İmambakır Üküş; ''Kılıçdaroğlu gitsin ben geleyim'' diyenlerin neden gelmeleri gerektiğine dair bir şey söylediklerini duyan var mı?
CHP kurultayı biteli daha iki ay bile olmadı ama CHP’de tartışmalar ve arayışlar bitmedi…
Kurultay’da çıkıp konuşmayan herkes şimdi konuşmaya: “söz” söylemeye başladı…
En çok konuşulan ve söylenen “söz”se “CHP iyi yönetilemiyor” sözü…
İşin ilginçi bunu CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nunda daha önceleri dile getirmesi…
***
CHP’nin “iyi yönetilmediği” çok açık…
Zaten CHP “iyi yönetilseydi” bu durumda olmazdı…
Türkiye bu kadar kötü yönetilirken CHP’nin istenen ve beklenen başarıyı sağlayamaması da bunun göstergesi değil mi?
“İyi yönetilen” bir CHP, Türkiye’nin bu karanlıktan çıkışı ve umudu olacaktır…
***
Peki; CHP’nin “sorun”u bugünün sorunu mu?
CHP daha önce çok “iyi yönetiliyor” da şimdi mi “kötü yönetiliyor”?
CHP’nin bugünkü sorunlarının kaynağı yalnızca bugünkü yönetim ve yönetim anlayışı mı?
CHP’nin yapısal sorunlarını kaynağı ve çözümü ne?
***
CHP Türkiye’de birinci parti olmayı Türkiye’de iktidar olmayı önüne birincil görev olarak koymalıdır…
Bunu nasıl gerçekleştirebileceğini; bunun yol ve yöntemlerini bulmalıdır…
CHP; Türkiye’de seçmen eğilimleri konusunda kapsamlı bir araştırma yapmalıdır…
CHP’ye oy veren seçmenlerin neden oy verdiğini CHP’ye oy vermeyen seçmenlerinde neden oy vermediğini araştırmalıdır…
***
CHP’de bir ideolojik ve politik yenilenme yaşanmalıdır…
Ama bu: köklerinden ve geleneklerinden koparak değil tam tersine köklerine ve geleneklerine sahip çıkarak yapmalıdır…
CHP; halkçı, devrimci, kamucu, laik ve anti-emperyalist ilkelerine sahip çıkarak bunları “güncelleyerek” yoluna devam edebilmelidir…
Oy kaygısı ve beklentileriyle CHP’nin “Sağ”a ve “Sol”a savrulması CHP’ye hiçbir katkı sağlamamıştır…
***
CHP’de köklü bir örgütsel değişime ve yenilenmeye ihtiyaç var…
CHP’nin bu üye yapısıyla başarıya ulaşması mümkün değildir…
CHP’nin bu örgüt yapısıyla başarıya ulaşması mümkün değildir…
Mevcut örgüt ve üye yapısıyla CHP’nin geleceği son nokta ancak bugünkü durumdur…
***
CHP’ye egemen olan “iktidar” anlayışı “parti içi iktidar” anlayışıdır…
CHP’de önemli olan mahalle delegeliğidir…
CHP’de önemli olan ilçe, il delegeliğidir…
CHP’de önemli olan kurultay delegeliğidir…
***
CHP’de önemli olan parti içi egemenliktir…
Bu nedenle ilçeye egemen olmak çok önemlidir…
Bu nedenle il yönetimine egemen olmak çok önemlidir…
Bu nedenle kurultay çok önemli: parti meclisi çok önemlidir…
***
Bugün “CHP iyi yönetilmiyor” diyenlerin büyük çoğunluğu için aslında CHP’nin nasıl yönetildiğinin çokta bir önemi yok…
“CHP iyi yönetilmiyor” sözü aslında “niye ben yönetimde değilim”in dolaylı olarak söylenmesidir…
“CHP iyi yönetilmiyor”; peki neden?
Çünkü bunu söyleyenler parti yönetiminde değil olsalar hiçbir sorun olmayacak…
***
“CHP iyi yönetilmiyor” diyenlerin CHP’nin nasıl iyi yönetileceğine dair bir önerisini duyan var mı?
“CHP iyi yönetilmiyor” diyenin “iyi yönetim” için önerdiği bir yol ve yöntem var mı?
“Kılıçdaroğlu gitsin ben geleyim” diyenlerin neden gelmeleri gerektiğine dair bir şey söylediklerini duyan var mı?
“Kılıçdaroğlu gitsin” çünkü “kaç seçim kaybettik” diyenlerin seçimleri nasıl kazanacağına dair bir programı var mı?
***
CHP’deki üye ve örgüt yapısına eleştirileri Kemal Kılıçdaroğlu’da yapıyor…
İdeolojik ve politik savrulmalara ilişkin eleştirileri Kemal Kılıçdaroğlu’da yapıyor…
Ama burada bir “yanlış” var; Kılıçdaroğlu “şikayet” makamında değil “icraat” makamında oturuyor…
Kılıçdaroğlu’na düşen eleştiri yapmakla yetinmek değil, gereğini yapmaktır…
***
Kılıçdaroğlu; gereğini yapma makamında oturuyor…
CHP’nin kendisinin de tespit ettiği yapısal sorunlarına ve örgütsel sorunlarına çözüm bulmak onun görevidir…
Zaten Kılıçdaroğlu bunun “gereğini” yerine getirse belki de partide birçok sorunla birlikte bu tartışmalarda büyük oranda son bulacaktır…
Kılıçdaroğlu “gereğini” yapmadıkça, tartışmalara son vermek mümkün olmayacaktır…
***
Kılıçdaroğlu parti içinde bu tartışmalara son vermelidir…
Bunun yolu “disiplin işlemleri” değil, parti içi ideolojik-politik ve örgütsel otorite kurmaktır…
Otorite: lafla veya “disiplin sopasıyla” değil parti içindeki sorunları çözme iradesi ortaya koymaktan geçer…
Kılıçdaroğlu: “örgütle artık ben ilgileneceğim” sözünün gereğini yerine getirmelidir…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni