İmambakır Üküş; Her partiden her kesimden insan vardı. Tek talep vardı! Hedef İstanbul’u kazanmaktı…
Can Ataklı’yı biliyorsunuz, tanıyorsunuz…
AKP diktatörlüğüne karşı medyada tavır alan cesur kalemlerden biri…
AKP diktatörlüğüne boyun eğmediği için artık merkez medyada yazma imkanı bulamayan bir gazeteci…
Çok çeşitli gazete ve televizyonlarda çalışan ve yöneticilik yapan CAN ATAKLI’yı uzun bir süredir “medya” görmüyor; duymuyor…
Tanınmış ve popüler gazeteci ve TV yorumcusunun, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına adayım demesi “olağan” koşullarda “önemli” bir haberdir…
Ama ne yazık ki aylardır Can Ataklı “CHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına adayım” demesine rağmen “haber” olamadı…
***
Çok uzun bir süredir hergün “Sarıgül CHP’ye geçecek mi” veya “Sarıgül CHP’den aday mı” sorularıyla medya Sarıgü’le yatıyor, Sarıgül’le kalkıyor…
Bin bir yalan haberle her gün “Sarıgül balonu”nu şişiren medya, “ben CHP’den adayım” diyen Can Ataklı”yı görmeye “Cesaret” edemedi…
Can Ataklı’ya karşı “gizli” bir sansür uygulanmaya başladı…
Önce Vatan gazetesindeki köşesinden oldu…
Sonra da TV’lerdeki yorumculuğunun sonu geldi…
***
Ama Can Ataklı yılmadan yoluna devam etti…
İstanbul’da haramilerin saltanatının yıkılması için tüm İstanbullulara “Temiz bir e” uzattı…
Kendisini görmeyen ve duymayan medyanın ablukasını kırmak için halka ulaşmanın başka yollarını denemeye karar verdi…
Adaylığını bir kez de halkın huzurunda ilan etmeye karar verdi…
***
Önce 30 Kasım’da Beşiktaş Barbaros meydanında halkla buluşma çağrısı yaptı…
Daha adaylığını açıklamamış, aday olup olmadığı belli olmayan Mustafa Sarıgül’e her yere platform kuran ve tüm CHP örgütlerini seferber eden CHP İstanbul İl örgütüne, Sarıgül Pazarlama A.Ş’nin elemanı Oğuz Kaan Salıcı’ya rağmen yola çıktı Can Ataklı…
Can Ataklı, “eşimle birlikte Beşiktaş’ta olacağım” dediğinde arkasında medya gücü yoktu…
Arkasında, TUSİAD gücü yoktu…
Arkasında, cemaatler ve tarikatçılar yoktu…
Arkasında, örgüt ve belediye gücü yoktu…
***
Can Ataklı’nın çağrısına binlerce İstanbullu cevap verdi…
Herkes kendi olanaklarıyla Beşiktaş’a gelmişti…
Beşiktaş meydanı “halk denizi” olmuştu…
Her partiden her kesimden insan vardı…
Tek talep vardı!
Hedef İstanbul’u kazanmaktı…
Ve “temiz bir el”e el uzatan binlerce insan kararlılığı ortaya koyuyordu…
***
Can Ataklı’nın çağrısı halkta yankı bulmuştu…
Ama ne yazık ki merkez medya yine “kör” ve “sağır” olmuştu…
Ne Can Ataklı’yı gördü ne duydu…
Ne de orada olan binlerce İstanbulluyu…
***
Beşiktaş’ta “taşıma” insan yoktu…
Herkes kendi “olanak”larıyla oraya gelmişti…
Hiçbir CHP ilçesi oraya insan “taşıma”mıştı…
Hiçbir belediye başkanı oraya insan “taşıma”mıştı…
Orada yalnızca “halk” vardı…
Halkın coşkusu ve kararlılığı vardı…
Ve bu toplantının Can Ataklı’ya “maliyet”i yalnızca bir “akbil”di…
Aynı şekilde herkese de “maliyet”i bir “akbil”di…
***
Can Ataklı’nın açıklamasına daha önce adaylığını açıklayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’de katıldı…
Yine aday adayı olan Prof. Dr. Semih Eryıldız, Ankara’da bir toplantıda olduğu için katılamadığı mitinge çiçek göndermişti…
Her dönem “ancak Önseçim olursa İstanbul’a aday olurum” diyen Ali Özcan’da Can Ataklı’yı yalnız bırakamayan isimlerden birisiydi…
Can Ataklı, Gürsel Tekin ve Ali Özcan’ı sahneye davet ederek dayanışma sergiledi…
Sahne demişken “sahne” Barbaros Heykelinin önüydü…
“Platform” olarak ta Can Ataklı, üst üste konmuş iki broşür paketini kullandı…
Can Ataklı, o paketlerin üzerine çıkarak konuşmasını yaptı…
***
Bakalım körleşen ve sağırlaşan medya gibi, CHP genel merkezide bu halk hareketini görüp; duyacak mı?
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni
Fotoğraflar, Dilfiraz Değerli