İmambakır Üküş; Eğer gerçekten CHP 'kimlik' ve 'inanç' üzerinden siyasete karşı ise Sezgin Tanrıkulu ve Mehmet Bekaroğlu’nun CHP’de işi ne?
Toplumdaki tüm mücadeleler sonuçta bir “sınıf mücadelesi”dir…Var olan tüm örgütlenmelerde sonuçta bir “sınıfa” hizmet eder…Toplumsal mücadelelerin; sınıf eksenli ele almazsanız hiçbir doğru sonuca varamazsınız…Bugün “Küreselci Sermaye”nin en büyük başarısı “sınıf gerçekliği”nin üstünü örte bilmesidir…Her şeyi sınıf zemininden kopararak ele alırsanız sonuçta her şeyi soyut bir iyi-kötü mücadelesine dönüştürürsünüz…
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu uzun bir süreden beri sık sık “CHP kimlikler ve inançlar siyasete karşıdır” açıklaması yapıyor…
Gerçekten de Emperyalizmin uzun bir süreden beri tüm siyaseti “kimlik” ve “inanç” siyasetine dönüştürme başarısını göstermiştir…
Artık toplumlar sınıflar zıtlaşması ve mücadelesi üzerinden değil, “kimlikler” ve “inançlar” üzerinden tarif ediliyor…
“Kimlik” ve “inanç” siyaseti, toplumda büyük bir “körleşme” yaratıyor…
Her şey “bulanık” hale geliyor/getiriliyor…
***
Bugün Türkiye’de siyasete egemen olan anlayışlar yoluyla “kimlik” ve “inanç”ın “körleştirdiği” geniş yığınlar, kendi toplumsal çıkarlarına zıt partilere oy veriyorlar…
Hırsızlık, yolsuzluk, haksızlık ve yanlışları “kimlik” veya “inanç” çok kolay bir şekilde örtebiliyor…
İşsizlik ve pahalılık cehenneminde yanan milyonlar “kimlik” ve “inanç” perdelemesiyle kolayca köleleştirilebiliyor…
***
CHP, “kimlik” ve “inanç” üzerinden siyasete karşı ise, bunu somutlaması gerekiyor…
Yine CHP, “kimlik” ve “inanç’’ üzerinden siyasete karşı ise bunun gereklerini yerine getirmesi gerekiyor…
Daha önemlisi, CHP “kimlik” ve "inanç” siyasetine karşı hangi temelde ve zeminde siyaset öneriyor, bunu açıklaması gerekiyor…
Ayrıca CHP’nin bu konudaki söylemleriyle tavrının/uygulamalarının özdeşleşmesi gerekiyor…
***
Önce küçük bir parantez açalım…
Eğer gerçekten CHP “kimlik” ve “inanç” üzerinden siyasete karşı ise Sezgin Tanrıkulu ve Mehmet Bekaroğlu’nun CHP’de işi ne?
Sezgin Tanrıkulu, “kimlik” dışında hangi gerekçeyle CHP’de…
Mehmet Bekaroğlu “inanç” dışında hangi gerekçeyle CHP’de…
Son CHP kurultayında Cemal Canpolat ve Fevzi Gümüş hangi “gerekçeler”le Kemal KIlıçdaroğlu’nun “anahtar listesi”nde yer aldı…
***
CHP’nin önemli sorunlarından birisi “tercih”leri sorunudur…
CHP “arada” kalmış durumda…
CHP, “kimlik” ve “inanç” üzerinden siyasete karşı ama gereğini yerine getirmiyor…
Ama daha önemlisi CHP, “sınıfsal tercihini” de net bir şekilde ortaya koyamıyor…
CHP, hangi “toplumsal kesim”lerin partisi olmak istediğini ortaya koyabilmelidir…
***
Bugün toplumun en yoksullarından en az oy alan parti CHP’dir…
CHP, toplumun en yoksullarının yanı sıra işçilerden-emekçilerden de en az oyu alan parti durumundadır…
CHP’nin sendikalardaki varlığı yok denecek kadar azdır…
12 Eylül öncesi DİSK’e ve Türk-iş’e egemen olan CHP’den geriye bugün ne yazık ki hiçbir şey kalmamıştır…
CHP, ne işçi sendikalarında ne de kamu emekçileri sendikalarında güçlü ve örgütlü değildirler…
Daha da önemlisi CHP’nin işçi sendikaları ve kamu emekçileri sendikalarına yönelik “tavrı” da, programı da yoktur…
Aynı durum meslek örgütleri, barolar ve odalar içinde geçerlidir…
Meslek örgütleri, barolar ve odalarda CHP politik olarak yoktur…
CHP’nin bir buralarda var olmak gibi bir derdi de ne yazık ki yok…
***
CHP, “kimlik” ve “inanç” siyaseti karşı “sınıf siyaseti” dediğimiz toplumsal sorunlar ve toplumsal çıkarlar üzerinden siyaset yapabilmelidir…
Bu noktada CHP tavrını belirlemelidir…
CHP, bu toplumun “mağdurlarının” ve “ezilenlerinin” temsilcisi olmaya çalışmalıdır…
“Mağdurların” ve “Ezilenlerin” CHP’si olmak; CHP’nin çıkış yoludur…
***
Bugün CHP’ye oy verenler “sınıfsal tercih”ler üzerinden CHP’ye oy vermiyor…
CHP, geleneksel “Laikçi” ve “Cumhuriyet”cilerin, yaşam biçimini tehdit altında görenlerin ve “inanç”larını tehdit altında görenlerin bir kısmının (bu kesimlerin bile tam oyunu alamıyor) oyunu alıyor…
Ve giderek CHP bu alana sıkışıyor…
Bunu aşmanın yolu “kimlik” ve “inanç” üzerinden CHP’yi yeniden konumlandırmak olamaz…
Bunu aşmanın yolu, CHP’nin de 6 ok’unda var olan ilkelere yeniden güçlü bir şekilde dönmektir…
Çıkış yolu, halkçılık – Devrimcilik – kamuculukta (devletçi)dır…
CHP, yüzünü ve yönünü tüm toplumun ezilenlerine dönmelidir…
CHP,yüzünü ve yönünü toplumun tüm mağdurlarına dönmelidir….
Bunu devrimci bir yöntemle yapsa ve tüm politikalarının eksenine “kamuculuğu” koyarsa işte o zaman gerçekten “Halka Partisi” olur…
***
Gelin CHP’yi 6 ok ekseninde yeniden tartışalım…
Bugün birçok aklı-evvel sözde CHP’li tarafından “demode” veya “yanlış”, “artık eskimiş” olarak gösterilen 6 ok’un her maddesi üzerinde konuşalım…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni