Çakma ‘Sol’cular ve ‘Ulusalcı’lar

İmambakır Üküş; Ekmelediin İhsanoğlu’nun ''Marksist''liğine, ''Leninist''liğine hatta ve hatta ''maoist''liğine bile bizleri inandıracaklar…

Çakma ‘Sol’cular ve ‘Ulusalcı’lar

Türkiye “çakma” işler cenneti…

Hemen hemen her alanda “çakma” işler yapılıyor…

Bütün önemli “marka”ların “çakması” aslını aratmayacak şekilde Türkiye’de üretiliyor…

Siyasette de “çakma” siyaset yalnızca Türkiye’de…

***

Türkiye’de “sol”cu, “sol”cu değil…

Türkiye’de “liberal”, “liberal” değil…

Türkiye’de “sağ”cı, “sağ”cı değil…

Türkiye’de “merkez”ci, “merkez”ci değil…

Türkiye’de “ulusal”cı, “ulusal”cı değil…

Türkiye’de “yenilik”ci, “yenilik”ci değil…

***

Türkiye, önemli bir seçime gidiyor…

İlk defa Cumhurbaşkanını “halk” seçiyor olacak…

Türkiye “parlamenter rejim” ve “başkanlık” rejimi arasında bir “tercih” yapacak…

Bu kadar önemli bir konuda, CHP kendi içinde ve kurumlarında hiç konuşmadan bir karar alıyor…

***

CHP, bütün parti içi hukuku hiçe sayıyor…

CHP, “tek kişilik” bir parti gibi karar alıyor…

CHP, MYK’da Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı diye konuşulmuyor…

CHP, Parti Meclisinde Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı hiç konuşulmuyor…

Çünkü CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı çok önceden herkesten ve tüm CHP karar organlarından habersiz kararlaştırılmış durumda…

***

CHP’nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu hiç bir CHP’li tanımıyor…

CHP, örgütleri tanımıyor…

Adını bile daha önce hiç duymamış…

Adını bile telaffuz edemiyor…

CHP milletvekilleri tanımıyor…

Birkaç eski sağcı milletvekili hariç…

CHP, Parti Meclisi tanımıyor…

CHP, MYK tanımıyor…

***

İşin “hazin” ve “trajik” yanı tam bu noktada başlıyor…

“Osmanlıcı’’ ve “Siyasal İslamcı” bir geçmişi olan Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP’nin adayı oluyor…

Olabilir…

Eğer CHP içinde konuşulsaydı…

Eğer CHP içinde parti içi hukuk hiçe sayılmasaydı…

Eğer CHP MYK ve Parti meclisinde tartışılıp karara bağlansaydı…

Olabilir…

Doğru ve yanlış…

Parti bir “karar” almış olurdu…

***

Ortada partinin “karar” organlarının aldığı bir “karar” yok…

İşte, tam bu noktada “facia” ortaya çıkıyor…

Partinin ve Türkiye’nin “geleceğini” değil, kendi kişisel “geleceğini” hesaplayanlar ortaya çıkıyor…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun önümüzde ki genel seçimlerde kendilerini yeniden milletvekili yazmasını bekleyenler…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun,kendilerini yeniden CHP Parti Meclisine yazmasını bekleyenler…

Öylesine “kıvrak” hareketler sergiliyor ki…

Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekmeleddin İhsanoğlu bile eminim ki şaşkınlıkla izliyor…

***

CHP’de Ekmeleddin İhsanoğlu “olay”ı tam bir “turnusol” görevi görüyor…

CHP’deki “çakma” siyasetçileri ortaya çıkarıyor…

Çakma “Ulusalcı”ları…

Çakma “Sol”culaı”…

Çakma “Yenilikçi”leri…

Bir bir dökülüyor…

Yüzlerine sürdürdükleri “ulusal”cı, “sol”cu ve “yenilikçi” boyaları akıyor…

***

Gerçekten CHP’de her şey “şaka” gibi…

Aydın Ayaydın CHP genel başkanı baş danışmanı oluyor…

CHP’de “yolsuzluklara” karşı mücadele ediyorum diyenlerin CHP’de adı en fazla “şaibeli’’ olanlara “yardımcı” seçiliyor…

Bütün hayatı Cumhuriyet karşıtlığı ve Siyasal İslamcılıkla geçmiş biri Cumhurbaşkanı adayı oluyor…

***

Bari susun…
“Kişisel” kaygılarla her şeye “evet” diyorsunuz…

Önünüze getirilen her “karar”a imza atıyorsunuz…

Bari susun…

Sesinizi çıkarmayın…

Kendinizi de CHP’lileri de daha fazla “batırmayın”…

***

Bu çakma “sol”cu, “ulusal”cı ve yenilikçi”lere bakarsak…

Bırakın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun “Cumhuriyetci”liğini, “demokat”lığını, “laiklik”e bağlılığını…

Ekmelediin İhsanoğlu’nun “Marksist”liğine, “Leninist”liğine hatta ve hatta “maoist”liğine bile bizleri inandıracaklar…

Helal olsun Ekmeleddin İhsanoğlu’na…

Adam tam “illegal’’ bir ‘’hayat” sürmüş…

Amerika’yı, İngiltere’yi ve Suudi Arabistan’ı kandırmış…

Anlaşılan kandırılma sırası şimdi bizde…

İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni