CHP Kurultayında kimler yarışacak
İmambakır Üküş; Seçilecek isimler kadar seçilmeyecek isimlerde çok önemli. Hatta; seçilmemesi gereken isimler daha da önemli. CHP'ye ve Kılıçdaroğlu'na bir 'yük' olan bu isimleri 'silmek' CHP'ye de Kılıçdaroğlu'na da yapılacak en büyük 'iyilik' olacak...
CHP Kurultayına sayılı saatler kaldı...
Şimdiye kadar genel başkan adaylığını Ümit Kocasakal, Muharrem İnce, Ömer Faruk Eminağaoğlu, Alparslan Çabuk ve Kemal Kılıçdaroğlu açıklamış durumda...
Genel Başkan adaylığı için gereken delege desteğini kimler bulabilecek 3 Şubat Cumartesi göreceğiz...
CHP Kurultayında 3 Şubat Cumartesi genel başkan seçimi; 4 Şubat Pazar günüyse Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu seçimi olacak...
***
CHP Kurultaya giderken kafalar karışık...
Bu karışıklık hem ideolojik hem politik hem de örgütsel alanlarda...
Aynı karışıklık CHP'de kadro seçimlerinde geçerli...
Ne yazık ki CHP Kurultayı CHP'deki bu karışıklığı gidermeye aday gibi görünmüyor...
***
CHP'de yaşanan mücadele ideolojik, politik ve örgütsel bir mücadele değil...
CHP'de yaşanan mücadele "onu seçme beni seç" mücadelesidir...
Zaten öyle olduğu için de seçim öncesi gündeme geliyor, seçim bitince de herkes söylediklerini unutup "olduğu gibi" yaşamaya başlıyor...
Aslında CHP'deki en büyük sorun "olduğu gibi" olamama sorunudur...
***
CHP'de herkes "olduğu gibi" olduğunda aslında sorun büyük ölçüde çözülebilir duruma gelecektir...
İdeolojik, politik ve örgütsel anlayışta herkes "olduğu gibi" olursa CHP'de kimin ne olduğu ve neyi savunduğu da belli olacak...
Örneğin şimdi kurultayda büyük çoğunluk seçimler "çarşaf listeyle" olsun diyor...
Bugün "çarşaf liste" isteyenler kendi il ve ilçelerinde ise büyük çoğunlukla "blok liste" için oy kullanmış durumda...
***
Şu anda Kurultayda iki adayın yarışacağı görünüyor...
İmza toplama konusunda iddialı isim Muharrem İnce, Kurultay öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti ve "imza dosyasını" vermeyi önerdi...
Divana verilmesi gereken imzaları neden Kılıçdaroğlu'na hem de tüzüğe ve geleneğe aykırı bir şekilde Kılıçdaroğlu'na vermeye kalktı?
Kulislerde, Muharrem İnce'nin imza toplamada sıkıntı yaşadığı ve imza veren bazı isimlerin ise tepkiler veya baskılarla imza çekmesine tepki olarak bu görüşmenin gerçekleştiği söyleniyor...
***
Kaybeden değişsin diyor Muharrem İnce, peki kendisi kaç defa kaybetti?
Muharrem İnce, bir kez olağanüstü kurultaydan aday oldu kaybetti...
Muharrem İnce, 2 kez olağanüstü kurultay için imza toplama girişiminde bulundu, imza toplayamadı kaybetti...
Muharrem İnce, geçen olağan kurultayında aday bile olamadı, kaybetti...
Peki adaylıktan vazgeçmek için daha kaç kez kaybetmesi gerekecek...
***
CHP'de seçimlerde bir genel başkanlık sorunu görünmüyor...
Ancak bu CHP'de bir genel başkanlık "sorunu" olmadığı anlamına gelmiyor...
CHP'de genel başkanlık talebi adaylığını açıklayan isimlerle sınırlı değil...
Genel başkanlık iddiasını açıklamamış bir çok isim de aslında "nasıl genel başkan olurum" arayışında...
***
Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner'in aslında Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığına "sinik" ve ''korkak'' bir "itiraz" var...
Aslında o arayışta bir genel başkanlık arayışı...
Ancak tepki ve başarısızlık korkusuyla kendini Parti Meclisiyle sınırlamıştır...
Aynı arayışta olan kimi MYK üyeleri de var...
***
Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner uzun zamandır CHP Parti Meclisi üyesi...
Selin Sayek Böke yakın zamana kadar hem MYK üyesi hem de parti sözcüsü idi...
Neden bugüne kadar aynı düşünceleri hem Parti Meclisinde hem de parti içi platformlarda dile getirmediler?
Neden bu güne kadar söylediklerine uygun bir mücadeleyi CHP içinde ve CHP için de hayata geçirmediler-geçiremediler?
***
CHP kurultayı yaklaştıkça ortalık "solculuktan" ve "parti içi demokrasicilik" laflarından geçilmiyor...
Bugün "parti içi demokrasiden" bahseden parti meclisi üyeleri ve milletvekilleri parti içinde parti içi demokrasi ve hukuk ayaklar altına alınırken neredeydiler...
