Birbirini sevmeyen insanlar topluluğu: CHP
İmambakır Üküş; Siz, birbirinizi sevmezken halk sizi niye sevsin. Siz, birbirinize güvenmezken halk size niye güvensin.
CHP’nin 2015 seçimlerinde “birinci parti” olarak çıkacağına kim inanıyor diye sormuştuk…
Yine 2015 seçimlerinde CHP’nin seçimlerinden “iktidar partisi” olarak çıkacağına kim inanıyor diye sormuştuk…
Bunun olabilmesi içinde önce CHP yöneticilerinin ve CHP’lilerin buna “inan”ması gerekiyor demiştik…
Peki CHP’liler yöneticisinden üyesine kadar CHP’nin iktidar olacağına, seçimlerden birinci parti olarak çıkacağına inanıyor mu?
***
Birlikte mücadelenin ve başarının ön koşullarından birisi de mücadele eden “ekip”in birbirine inanmasıdır…
Birlikte mücadelenin ve başarının ön koşullarından birisi “inanan” ve “seven” bir “ekip”in olmasıdır…
Eğer “birlikte mücadele” içinde olanlar birbirine inanmıyor ve birbirini sevmiyorsa o “ekip”in başarılı olması mümkün mü?
***
CHP, baştan sona birbirini sevmeyen ve birbirine inanmayanlardan insanlardan oluşmuş bir partidir…
CHP, MYK üyeleri birbirini sevmez ve birbirine güvenmez…
CHP, Parti Meclisi üyeleri birbirini sevmez ve birbirine güvenmez…
CHP’nin parti meclisi üyelerinin büyük çoğunluğu bırakın birbirini sevip – güvenmesini birbirini tanımaz bile…
CHP’nin belediye başkanları birbirini sevmez ve güvenmez…
CHP’nin il başkanları ve il yöneticileri arasında bir sevgi ve güven ilişkisi yoktur…
CHP’nin yöneticileri ve üyeleri arasında bir sevgi ve güven ilişkisinden bahsetmek mümkün değildir…
***
Kemal Kılıçdaroğlu 22 Mayıs 2010 Tarihinde genel başkan oldu…
Bu 4 yılda kaç kişi parti meclisi üyesi oldu…
Bu 4 yıl içinde kaç kişi MYK üyesi oldu…
Sayısını ne Kemal Kılıçdaroğlu hatırlıyordur ne de başkası…
***
Değişen Parti Meclisi üyeleri ve MYK üyeleri seçildiklerinde de –daha doğrusu atandıklarında da- birbirleriyle bir “ilişki”leri yoktu…
Görevleri sona erdiğinde de sonrada aralarında bir “ilişki” kalmamıştır…
CHP’nin MYK üyeleri birbirlerini “tanımaz”lar…
MYK üyeleri birbirini “ailece” bile tanımazlar…
CHP’nin MYK üyeleri birbirinin “eşlerini” yolda görseler “selam” verecek kadar bile bilmez ve tanımazlar…
CHP’nin milletvekilleri 4 yıldır görevdeler kim kimlerle “tanışıyor” şüpheli…
Belki, Antalya kampında ilk kez “ailecek” bir arada olmuşlardır…
***
Sevgisizlik ve İnançsızlık CHP’de dedikodu ve nefret ilişkilerinin egemen olmasının yolunu açmış durumda…
Kendi genel başkanı hakkında bu kadar olumsuz propaganda yapan bir parti var mı?
Kendi Merkez yöneticileri hakkında bu kadar aleyhte propaganda yapan bir parti var mı?
Kendi milletvekilleri aleyhine bu kadar konuşan başka bir parti var mı?
Kendi belediye başkanlarını bu kadar yerden yere vuran başka bir parti var mı?
Kendi il başkanı ve ilçe başkanlığı/yönetimi hakkında bu kadar aleyhte konuşan başka bir parti var mı?
***
Bu durum yalnızca bu güne dair bir sorunda değildir…
Dün de böyleydi…
Dün “Deniz Baykal gitmeden bir şey olmaz”cılar vardı…
Bugün de “Kemal Kılıçdaroğlu gitmeden bir şey olmaz”cılar var…
Siyaseti, ideoloji ve ilkeler üzerinden değil de kişiler üzerinden yaptığınız müddetçe bu durum kaçınılmazdır…
***
Güven ve inanç soyut şeyler üzerinden kurulmaz…
Mücadele ve deneyim içinde oluşur…
Birbirini tanımayan insanlardan oluşan, birlikte bir mücadele geçmişi olmayan insanlardan oluşan “devşirme” ekiplerle başarıyı yakalamak mümkün değildir…
Birlikte bir “yol” yürümemişseniz birbirinize güvenmezsiniz…
Siyasette “sevgi” görevlendirme ve talimatla oluşmaz…
Siyasetteki tavrınız ve eylemlerinizle oluşur…
CHP’deki “eylemsizlik”, aynı zamanda “sevgi”sizliğin ve “inanç”sızlığında temeldir…
***
CHP ne zaman iktidar olur?
CHP’de üyesinden yöneticisine kadar bir “sevgi” ve “güven” ilişkisi, bir “yoldaşlık” bağı oluşturduğu zaman…
Siz, birbirinizi sevmezken halk sizi niye sevsin…
Siz, birbirinize güvenmezken halk size niye güvensin…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları