İmambakır Üküş; Ne CHP, ne Sol-sosyalist güçler, ne sendikalar ve kitle örgütleri 'tek başına' bu 'zor' ve 'karanlık' süreçle baş edebilir. Yapılacak tek şey ''asgari müşterek''lerde 'birliği' ve ''dayanışma''yı sağlamaktır...
Türkiye “zor” bir süreçten geçiyor…
Bu noktada neredeyse herkes hemfikir…
AKP’de Türkiye “zor” bir süreçten geçiyor diyor…
Muhalefetin bütün renkleri de…
***
“Darbe girişimi”ni bir “fırsat”a çeviren AKP zaten “sınırlı” ve “kısıtlı” olan demokratik hak ve özgürlükleri daha da “sınırlı” ve “kısıtlı” hale getiriyor…
OHAL uygulamalarıyla bir darbe yapılsaydı olabilecek ne varsa hepsini yapar duruma geldiler…
OHAL uygulamalarıyla darbecilerin bombaladığı meclisi devre dışı bırakarak aslında “geçersiz” hale getirdiler…
“Darbe” ve “sıkıyönetim” günlerini aratmayan uygulamalarla adım adım demokrasiyi ortadan kaldırmayı başardılar…
***
AKP’nin “baskıcı” ve “otoriter” politikaları "darbe girişimi" öncesi de ortadaydı...
AKP için bu nedenle başarısız "darbe girişimi" aslında altın tepside sunulan bir "fırsat" oldu...
AKP; "darbe girişimi"ni bahane ederek istediği "rejimi" fiilen adım adım hayata geçiriyor...
Cumhuriyet ve demokrasi karşıtı tavrını daha yoğunlaştırarak devam ettiriyor...
***
Türkiye'de "sorun" AKP'nin tek başına iktidar oluşu ve gücü değil...
Türkiye'de "sorun" AKP'nin iktidarı karşısında bir "seçenek" oluşturması gerekenlerin "seçenek" olamayışıdır...
Türkiye'de "sorun AKP karşında bir "güç" olması gerekenlerin "güçsüzlüğü"dür...
Türkiye'de "sorun" AKP karşısında "birlik" olması gerekenlerin "birlik" olamayışı ve "darmadağın" oluşlarıdır...
***
15 Temmuz dinci-şeriatçı darbe girişimi sonrası da Türkiye'de "durum" pek değişmedi...
"Darbe girişimi"ni bir "fırsat"a çevirebilen AKP karşısında Sol ve toplumsal muhalefet bu durumu bir "fırsat"a çeviremedi...
"Darbe girişimi" karşısında demokrasi, özgürlükler, laiklik ve Cumhuriyet temelinde büyük "birlik" oluşturma imkanı varken, bu yaratılamadı...
Tam tersine; sokaklar gerici-lümpen kitlelere "terk" edildi...
***
CHP'ye büyük bir tarihsel sorumluluk düşüyor...
CHP; Türkiye'de "kuruluş"a ve "kurtuluş"a öncülük etmiş bir parti...
CHP; bütün eksikliklerine ve zaaflarına rağmen Cumhuriyet'i kuran parti...
CHP; bütün eksikliklerine ve zaaflarına rağmen Türkiye'yi çok partili demokrasiye ulaştıran parti...
***
Beğenelim veya beğenmeyeleim CHP şu anda Türkiye'nin en büyük "muhalif" siyasal partisi...
CHP'nin "muhalif"liğini yeterli görmeyebilirsiniz...
CHP'nin ''sol''culuğunu yeterli veya doğru bulmayabilirsiniz...
Ama ne olursa olsun sonuçta Türkiye'de geniş kitleler tarafından CHP "Sol" ve "muhalif" bir parti olarak "kabul"görüyor...
***
Öyle "zor" ve "karanlık" bir süreçten geçiyoruz ki; birbirimizin "eksiklerini" ve "zaaf"larını sorgulayarak yol almamız mümkün değil...
Öyle "zor" ve "karanlık" bir süreçten geçiyoruz ki; ayrılıklarımızı ve farklılıklarımızı öne çıkararak yol almamız mümkün değil...
Tam tersine; bugünkü koşullar bize "birliği" dayatıyor...
Tam tersine; bugünkü koşullar bize "dayanışma"yı dayatıyor...
***
CHP'ye düşen tarihsel ve büyük sorumluluk bu "birliği" ve "dayanışmayı" sağlamaktır...
CHP'ye düşen tarihsel sorumluluk ve görev; tüm demokrasi güçlerinin birliğini ve dayanışmasını sağlamaktır...
CHP; bunu yapabilecek güçtedir...
CHP; bunu yapabilecek "tek parti"dir...
***
Aslında hayatın kendi "pratiği" bu "birliği" ve "dayanışmayı" sağlamanın yollarını bizlere göstermiştir...
CHP'nin Taksim Mitingi bunun somutlanmış bir örneğidir...
CHP'nin Gündoğdu mitingi bunun somutlanmış bir örneğidir...
CHP'nin Ankara 30 Ağustos çağrısı ve sonuçları bunun bir örneğidir...
***
Tarık Akan uğurlaması da bu "birlik" ve dayanışma"nın nasıl olabileceğinin güzel bir örneğidir...
Tarık Akan ölümüyle Türkiye'nindemokrasi güçlerinin birliğinin yolunu göstermiştir...
Tarık Akan için bütün Türkiye ayağa kalkmıştır...
İstanbul'da Tarık Akan için sokaklarda sel olup akan yüzbinler aynı zamanda demokratik, bağımsız ve Laik Türkiye özleminin dışa vurumuydu...
***
Ne CHP "tek başına" bu "zor" ve "karanlık" süreçle baş edebilir...
Ne Sol-sosyalist güçler "tek başına" ve bu dağınıklık içinde bu "zor" ve "karanlık" süreçle baş edebilir...
Ne sendikalar ve kitle örgütleri "tek başına" bu "zor" ve "karanlık" süreçle baş edebilir...
Yapılacak tek şey "asgari müşterek"lerde "birliği" ve "dayanışma"yı sağlayarak bu "zor" ve "karanlık" süreçle baş etmektir...
***
CHP; demokrasi güçlerinin birliğine öncülük etmelidir...
Hiç kimse bu "görev" ve "sorumluluk"tan kaçamaz...
Ya "birliği" ve "dayanışma"yı sağlayacağız...
Ya da hep birlikte yaşananlardan sorumlu olacağız...
İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni