Türkiye’nin en köklü partisi CHP’dir. Kökleri, aynı zamanda Türkiye’nin modernleşme sürecidir.
Türkiye’nin en köklü partisi CHP’dir. Kökleri, aynı zamanda Türkiye’nin modernleşme sürecidir.
Modernleşmenin siyasal tarihi, aynı zamanda CHP varoluş tarihidir.
***
CHP, aynı zamanda Türkiye’nin kurucu partisidir.
Eski’den kopmanın yeniyi kurmanın partisidir.
***
CHP, kurtuluş partisidir. Bağımsızlık mücadelesini örgütleyen ve zafere ulaştıran partidir.
***
Dolayısıyla, Türkiye’nin modernleşme, kuruluş ve kurtuluş mücadelesinin-sürecinin bütün özelliklerini/sorunlarını ve gerilimlerini de içinde barındırır.
***
CHP, bu kurtuluş ve kuruluş sürecine öncülük ettiği tarihi boyunca bir yandan süreklilik göstermiş, bir diğer yandan ise sürekli kopuşlar yaşamıştır.
CHP, modernleşmeci atılımları gerçekleştiren partidir.
Ama aynı zamanda CHP, kendi gerçekleştirdiği “devrim”leri yok eden partidir.
CHP, Kurtuluş mücadelesini örgütleyen, bağımsızlık mücadelesini zafere ulaştıran partidir.
Ama aynı CHP, Türkiye’yi başta ABD emperyalizmi olmak üzere –ikili anlaşmalar vb.- emperyalizme bağımlılık ilişkisini kuran partidir.
CHP, tarihiyle sosyolojisiyle, programı ve örgüt ve kadro yapısıyla yeniden değerlendirilmelidir.
***
CHP, Kuruluş sürecinde ayrı rol oynamış, tek parti döneminde ayrı, tek partiden çok partililiğe gidişte ayrı bir rol oynamış.
CHP’nin en önemli kopuş ve yenilenme süreci Bülent Ecevit’le başlayan harekette kendini ifade etmiştir.
İsmet İnönü başkanlığında toplanan ortanın solu tartışmaları ve yönelimi, Ecevit’in liderliğinde yeni bir kopuşa yol açmıştır. İnönü dönemi kapanmış, CHP devletçi parti olmaktan halkçı parti olmaya yönelmiştir.
***
CHP, Bülent Ecevit liderliğinde 1970’lerde yakaladığı sayısal başarıyı bir daha yakalayamamıştır. 1977 seçimlerinde alınan oy CHP’nin bugüne kadar ulaştığı en yüksek oydur.
***
CHP, kendi varoluşunun ve kendi tarihinin temel sorunlarıyla, hep yüz yüze kalmıştır.
***
Bugün, 2011 12 Haziran’ında alınan seçim sonuçları, aynı zamanda 80 yıllık cumhuriyet tarihinin ve hedeflerinin siyasal ve sosyolojik/etnik olarak reddidir, inkarıdır.
***
12 Haziran seçimlerinin galibi; siyasallaşmış İslam ve Kürt siyasal hareketidir.
***
1925’te Şeyh Sait isyanı sonra CHP ve Cumhuriyet kurucularının yönelimi esas bugün yenilgiye uğramıştır.
Yok sayısal İslami hareketler ve Kürtler oldukça farklı yol ve araçlarla bugün siyasal olarak başarı elde etmişler kendilerini yok sayanları “yok” noktasına getirmişlerdir.
***
CHP, girmeye çalıştığı yeni yol ve yönelimde kendi geçmişiyle ideolojik ve siyasal olarak hesaplaşamazsa hiçbir başarı elde edemez.
Kapsamlı, köklü bir eleştirel tarih yazımına ihtiyacı var CHP’nin.
Bunu yapamadığı için de, eklektik, pragmatik ve günü kurtarmaya dönük temelsiz projelerle yol açmaya, yol almaya çalışıyor…
***
CHP’nin bugünkü yönetimi, hayatın ve olayların zorlamasıyla, el yordamıyla sıkışmışlığı aşmaya çalışıyor...
Ama başarılı olamıyor, olamaz da… Ne eskiden kopabiliyor ne de yeniyi kurabiliyor.
Dolayısıyla da, hem parti yönetimde her kafadan bir “ses” çıkıyor… Hem de tabanda “korku”, “tepki” ve “endişe” ortaya çıkıyor.
***
Bütün ideolojik, siyasal ve kültürel eklektiklik, pragmatizm ve günü kurtarma kaygısı, partinin yapılanmasına ve adayları belirlenmesine de yansımış durumda…
Birbirine temelde zıt ve aykırı görüşte olan, hayatı boyunca “sol”la, hatta demokrasiyle bir ilişkisi olmayan kişiler hem parti yönetimine taşındı hem de milletvekilliğine.
***
CHP, sürekli kendini -sorunlu da olsa- yenileme kapasitesine/yeteneğine sahip bir partidir.
Bu süreçte de kendini yenileyecektir. Önemli olan bu sürecin sağlıklı işlemesi, işletilmesidir.
Bu amaçla; öncelikle parti içinde sağlıklı ve etkin bir tartışma, ideolojik-siyasal yenilenmesinin kanalları açılmalıdır.
Bunun en önemli olmazsa olmazı, parti içi demokrasidir.
Bilim ve Kültür Platformu, parti içi ideolojik-siyasal tartışmaları-tezleri bütün partililere ulaştıracak kanallar-organlar-yayınlar oluşturmalı. Bu sürece öncülük etmelidir.
Parti tüzüğü, yenilenmeli. Demokratik ve katılımcı bir içerikle yeniden yazılmalı, yapılmalıdır.
Parti içinde keyfi uygulamaların kaynağı olan atama yetkisi ve gücü sınırlandırılmalıdır. Atamalar şarta bağlanmalı, mutlak suretle 45 gün içinde Kongreye gitmesi şartı zorunlu hale getirilmelidir.
Parti üyeliği önündeki engeller kaldırılmalıdır. 12. Maddeden üyelik sınırlandırılmalıdır. Zorunlu haller ve seçimlerde adaylık dışında kullanılması yasaklanmalıdır.
Bir gecede yüzlerce, binlerce “üye” yapmak artık son bulmalıdır.
Parti merkezi, Belediye ve genel seçimlerde sınırlı, az sayıda kontenjan hakkı dışında, bütün aday belirlemelerini ön seçimle yapmalıdır.
Ön Seçim, parti içi demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bizi kimin temsil edeceğine bizler karar verebilmeliyiz… Tarlada emeği olmayanın harmanda sözü olmamalıdır.
***
CHP, kendi programatik hedeflerini yenilemeli, hem de partiyi demokratikleştirerek yenilenmenin yolunu açmak için mutlaka bir tüzük-program ve kadro yenileme kurultayına gitmek zorundadır.
Sorunların çözümü Demokraside, parti içi demokrasisindedir.
Sağlıklı, katılımcı, etkin bir tarzda bu süreç işletilirse kazanan CHP olacaktır.
CHP, artık günlük sıkışmalara geçici çözüm aramaktan vazgeçmelidir.
Partiyi, halkçı-devrimci temelde yenilemenin yolunu açacak süreç, an geçirilmeden işletilmelidir.
***
CHP’de sorun kişisel değildir. Sorun hedefler, parti içi demokrasi ve buna uygun yapılanmanın olmayışıdır.
Tek çıkış yolu; yenilenme kurultayıdır.