CHP Kurultayında neler oldu?
İmambakır Üküş; Genel başkan yardımcılarına ve il başkanlarına "emanet" edilen "anahtar liste" hem deliniyor hem de ortalamada çok düşük bir oy alıyor. Bu işte bir yanlışlık yok mu; bu işten dolayı Kılıçdaroğlu CHP gerçeğiyle yüzleşmek zorunda...CHP'nin bu örgüt yapısı ve bu anlayışla başarıya ulaşması mümkün mü?
CHP Kurultayı bitti ama tartışmaları bitmedi...
Görünen CHP içinde bu tartışmaların daha da devam edeceği...
Kurultaya damga vuran ideolojik, politik ve örgütsel tartışmalar olmadı...
Kurultaya damga vuran olay "imza krizi" oldu...
***
Muharrem İnce yeterli imzası olmadığını çok iyi biliyordu...
Zaten bunun için Muharrem İnce kurultay öncesi Kılıçdaroğlu'nu ziyaret edip "benim imza dosyamı size vereyim, bunu olduğu gibi kabul edin" teklifi kabul edilmemiş; dosyayı divana verilmesi istenmişti...
O görüşmede Muharrem İnce "yeterli imzam var ama kimisi mükerrer, kimisi ise baskı nedeniyle geri çekilebilir" diyerek kurultayda da olacakların işaretini vermişti...
Muharrem İnce dosyasını "mükerrer imza"ların olduğunu bile bile divana verdi...
***
Divan, süreci kötü yönetti...
Muharrem İnce yeterli imzası olmadığını bildiği için adaylık konuşması sırası olmamasına rağmen bir emrivaki ile adaylık konuşması yaptı...
Muharrem İnce o konuşmayı "mükerrer imza" olayını bildiği için yaptı...
Divan Muharrem İnce'nin bu hamlesini boşa çıkaramadı tam tersine Muharrem İnce'ye şov yapma imkanı sundu...
***
Muharrem İnce'nin adaylık için "yeterli imzası" olmamasına rağmen konuşturulması yanlıştı ama sonradan yapılan "imzası yok ama biz aday olmasına izin veriyoruz" anlamındaki açıklama daha da yanlıştı...
Madem "yeterli imza" yok neden konuşturuyorsunuz; madem konuşturdunuz artık bunu öne çıkarmanın anlamı ne?
Divan ve Divan sürecini yöneten CHP genel başkan yardımcıları Muharrem İnce'nin şov yapması için gereken ortamı oluşturdular...
Oluşturulan bu "imkanı" ise Muharrem İnce sonuna kadar kullandı, olağanüstü bir şov yaptı...
***
Muharrem İnce divana ne kadar teşekkür etse azdır...
Muharrem İnce "ilgili" genel başkan yardımcılarına ne kadar teşekkür etse azdır...
Bitmiş bir Muharrem İnce'ye "suni teneffüs" imkanı verdiler...
Kurultayda bile bile "mükerrer imza"lar veren Muharrem İnce'ye "mağduru" oynama imkanını verdiler...
***
Kurultay salonuna baktığımızda sürecin nasıl kötü yönetildiğini hep birlikte gördük...
Kurultay salonunda Ankara il örgütünün bir varlığı var mıydı?
Kurultay salonunda İstanbul il örgütünün bir ağırlığı var mıydı?
Kurultay salonunda CHP Gençlik Kollarının bir varlığı var mıydı?
***
Muharrem İnce'nin aldığı imzaların en az iki katı oyu alacağı, Kılıçdaroğlu'nun ise aldığı imzadan düşük oy alacağı baştan belliydi...
Zaten olağanüstü kurultayda da yine Muharrem İnce topladığı imzadan fazla oy almıştı...
Oy ve imza bir insanın onurudur; verdiğin imzanın ve verdiğin oyun arkasında duramıyorsan niye o imzayı, niye o oyu veriyorsun?
Düşündüğü gibi davranmayan davrandığı gibi düşünmeyen insandan CHP'ye ve Türkiye'ye bir hayır gelir mi?
***
Her zaman CHP genel başkanına karşı oy verecek 400'ü aşkın oy vardır...
Geçmişte Ertuğrul Günay, Deniz Baykal'a karşı yarıştı. Deniz Baykal 732 oy Ertuğrul Günay 380 oy aldı, 24 oy geçersiz sayıldı; Mustafa Sarıgül 460 oy aldı Deniz Baykal ise 674 oy aldı, 85 oy ise geçersiz sayıldı...
400'ün üzerinde oy almak Muharrem İnce için bir başarı değildir ama seçildiğinde rekor oyla seçilen Kılıçdaroğlu için her kurultayda oyunun azalması ise bir başarısızlıktır...
Bu kurultayda delegeler Kılıçdaroğlu'na ve ekibine tepki gösterdiler ama bütün tepkilere rağmen Muharrem İnce'ye yol vermediler...
***
Zaten bu durum kendini Parti Meclisi seçiminde de gösterdi...
Kılıçdaroğlu'na tepkiyle Muharrem İnce'ye oy veren delegeler aynı oyu Parti Meclisi seçiminde Muharrem İnce'nin "ekibi"ne vermediler...
Muharrem İnce ekibinden hiç kimse Parti Meclisine seçilemedi; onun listesinde yazılı olup seçilen isimlerle Muharrem İnce'nin siyaseten hiç bir yakınlığı yoktur...
***
Kurultay öncesi Kılıçdaroğlu ve CHP'yi yıpratmak için çıkarılan "sağdan isimler yazılacak" veya "siyasal İslamcılar yazılacak" iddiaları boş çıktı...
Kılıçdaroğlu'nun "anahtar listesi" büyük tepki çekse de iddia edilen "facia"lar yaşanmadı...
Yapılan kimi "hataları" ise kurultay delegeleri iradeleriyle düzelttiler...
Ancak CHP'den beklenen köklü değişim ve yenilenme sağlanamadı...
***
Kurultayda "çarşaf liste" ne kadar doğruysa "Kılıçdaroğlu" imzalı "anahtar liste" dağıtmak da bir o kadar yanlıştı...
Kılıçdaroğlu o kadar hayal kırıklığı yaratan liste yapmıştı ki delegeler ve örgüt temsilcileri bir türlü listenin Kılıçdaroğlu listesi olduğuna inanamadı...
Bunun bir nedeni de "anahtar liste"nin üstünde "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun anahtar listesi'' yazılmasıydı...
İlk başta ''korsan liste'' sanılan listeye bir tepki de ''oldu olacak blok liste yapsaydınız'' tepkisiydi...
***
Ne oldu şimdi?
Genel başkan yardımcılarının ve il başkanlarının getirdikleri imza kadar oy çıkmıyor genel başkana?
Genel başkan yardımcılarına ve il başkanlarına "emanet" edilen "anahtar liste" hem deliniyor hem de ortalamada çok düşük bir oy alıyor...
Bu işte bir yanlışlık yok mu, bu işten dolayı Kılıçdaroğlu CHP gerçeğiyle yüzleşmek zorunda...
***
Kılıçdaroğlu'nun Parti Meclisi listesi hayal kırıklığı yarattı...
Özellikle Kılıçdaroğlu'na oy vermeyen ve aleyhinde çalışan kimi isimlerin "anahtar listede" olması tepkileri artırdı...
Kılıçdaroğlu'nun listesinde tepki çeken isimlerin Parti Meclisine girmesini sağlayan bölgelerde CHP'nin oy oranının %10 hatta %1'in altında olması ise bir diğer çarpıcı gerçek...
CHP'nin bu örgüt yapısı ve bu anlayışla başarıya ulaşması mümkün mü?
***
CHP'de Gürsel Tekin dönemi tamamen sona erdi...
Gürsel Tekin aday olmadığı gibi, kendisiyle siyaset yapan hiç kimse de Parti Meclisine seçilemedi...
Gürsel Tekin ile hareket eden Sezgin Tanrıkulu da Parti Meclisine seçilemedi...
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Mehmet Bekaroğlu ısrarına ise yine kurultay iradesi geçit vermedi...
***
CHP'nin ve Türkiye'nin önünde zorlu bir seçim süreci var...
Kurultay ve ortaya çıkan tablo CHP'nin bu süreci yönetmeye hazır olmadığını ortaya koydu...
İl ve ilçe kongrelerinde ve Kurultayda 2019'u nasıl kazanabiliriz hiç tartışılmadı...
Tam tersine her yere egemen olan "ben ne olacağım" anlayışı sürece egemen oldu...
***
İl ve ilçe kongrelerine belediye başkanlarının müdahalesi damga vurmuştu...
Kurultayda damgasını vuran yine belediye başkanlarının iradesi oldu...
Kılıçdaroğlu'nun listesinde de, Muharrem İnce'nin listesin de belediye başkanları ağırlığı ortadaydı; zaten ikisinin de sözüm ona "solcu" listelerinde "1" numarası aynı isimdi...
Kılıçdaroğlu listesinde İstanbul'da iki belediye meclisi üyesi vardı, Allah'tan kurultay delegeleri özgür iradeleriyle bu "ayıbı" yok etti, birini sildi diğerini sınırda bıraktı...
***
Belediye başkanlarına "örgüte, kongreye müdahale etmeyin" diyen Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarının kurultaya müdahalesine "dur" diyemedi...
İstanbul, Ankara ve İzmir belediye başkanlarının listeye müdahaleleri o kadar açık ki...
CHP hızla bu durumdan kurtulmalı...
CHP belediye başkanlarının elinden kurtulmalıdır...
***
Kılıçdaroğlu ve CHP'nin son şansıydı bu kurultay...
Ne yazık ki CHP ve Kılıçdaroğlu bunu iyi değerlendiremedi...
Umarım ve dilerim Kılıçdaroğlu CHP'yi hızla "tartışmalı" süreçten çıkarır...
Umarım, dilerim Kılıçdaroğlu hızla başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyük kentleri kazanma siyaseti ve iradesi ortaya koyabilir...
***
Kurultay bitti ama Muharrem İnce'nin genel başkanlık derdi bitmedi...
"Yenilen değişsin ki kazanan değişsin" diyor Muharrem İnce...
Peki Muharrem İnce'nin değişmesi için kaç kurultay daha kaybetmesi gerekir...
Ne yapacak CHP, her 6 ayda bir Muharrem İnce için kurultay mı toplayacak?
***
Kılıçdaroğlu çok iyi olduğu için değil Muharrem İnce inandırıcı ve güven verici bulunmadığı için Kılıçdaroğlu kazanıyor...
Ekmeleddin kazası ve yerel seçim sonrası herkesin Kılıçdaroğlu'na en yüksek tepki gösterdiği bir süreçte olağanüstü kurultayda Kılıçdaroğlu'nu kurtaran yine Muharrem İnce olmuştu...
Muharrem İnce aday oldu, kaybetti, yetmedi iki kez olağanüstü kurultay için imza toplamak istedi, kaybetti, yine yetmedi olağan kurultayda bir kez aday olmadı, bu kez aday oldu yine kaybetti...
Kılıçdaroğlu'nun karşısında Muharrem İnce aday oldukça Kılıçdaroğlu kazanacak; Kılıçdaroğlu için en iyi aday her zaman Muharrem İnce olacak, onun için de hiçbir zaman Yalova'da ön seçim olmayacak...
***
Kılıçdaroğlu'nun seçim kazanmasını daha çok CHP'de ''Alevi delege ağırlığı''na bağlayan çok kişi ve çevre var...
Hatta bundan dolayı ''CHP Alevi partisi oldu'' eleştirisi çokça yapıldı...
Bu kurultay sürecinde tam tersi yaşandı, CHP'ye en çok ve kitlesel oy veren ''Aleviler'' neredeyse yok denecek kadar azaldılar...
3 Alevi CHP'li yan yana geldiğinde kıyameti koparanlar nedense İstanbul'da Karadeniz kökenli CHP'liler toplu fotoğraf sergilediğinde hiçbir şey diyemediler...
***
Muharrem İnce gibi açıkça ortaya çıkamayan ama Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığına karşı olan bir diğer kesimse ''geçersiz oy'' çağrısı yaptı...
Amaç Kılıçdaroğlu'nu birinci turda seçtirmemekti...
Bu çağrıya 16 delege uydu, 16 delege geçersiz oy kullandı...
İşin daha ilginci ise bu ''ekip''ten 2 kişi Kılıçdaroğlu'nun ''anahtar listesi''nde yer aldı hem de diğer arkadaşlarını yalnız bırakmak pahasına...
İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni
ÜYE YORUMLARI
Facebook Yorumları
çok koyu bir meshepçi yazısı mükerer yok diyor kk savunmak için dün açıklandı mükerer ve içinde ilçe başkanı olanlar var hadi bakalım kk liderse gereğini yapsın pm cemevi derneği yönetimi gibi olmuş al eline kalemi kaç alevi kaç sunni var yaz iyi siz böyle sunnileri kovun partide bizde sandıkta verecez en güzel cevabı meshepçilikse eyvallah bizde bu saatten sonra sunni meshepçiliği yapacaz
Merhaba;
Siyaset kendi mecrasında yürüseydi keşke.Mevzu,Genel Başkanlık ise,adaylık düşünen kongre tarihi açıklandığında veya süreç içinde adaylık açıklaması yapar ve mahalle ilçe il kongre süreçlerinde çalışır, konuşur, kadrosunu, plan ve projelerini açıklar vs. Asıl sorun örgütlerin zayıflığı ve bıkkın olması, kazanmayı unutmuş ve istemez hale gelmiş ve yeniden motive edilmeye ihtiyacı var örgütün .Bu da yenilenme ile mümkün. 6 aydan bu yana devam eden ilçe, kadın, il ve gençlik kongrelerinde yorgun düşen ve her seçimde aralarında daha belirgin fay hatları yaratılanan bir kitlenin yeniden iddialı olması için ve yeni seçilen ekiplerin ayağa kalkması için güçlü bir liderlik ve içe yumuşak ama dışa dönük sıkı strateji gerekiyor. Çoktan yapılması gereken, tüzük ve proğram kurultayları bu seçim takvimine sıkıştırılabilir mi belli olmasa da olanaksız değil..Tek ses ve gölge kabine gibi çalışan bir örgüt, boşa harcanan başarısız kurultay sürecini geri kazanabiilir...
????... !!!!! Kim sınırda? kim kaybetti?
"...Kılıçdaroğlu'nun listesinde de, Muharrem İnce'nin listesin de belediye başkanları ağırlığı ortadaydı; zaten ikisinin de sözüm ona "solcu" listelerinde "1" numarası aynı isimdi...
Kılıçdaroğlu listesinde İstanbul'da iki belediye meclisi üyesi vardı, Allah'tan kurultay delegeleri özgür iradeleriyle bu "ayıbı" yok etti, birini sildi diğerini sınırda bıraktı..."
?????
Kurultay hakkındaki bir çok görüşünüze katılıyorum, ancak Muharrem İnce'ye konuşma hakkı verilmemeliydi görüşünüze katılmıyorum. Eğer konuşturulmasaydı Muharrem İnce asıl o zaman mağduru oynayıp bir sonraki adaylığına yatırım yapmış olacaktı. Belediye başkanlarının il kongrelerine müdahaleleri hakkındaki görüşünüz çok doğru. Bu demokrasiye yara açan durum önlenmiş olsaydı çok sağlıklı bir kurultay yaşamış olurduk. Sayın genel başkan örneğin Aziz Kocaoğlu gibi parti ile ilgisi kalmamış, sürekli partiye kaybettiren birinden çekinme duygusunu aşarak bu kişileri ve zarar üretme adında konuşlanmış, çıkar odaklı çalışan ve bu çirkin amaçları için partinin sırıtına binmiş olanlar hakkında çok acımasız davranarak bir an önce partinin kapısının önüne bırakma kararlılığını göstermenin zamanı çoktan gelmiş ve geçmiştirde. Nitekim kurultayda Aziz Kocaoğlu menşelili il başkanı olumsuzluk adına onlara yakışanı yapmıştır. Kılıçdaroğlu yenilenmeyi başarmalıdır, özellikle donanımdan yoksun, içeriği sadece şov yapmaya dayalı faaliyetleri olan yakın çalışma kadrosunu hızla değiştirmelidir. Bu isimleri saymaya gerek yok onlar bellidir. Sezgin Tanrıkulu hak ettiğini bulmuştur ama onun yaşadığını yaşaması gerekenler vardı. Şimdi genel başkan bunu yetkilerini kullanarak yapmalı, CHP nin sırtında kambur olan genel merkezdeki gereksizlerden ve özellikle sorun haline gelmiş olan belediye başkanlarından partiyide kendisinide ülkeyide kurtarmalıdır. Aziz Kocaoğlu başta olmak üzere. Başka türlü bu kurultay olumlu yöne sokulamaz ve başarı yakalanamaz.
Bu anlamsız delege sayısı muhabbeti süratle kaldırılmalıdır , siyasi bir baraj KET oluşturmaktır,bunu deniz bey kongre günü koymuştu ve kendi önünü açmak için. Şimdi dünyaca ünlü bir sosyal demokrat ve devrimciliğin de kabul görse dünyada olmazz AMA TÜZÜK buna engel aziz nesinin tabiri ETİK KURALLAR KOYULUR delegenin seçtiği herkes yönetici OLMALIDIR, GENEL BAŞKAN ADAYI OLABİLMELİDİR .