loading
close
SON DAKİKALAR

Cemaat ‘Mazlum’ ve ‘Mağdur’ mu?

İmambakır Üküş
Tarih: 18.12.2014
Köşe: @imambakirukus

İmambakır Üküş; AKP’nin toplumda yeni bir 'korku iklimi' yaratmak amaçlı operasyonlarını görüyoruz. AKP’mi Cemaat mi ikilemi 'tuzağına' düşmeyeceğiz..

AKP, baskıcı ve otoriter tavrını dünkü “suç ortakları”na karşı da sergilemeye başladı…

Düne Kadar İlerici-demokrat ve yurtseverlere karşı “cemaat’le birlikte” yaptıklarını şimdi AKP, Cemaate karşı yöneltmeye başladı…

Hem de “dünkü” yol ve yöntemlerle…

Dün “dalga dalga” Ergenekon ve Balyoz Operasyonları yapılıyordu…

Bugün Cemaate karşı “paralel” yapıya karşı “dalga dalga” operasyon yapılıyor…

Dün Ergenekon ve Balyoz davalarının sanıklarıyla ilgili bizzat bugünün “Mağduru”(!) Zaman ve STV öncülüğünde “iftira” ve “yalan” haberler yapılıyordu…

Bugün Cemaate yönelik AKP’li yandaş medya tarafından benzer yayınlar yapılıyor…

Cemaatin, devlet içinde “çeteleşmiş” yapılarına karşı operasyon yapıldı…

Yargıda ve polisteki “cemaatçi örgütlenmeyi kırmak için her gün “operasyon”lar yapılıyor…

Şimdi de Cemaatin Medya ayağına yönelik “operasyon” yapılıyor…

Ve cemaat çığlık çığlığa…

Basın Özgürlüğünden, Demokrasiden bahsediyor…

***

AKP’nin baskıcı ve otoriter siyasetine karşı olanlarda uzun bir süredir bir “kafa karışıklığı” yaşanıyor…

Bazıları cemaate karşı AKP’nin yaptığı operasyonları desteklerken AKP’nin yedeğine düşerken, bazıları da AKP’nin baskıcı ve otoriter tavrına karşı çıkayım derken ne yazık ki cemaatin yedeğine düşüyor…

12 yıldır her türlü “operasyon” ve “kumpas”ın bizzat örgütlenmesi olan Cemaat, AKP’nin operasyonlarından kendine “mağduriyet” ve “mazlumluk” devşirmeye çalışıyor…

***

AKP’nin operasyonlarının amacı “hırsızlık” ve “yolsuzluk” operasyonlarının “intikam”ını almaktır…

Tam da 17-25 Aralık’ın yıldönümüne “denk” getirilen operasyonlarla, “hırsızlık” ve “yolsuzluk”ların üstünü örtmek amaçlanıyor…

İşin ilginç yanı, cemaatin esas suçları olan İstanbul Casusluk davası, Ergenekon, Balyoz, Oda Tv gibi onlarca davadaki “sahte belge”cilik ve “sahte dijital veriler” hazırlama “suç”larının hiç gündeme gelmemesi…

AKP, Cemaatle daha çok kendisine yönelik “operasyon”lar üzerinden “hesaplaşma” yoluna gidiyor…

Bu da, yapılan tüm operasyonların meşruluk zeminini ortadan kaldırılıyor…

***

Gerçekten “yeni Kontr-gerilla” olarak örgütlenmiş, CİA ve MOSSAD’la iç içe bir örgütlenmeyle karşı karşıyayız…

AKP’nin cemaatin bu yapısına yönelik bir “operasyon” yapması mümkün değildir…

AKP, cemaate karşı yaptığı “operasyon”lar adeta cemaati “allama-pullama” operasyonudur…

***

Yapılan tüm “operasyon”ları göz önüne getirin…

Baştan sona bir “cemaat şov”la karşı karşıyayız…

Polislere yönelik “operasyon” an be an “canlı yayın”la yansıtıldı…

Tüm polislere sözde gözaltında “şov” yapma fırsatı yaratıldı…

Şimdi de Zaman ve STV’ye yapılan “baskın”lar sanki “cemaat şov” için özel olarak tasarlanmış gibi…

Amaç, cemaati “mağdur” ve “mazlum” göstermek…

Ama daha önemlisi “özgürlük” için “direnen” cemaat mensupları “algısı” yaratmak…

***

AKP’nin tüm baskıcı ve otoriter uygulamalarına karşı çıkmak başka şey…

Cemaati “mağdur” ve “mazlum” ilan etmek başka şey…

Her türlü “kirli” işin ve “kumpas”ın bizzat örgütleyicisi olan Cemaat’ten “mağdur” ve “mazlum” olmaz…

Cemaati “mağdur” ve “mazlum” görmek cemaatin işledikleri suçları “hafifletmek”tir…

***

Cemaatin “mağduriyeti” ve “mazlumluğundan” bahseden herkes Türkan Saylan’ı hatırlasın…

Cemaatin “mağduriyeti” ve “mazlum”luğundan bahseden herkes İlhan Selçuk’u hatırlasın…

Cezaevinden bir deri bir kemik ölüsü çıkan Kuddusi Okkır’ı hatırlasın…

Cemaatin ‘’mağduriyet’’i ve ‘’mazlum’’luğundan bahseden herkes Prof.Dr Fatih Hilmioğlu’nu hatırlasın…

Alçakça iftiralara karşı canına kıyan Ali Tatar’ı hatırlasın…

Kurulan “kumpasları” ve “kumpasların” mağdurları ve mazlumlarını hatırlasın…

***

İlhan Selçuk’tan Müyesser Yıldız’a, Doğu Perinçek’ten Soner Yalçın’a, Yalçın Küçük’ten Mustafa Balbay’a Tuncay Özkan’dan Nedim Şener’e ve Ahmet Şık’a, Barış Terkoğlu’ndan Barış Pehlivan’a kadar daha onlarca gazeteciye yönelik yalan ve iftiraların baş borazanı Zaman ve STV değil miydi?

“Bunlar gazeteci değil, darbeci” diye gece-gündüz yayın yapan bunlar değil miydi?

Hepimizi “hedef” haline getiren yayınlar yapan bunlar değil miydi?

Zaman ve STV benim hakkımda da günlerce yayın yapmıştı…

Unutmak mümkün mü?

Unutmak ihanettir…

***

Bizler hep “hukuk” ve “Adalet” için çağrı yapmıştık…

Şimdi de aynı “çağrıyı” yapıyoruz…

Herkes için “hukuk” istiyoruz…

Herkes için “Adalet” istiyoruz…

***

AKP’nin toplumda yeni bir “korku iklimi” yaratmak amaçlı operasyonlarını görüyoruz…

AKP’mi Cemaat mi ikilemi “tuzağına” düşmeyeceğiz..

Biliyoruz ki 12 yıl boyunca birlikte suç” işlediler…

Er-geç birlikte yargılanacaklar…

İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni



ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları