İmambakır Üküş; Sarıgül’ün İlhan Kesici’nin, M. Ali Bayar’ın Mansur Yavaş’ın, Aytaç Durak’ın neresi yeni?
CHP’ye yönelik büyük bir “kuşatma” ve “teslim alma” hareketi başlayalı çok oluyor…CHP’yi “başka” bir partiye dönüştürmek isteyen uluslararası güçler ve işbirlikçileri ilk “hamle”yi Mustafa Sarıgül’ü Deniz Baykal’a karşı aday çıkararak yaptılar…
Zaten o zaman M. Sarıgül’de “Amerika beni istiyor; Amerika beni destekliyor” diye açıklamalar yapıyordu…
Bu “hamle” son anda önlenebildi…
Deniz Baykal o kurultayın kapanış ve teşekkür konuşmasında “siz bu partiyi dışardan dizayn etmek isteyenlere dur dediniz” demişti…
***
Cumhuriyet mitinglerinin ortaya çıkardığı “sinerji” DSP ile seçim ittifakına dönüştürerek öldürüldü…
Hiçbir siyasal ve toplumsal karşılığı olmayan DSP ile ittifak ile CHP ve Cumhuriyet mitingleri boşa çıkarıldı…
Bugün adlarını hiç kimsenin hatırlamadığı 13 DSP’li milletvekili seçildi…
***
CHP ve Deniz Baykal ilk defa 2009 yerel seçimleriyle bir “canlanma” gösterdi…
20 yıldır alınmayan bir çok il ve ilçede CHP belediye başkanlıklarını kazandı…
İstanbul’da Büyükşehiri çok az bir oy’la kaybetti…
12 ilçede seçimleri kazandı…
Birçok ilçede çok çok az oylarla seçim kaybetti…
AKP ilk defa birçok il ve ilçede yenilgiye uğramıştı…
***
CHP’de “canlanma” ve “yükseliş” devam ediyordu…
Türkiye “yeni” bir Anayasa tartışmalarına kitlenmişti…
Mecliste Anayasa oylamaları çok sert bir şekilde geçiyordu…
Yapılan oylamalarda Anayasanın birçok maddesi geçmemişti…
Türkiye Referanduma hazırlanıyordu…
Mecliste Anayasa oylamaları gece saat 02.00’de sona erdi…
Sabah saat: 05.00’te Türkiye Deniz Baykal’a ait olduğu iddia edilen “şok kaset”le sarsıldı…
***
Referandumda güçlü ve etkili bir CHP istemeyen “malum” güçler, CHP’yi “kaset”le vurmuştu…
“Kaset” tam da CHP kurultayı ve referandum sürecinin öncesine “denk” getirilmişti…
Hem Türkiye hem CHP “Şaşkın”dı…
Hedef, tam isabet almıştı…
CHP’de “yönetim krizi” yaratılmıştı…
CHP’yi dağıtmayı ve parçalamayı hedefleyenlerin planı ise tutmamıştı…
Kısmi kırgınlık ve dargınlıklara rağmen CHP’liler Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında birleşmişti…
Tarihinde ilk defa kurultaya katılanların tamamının oyuyla CHP bir genel başkan seçiyordu…
CHP kurultay delegelerinin tamamı Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermişti…
CHP kurultayı büyük bir coşku ve heyecan yaratmıştı…
***
Ancak CHP’de “süreç” bitmemişti…
CHP, kendi iç krizleriyle sürekli boğuşmak zorunda kaldı…
Önce Gürsel Tekin’in MYK üyesi olmaması “kriz” yarattı…
Berhan Şimşek istifa ettirip, Gürsel Tekin MYK üyesi yapılarak bu “kriz” çözüldü…
Ardından Önder Sav “krizi” patlak verdi…
Kemal Kılıçdaroğlu, radikal bir karar alarak kendisine genel başkanlık yolunu açan Önder Sav ve ekibini yönetimden uzaklaştırdı…
Olağanüstü kurultayla, “yeni” bir parti meclisi oluşturdu…
***
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti içi sorunları çözmek için attığı her adım yeni sorunları üretti/üretiyor…
Çözümü; sürekli parti meclisi üyelerini kurultaylarda değiştirmekte buldu…
Çözümü; MYK üyelerini sürekli değiştirmekte buldu…
Görünüşte “İktidar”ını güçlendirmiş gibi görünse de aslında parti içinde giderek yalnızlaştı…
Yalnızlaştıkça da çözümü parti dışında aramaya başladı…
***
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanlış kadrolaşma politikaları CHP’yi dışardan “kuşatma” yollarını güçlendirdi…
CHP, yanlış bir şekilde “sağ”dan medet umar hale getirildi…
ANAP’ın, DYP’nin MHP’nin çürümüş ve vasıfsız danışmanları CHP genel başkan danışmanları yapıldı…
Adları bin bir yolsuzlukla anılan “sağ”cı isimler milletvekili seçildi/seçtirildi…
Şimdi de ANAP’ın DYP’nin yolsuzlukla adları özdeşmiş isimleri yine aynı şekilde Belediye başkan aday adayları olarak CHP’de pazarlanıyor…
***
CHP çok ciddi bir ideolojik-politik kuşatma yaşıyor…
CHP, ideolojisiz ve politikasız bir parti haline getirilmek isteniyor…
CHP’ye TÜSİAD’cı sermayenin Mustafa Sarıgül’ü dayatmasının özü/esası İstanbul belediye başkanlığı tercihi değildir…
Mustafa Sarıgül; ideolojisizliktir…
Mustafa Sarıgül; politikasızlıktır…
Mustafa Sarıgül; renksizliktir…
CHP’ye dayatılan budur…
***
CHP kimlere mahkum ediliyor…
Bir isimlere bakın…
İstanbul’da Mustafa Sarıgül’e…
Ankara’da biri Melih Gökçek’in eski otağı, diğerleri eski MHP adayı ve eski DYP’liler, eski ANAP’lılar…
Adana’da Zihni Aldırmaz ve Aytaç Durak…
Böyle bir “ayıp” olur mu?
Bu isimlerle “sol” veya CHP nasıl yan yana olabilir?
***
Kemal Kılıçdaroğlu’nu kamuoyu “dürüst” ve “namuslu” bir insan, bir lider olarak tanır…
Adları yolsuzlukla ve hırsızlıkla özdeşmiş isimlerle yan yana olması bile ne kadar ayıp bir şey…
Kemal Kılıçdaroğlu, Tüm Türkiye'ye yeni bir CHP vaat etti…
“Yeni CHP”; eskinin yolsuzluklara batmış isimleriyle mi inşa edilecek?
Yeni CHP; bulundukları belediyenin imkanlarıyla Türkiye’nin en zenginleri olmuş belediye başkanlarıyla mı inşa edilecek?
Sarıgül’ün İlhan Kesici’nin, M. Ali Bayar’ın Mansur Yavaş’ın, Aytaç Durak’ın neresi yeni?
***
CHP bu yerel seçimlerde kazanacak güçte…
AKP bu yerel seçimlerde kaybedecek…
İşte bu kadar “fare”nin CHP’nin kapısını ve temellerini kemirmesinin nedeni bu…
CHP, bu yerel seçimlerde “kendi” adaylarıyla girmelidir…
“Devşirme” ve “çürümüş” kadrolarla CHP yenilenemez…
Bırakın bu dışarıdan “devşirme” ve çürümüş”leri, CHP kendi içindeki “çürük”leri de temizlemelidir…
CHP’nin değişime ve yenilenmeye ihtiyacı var…
Daha da batmaya değil…
***
CHP, bu “kuşatma”yı kırabilecek güce ve kadrolara sahiptir…
Tarihi Sorumluluk başta Kemal Kılıçdaroğlu’nda ve MYK’da, Parti meclisindedir…
Yapılacak tarihi yanlışlar kurultay duvarına çarpacaktır…
Hiç kimse CHP’yi sahipsiz görmemelidir…
Mevcut “sessizlik” hiç kimseyi aldatmamalıdır…
CHP’nin “başkalaştırılması”na izin verilmez…
Cumhuriyet’in ve CHP’nin 90. Yılında Cumhuriyet ve CHP için “ilk gün”ki gibi mücadele edecekler hep vardır, var olacaktır…
CHP, ideolojik ve politik kuşatmayı kıracaktır…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni