” geleceğini “garanti” altına almak oluyor…
Bu nedenle, MYK ve Parti Meclisi “kendini milletvekili” yapacak her yol ve yönteme “evet” diyor…
Bu nedenle MYK ve Parti Meclisi kendini milletvekilliğine taşıyacak her türlü “ahlaksız teklif”e “evet” diyor…
***
Gerçekten kendine bu kadar düşman bir parti olabilir mi?
Gerçekten partisine bu kadar “ihanet” eden bir MYK olabilir mi?
Hiç birinizi asla unutmayacağız…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni