İmambakır Üküş; Aydın Ayaydın’da Sarıgül’ün gölgesinde her ilçeye müdahale etti. Aydın Ayaydın’da tüm eş-dost ve akrabalarını meclis üyesi yazdı…
Mustafa Sarıgül “balon”u nihayet tamamen patladı…
Beykoz konakları ve merkez medyanın topluma “çare” olarak sunduğu Sarıgül, “çaresiz” bir “cilalı” proje olduğu ortaya çıktı…
Uzun zamandır “Büyük proje” olarak sunumu yapılan “çare Sarıgül” balonu sahiplerinin elinde patladı…
***
Sarıgül’ün “hırsı” ve “egosu” hep aklının önünde koştu…
Ama şartlar ve olaylar hep onun lehine gelişti…
Sarıgül’ün en önemli özelliği “fırsat”ları hep iyi kollamış olmasıdır…
“Fırsat”ların şampiyonudur Sarıgül…
Aynı zamanda “amaç” için her yola başvurmanın adıdır da Sarıgül…
***
Mustafa Sarıgül “kıblesiz” bir insandır…
“Güç” kimdeyse anında oraya döner…
“Güç” ilişkilerini “pratik sezgi”leriyle iyi “koklar”…
Anında tavır değiştirir…
Anında yön değiştirir…
Onun “kıble”si “portatif”tir…
Anında “güce” göre “değişim” gösterir…
***
Deniz Baykal’a karşı genel başkanlık yarışını kaybetti…
Ardından CHP’den olaylı bir şekilde ihraç edildi…
Ve Sarıgül yine bir siyasi parti oluşturmak için yola koyuldu…
Büyük iddialarla “TDH”yi oluşturdu…
“Genel Başkan olmak için değil başbakan olmak için” yola çıktığını iddia etti…
Sonuç…
Sonuç hüsran…
Mustafa Sarıgül Şişli Belediye başkanlığından vazgeçemedi…
Kurulacak partiye Genel başkan olduğunda Şişli Belediye başkanlığını bırakması gerekiyordu…
Sarıgül, TDH’nın partileşme sürecini oyaladıkça oyaladı…
Ha bugün kurulur dendi…
Ha yarın kurulur dendi…
Ama bir türlü TDH kurulamadı…
Tam o arada Sarıgül’ün imdadına Baykal’ın “kaset”i yetişti…
Deniz Baykal bir “kaset komplosu”yla genel başkanlıktan istifa etmek zorunda kaldı…
Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir “umut” ve “heyecan”la CHP genel başkanı oldu…
Sarıgül aradığı “bahane”yi buldu…
Kılıçdaroğlu’na “şans vermek” için TDH’nın kuruluşunu “erteledi”…
***
Sarıgül”ün “çapı” ve “kapasitesi”nin liderlik veya genel başkanlığa yetip yetmediğini tüm Türkiye bu kampanya boyunca gördü…
Sarıgül’ü topluma “çare” olarak “cilalayarak” sunanlar da biliyordu…
Bu nedenle “strateji” değişikliğine gidildi…
Sarıgül, Genel başkanlık için değil bu kez İstanbul için “çare” olarak sunuldu…
İnanılmaz bir medya “promosyon"u yapıldı…
Artık İstanbul için Sarıgül’süz bir “çözüm” düşünülmez hale geldi…
Yürütülen kampanyalarla CHP kuşatıldı…
CHP Sarıgül’e mahkum edildi…
CHP içinde de bu “proje”nin bir parçası olanlar süreci başlattılar…
Ve bilinen “Sarıgül şov” gerçekleştirildi…
***
Mustafa Sarıgül, CHP’nin kuralları ve gelenekleri hiçe sayılarak İstanbul Büyükşehir adayı yapıldı…
Beykoz konakları ve yıkım ekipleri amaçlarına ulaşmış oldu…
Mustafa Sarıgül’ün önce ayağına Adnan Keskin ve Oğuz Kaan Salıcı gönderildi…
Çok “trajik” bir tören yapıldı Şişli’de…
Yetmedi…
CHP genel merkezi önünde Sarıgül’e bir şov daha hazırlandı…
Sarıgül, büyük kampanyayla Büyükşehir adayı oldu…
İstanbul Büyükşehir adayı olur olmaz CHP örgütlerini ve CHP aday adayları “hiç”e saydı…
Sarı bayraklarıyla TDH’lıları her yerde öne çıkardı…
“Parti içinde parti” gibi davrandı…
Her ilçede kendi adaylarını dayattı…
Yetmedi…
Büyükşehir meclis grubunu ele geçirmek için her adaya ve ilçeye baskı yaptı…
Oğlunu, eski karısını, iş arkadaşlarını,avukatını, eş-dost ve akrabalarını başkan adayı veya meclis üyesi yazdırdı…
Yetmedi…
Aydın Ayaydın’da Sarıgül’ün gölgesinde her ilçeye müdahale etti…
Aydın Ayaydın’da tüm eş-dost ve akrabalarını meclis üyesi yazdı…
Oğlunu Şişli’de meclis üyesi yazdığı İstemihan Talay Mersin’de aday olamayınca Mersin’de MHP’ye çalıştı
***
Mustafa Sarıgül ve Aydın Ayaydın ekibinin seçim “kazanmak” gibi bir “iddia” ve “derdi” olmadı…
Tek dertleri kendi adayları…
Tek dertleri kendi “adamları”nı meclis üyeliğine yazmak oldu…
Sonuç…
Sarıgül ve Aydın Ayaydın ekibi tüm CHP örgütleriyle kavgalı hale geldi…
Sarıgül ve Aydın Ayaydın ekibi tüm kendi yazdıramadıkları aday adaylarıyla kavgalı hale geldi…
***
Mustafa Sarıgül seçimleri kazanmak için değil kaybetmek için ne gerekiyorsa yaptı…
20 yıllık AKP geleneğinin İstanbul’u yağma ve talan etmesine itiraz etmedi…
Sarıgül’ün itiraz ettiği veya dava ettiği bir tek iş yok
20 yıllık iktidara getirdiği eleştiri “ilk dönemler Kadir abi iyiydi. Yoruldu ve heyecanını kaybetti”…
Bundan öteye geçen bir eleştirisi olmadı…
Yorgunluk ve heyecan bitmesi” İstanbul’da kazanmaya yetmedi/yetmezdi…
***
Mustafa Sarıgül önce CHP’yi ve yöneticilerini kampanyasında görmek istemedi…
Her yere sarı bayrakları ve sarı papatyalarıyla gitti…
Hırsı, kibri ve egosu olan aklını da yemişti…
Toplumda hiçbir “heyecan” veya “karşılık” bulamadı…
Bu durum daha “agresif” ve “asabi” bir Sarıgül’ün ortaya çıkmasına neden oldu…
“Çare Sarıgül” her geçen gün “çaresiz Sarıgül” oldu…
***
“Çaresiz Sarıgül” CHP’yi ve Örgütleri İstemezken “çaresiz” bir şekilde Kılıçdaroğlu’nun her gün İstanbul’a gelmesini istedi…
Durumun vehametini gören CHP yöneticileri çareyi Kılıçdaroğlu’nu her gün İstanbul’da en az üç “nokta mitingi” yapmakta buldu…
Kılıçdaroğlu son 20 günde neredeyse her gün İstanbul’a gelmek zorunda kaldı…
Buna rağmen İstanbul’daki fark kapatılamadı…
***
Sarıgül’ün “şişirilmiş” ve “her an patlayacak bir balon” olduğu ortaya çıkmakla kalmadı…
İstanbul’da CHP yenildi…
Ama Sarıgül’ün çapsızlığı ve çaresizliği bununla sınırlı kalmadı…
Sonuçlar ortaya çıkmaya başladığı andan itibaren Mustafa Sarıgül ortalıktan tüydü…
Sarıgül, mücadele eden örgütleri ve adayları yalnız bıraktı…
Kaçtı…
Eve saklandı…
İlk gün hiç sesi soluğu çıkmadı…
Birçok ilçede “hile’’ ve “şaibe” iddiasıyla adaylar ve örgütler isyan içindeyken…
Sarıgül ortaya bile çıkmadı…
İtiraz eden hiçbir ilçeye ve adaya destek olmadı…
Daha da kötüsü sonuçları “kabul” etti…
Evinden yaptığı bir yazılı basın açıklamasıyla “bu sonucu beklemediğini ama mazeret üretmeyeceğini” söyleyerek sonuçlara hiçbir itirazını dile getirmedi…
Ama Ankara’da Mansur Yavaş’ın ilk günden sandıklara ve oylara sahip çıkmak için mücadelesi tüm Türkiye’nin dikkatini seçimlerdeki “şaibe”lere çevirdi…
Mansur Yavaş’ın mücadelesi gündeme otururken Sarıgül’de iki gün sonra evden çıkmak zorunda kaldı…
“Tüm sandıklar yeniden sayılsın” dedi…
Ama sandıklarda itiraz eden, mücadele veren adayları görmedi bile…
Üsküdar’da, Küçükçekmece’de, Esenyurt’taki mücadele eden insanların yanına bile gelemedi…
***
Sarıgül “balon”du…
Söndü…
Patlak balonu kimileri yeniden şişirme derdinde…
Boşuna uğraşmayın…
Ölüler dirilmez…
Sarıgül ve Sarıgülcülerin yapacakları en büyük iyilik…
Gölge etmesinler başka ihsan istemez…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni
Çok güzel yazmışsınız kaleminize yüreğinize sağlık ben Sarıgül,ü oldum olası hiç sevmedim güvenmedim ama partimiz ve ülkemizin geleceği için üsküdar örgütü olarak var gücümüzle çalıştık İstanbul için aday gösterildiğindede çok üzüldüm seçim süresince sizde yazdığınız gibi kazanmamak için elinden geleni yaptı bizler 5 yıl kaybetmedik maalesef İstanbul ve ülkemiz Sarıgül sayesinde 50 yıl geriye döndü ülkeyi hırslarının kurbanı edenleri asla affetmiyoruz hem Baykalı hem onu ve onun gibileri bizlerde tarihde affetmeyecek içimizdeki hainler
Ben bu adama hayatım boyunca hiç güvenmedim,bu öyle böyle bir şeytan adam değildir.Bu gün holding sahibi gibi bir parasal gücü vardır.
Çok boş konuşmuşsunuz...
Sarıgül'ün kampanyalarını takip etmesem benide kandıracaktın!
Sarıgül İstanbul'da 3.5 milyon oy aldı.
Sen hangi hikayeden bahsediyorsun?
Sayın İmambakır bey yazınızın her satırına aynen katılıyorum ve inanın sayın İnce için de Beykozda chbş.seçim öncesinde aynı şeyleri iddaa ettim ve gerçek çıkmasından büyük üzüntü duydum,saygılar.
Her zaman dile getirdigim güzel İstanbul'u neden kaybettiğimizi o kadar güzel aciklamissinizki,kaleminize ve yüreğinize sağlık.
Bu yaptığınız analiz diğer siyasetçilere ders olsun.