Bugün "parti içi demokrasiden" bahseden parti meclisi üyeleri ve milletvekilleri parti içi hukuk ve tüzük ayaklar altına alınıp, tüzük genelgeyle aşılıp 1 Kasım'da ön seçim yok edilip milletvekilleri atanırken neredeydi?
Bugün "parti içi demokrasiden" bahsedenler; belediye başkanları, milletvekilleri ve MYK üyeleri her yerde "parti içi demokrasiyi" ayaklar altına alırken neredeydi?
***
Önüne gelen durumuna ve konumuna bakmadan CHP Parti Meclisine aday...
Kendisi de kurultay delegesi olmadığı için 1 oy bile alamayacağı belli isimler de aday...
Tabii ki her üyenin aday olma hakkı var...
Ama bir "hak" bu kadar "istismar" edilmemeli...
***
Neredeyse bütün milletvekilleri Parti Meclisi üyeliğine aday...
Aynı milletvekilinin birçoğu önümüzdeki belediye başkanlığı sürecinde belediye başkanlığına aday...
Her yere aynı isimler...
Sanki birçoğu kadrolu aday...
***
Siyasetin finansmanı çok önemli bir konu...
Birçok siyasi parti veya aday, yürüttüğü kampanyaların dökümünü yayınlamalı...
Siyasette her şeyin şeffaf olması gerekir...
Bir siyasinin yaptıkları, söyledikleri kadar onun harcamaları ve onu kimin "finanse" ettiği de çok önemli...
Televizyonlara, gazetelere ilan verenler, kampanya düzenleyenleri kim ve nasıl finanse ediyor?
***
Türkiye'nin ve CHP'nin önünde 3 zorlu seçim var; Yerel Seçimler, Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler...
Seçilecek Parti Meclisi bu zorlu 3 seçimi yönetecek...
Seçilecek isimler kadar seçilmeyecek isimler de çok önemli...
Hatta seçilmemesi gereken isimler daha da önemli...
***
Bugüne kadar CHP'ye ve toplumsal mücadeleye hiç bir katkısı olmayan hatta büyük zararları olmuş isimlerin CHP Parti Meclisine seçilmemesi çok önemli...
Kılıçdaroğlu bu isimleri kendi "anahtar listesi"ne yazsa bile kurultay delegeleri seçimde bu isimleri silmeli...
CHP'ye ve Kılıçdaroğlu'na bir "yük" olan bu isimleri "silmek" CHP'ye de Kılıçdaroğlu'na da yapılacak en büyük "iyilik" olacak...
Kılıçdaroğlu'nun "eksik" bırakacağı "temizliği" kurultay delegeleri yapabilmeli...
İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni
ÜYE YORUMLARI
Facebook Yorumları
CHP kurultay sureci Cok iyi ozetlenmis.
NE DEMİŞTİK!
DELEGE AĞALIĞINA SON
Siyaset alanında yer almayı topluma hizmet olarak algılayan, toplum çıkarını kişisel çıkarının önünde tutan anlayışın iktidara gelebilmesi için delege ağalığına son verilmesi gerekir.
Liyakatsız ve sadakatsız yığma üyelerden gücünü alan delege ağalığı sistemi, parti içi demokrasi önündeki en önemli engeldir.
Delege ağalığı sistemi parti içi seçimlerde haksız rekabet ortamını beslediğinden liyakatın önünü tıkarken, ayrıştırıcı ve parti içi barışı zedeleyici olmaktadır. Parti içi güçlerin müdahalesi ve baskısı en belirgin şekilde, aşağıdan yukarıya doğru etkisini delege seçimlerinde hissettirmektedir.
Sağlıklı, liyakatlı, nitelikli (aktif) üye yapısı ile parti içi seçimler tüm üyelerin katılımıyla ve çarşaf liste yöntemiyle yapılmalıdır. Belirlenen oranda üye önerisiyle herkes çarşaf listeye ismini yazdırarak her göreve aday olabilmelidir.
Biz aşağıda imzası olan Adalar ilçesi üyeleri; ayrıştırıcı olan, parti içi barışı dinamitleyen, parti içi demokrasiyi yok eden, haksız rekabetin önünü açan delege sistemine ve DELEGE AĞALIĞINA son verilmesini istiyoruz
İyi de Kılıçdaroğlu üç seçim kaybedersem giderim demişti sekiz seçim kaybetti,üstüne üstlük ekmelettin olayında tek başına belirleyiciydi kaybetti.yani kaybedenin ödeyeceği bir bedel olmazsa ake-pe den ne farkımız kalıyor?
Mahalle delege seçimleri, ilçe kongreleri, il kongreleri çeşitli baskı ve yönlendirmelerle ve BLOK liste yöntemiyle yapıldıktan sonra Kurultayın çarşaf listeyle yapılması tam bir ''Altı kaval üstü şişhane'' durumu.
İlk düğme yanlış iliklendikten sonra son düğmeyi doğru iliklemeye kalkışmanız gömleğin yakasında pot yapmaktan başka bir işe yaramaz. Ne yaparsanız yapın oluşan potu gidermeniz imkansızdır.
Elli iki kişilik PM' ye 1000 kişinin sulandığı bir kurultayın kapısını hiçbir ANAHTAR açamaz.
Çok doğru ve yerinde düşünceleriniz için teşekkürler İmam bey. Aynen katılıyorum.