İmambakır Üküş yazdı, Kurultaydan itibaren başlayan bu çalışma Alaattin Yüksel, Gürsel Tekin ve Gürsel Erol tarafından ''koordine'' edildi...
CHP'de Birgül Ayman Güler depremi daha uzun süreceğe benziyor.
Bunun nedeni Birgül Ayman Güler'in yaptığı açıklamalar değil.
CHP'de kapanmamış ''hesap''lar bu açıklamalar üzerinden görülmek isteniyor...
CHP kurultayında başarılamayan ''iş'' şimdi tamamlanmak isteniyor.
***
Kurultay öncesi MYK'da olup da yeniden parti meclisine seçilip MYK'da görevlendirilmeyen tek isim Birgül Ayman Güler'dir...
Bunun çok çeşitli ideolojik-politik nedenleri olmakla birlikte, en önemli nedenlerinden birisi de ''İzmir siyaseti''dir...
İzmir'de siyasetin ''tek belirleyici''si olmak isteyen Aziz Kocaoğlu ve ekibi Birgül Ayman Güler karşısında yoğun çalışma yürüttü...
Kurultaydan itibaren başlayan bu çalışma Alaattin Yüksel, Gürsel Tekin ve Gürsel Erol tarafından ''koordine'' edildi...
Sonuç ortada...
Alaattin Yüksel, Gürsel Tekin'inde aldığı oy ortada...
Hem de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun olduğunu iddia ettikleri ''sarı liste'' de yer almalarına rağmen...
Birgül Ayman Güler'inde aldığı oy oranı ortada...
Hem de ''sarı liste''de olmamasına rağmen
***
Birgül Ayman Güler'in yaptığı konuşma sonrası bir ''linç'' kampanyası başlatıldı...
Başını Başbakan Tayyip Erdoğan, Yeni Şafak ve Zaman gazetelerinin çektiği bu kampanyaya kimi ''yeni CHP'' lilerin de katılması gecikmedi...
Kendilerine ''yenilikçiler'' adını veren Sezgin Tanrıkulu, Gürsel Tekin, Alaattin Yüksel gibi bir çok isim bu grupta anıldı...
Hatırlarsınız rahmetli Erbakan'a karşı AKP'yi kuran ekipte kendilerine ''yenilikçiler'' adını uygun görmüştü...
Haydi hayırlısı...
***
Birgül Ayman Güler medyanın yoğun ilgisine rağmen medyadan ''uzak'' durdu.
Hatta bu nedenle de çokça eleştirildi.
Habertürk ve CnnTürk'te canlı yayına çıkması ilan edilmesine rağmen CHP genel merkezinin uyarılarını dikkate alarak programa katılmadı.
Hatta, programı iptal ettiği için CnnTürk'te Cüneyt Özdemir hem TV propgramında hem de Twitter üzerinden Birgül Ayman Güler'i topa tuttu...
***
Daha sonra mecliste basın açıklaması yaptı.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın açıkca kendisini hedef göstermesinden dolayı basın açıklaması yapması bizzat genel başkanın istemiyle gerçekleştirildi.
Basın açıklamasının TBMM'de yapılmasını da bizzat CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu istedi.
***
Daha sonra da bir çok TV kanalı Birgül Ayman Güler'den canlı yayın veya konuşma talebi istemesine rağmen hiç birine katılmadı.
İlgili-ilgisiz her konuda TV'de boy gösterme merakı olan bazı yöneticilerin düştüğü tuzağa düşmedi.
Hem de aleyhine bunca yoğun bir kampanya olmasına rağmen.
En son yine CnnTürk'te Enver Aysever'in ''Aykırı Sorular'' programına katılacağı ilan edilmesine rağmen, son anda gelen ''istek'' üzerine programı iptal etti.
Ne yazık ki yine suçlanan Birgül Ayman Güler oldu.
Enver Aysever hem sosyal medya üzerinden hem de TV programında Birgül Ayman Güler'in programa katılmamasını en ağır dilde eleştirdi
***
Bence CHP ''tartışma yasağı'' veya ''konuşma yasağı'' getirerek bir yere varamaz.
Olması gereken ''parti içi demokrasi'' işleterek partinin ideolojik-politik hattının netleştirilmesi veya yenilenmesidir...
''Yasak'', çözüm getirmez...
''Sorun''ları belki öteleyebilir.
***
Zorlu bir üç seçim'in kapıda olduğu bu süreçte, her zamankinden daha fazla birliğe ve dayanışmaya ihtiyaç var.
Ancak, birliğin ve dayanışmanın yolu ne yasaklardır...
Ne de parti içinde kişisel karalamaya dayalı dedikodulardır.
Bütün bu ''sorun''ların panzehiri parti içi demokrasidir.
***
''Parti içi sorunları parti içinde tartışalım'' lafını herkes çokça duymuştur...
Parti içi ''sorun''ları veya partiyle ilgili düşüncelerinizi yazıp, tartışmaya açabileceğiniz hiç bir yayının olmadığını biliyor musunuz...
Ya da ''bilim ve kültür platform''u kontenjanından parti meclisine seçilenlerin bir gün bile toplantı yapmadığını...
CHP'de var olan ''Bilim ve Kültür platform'unun hiç bir konuyu parti içinde tartışmaya açılmadığını veya hazırlanan hiç bir raporu tartıştırmadığını da...
***
Daha ne söyleyeyim....
İmambakır Üküş