Tarih:
13.02.2012
Köşe:
@imambakirukus
CHP ve Kurultay
CHP,d e kurultay tartışmaları gündeme damgasını vurdu.
CHP,d e kurultay tartışmaları gündeme damgasını vurdu. Parti, kurultay isteyenler ve istemeyenler diye neredeyse iki ayrı kampa ayrıldı.
Kendisini sol, sosyal demokrat olarak ilan eden bir partide kurultay istemek neden suçmuş gibi lanse ediliyor.
Veya sol-sosyal demokrat bir partide kim neden kurultaydan korkar?
Dünyanın her yerinde sol-sosyal demokrat partiler, bütün temel sorunlarını düzenledikleri kurultaylarla çözerler.
Kurultay, bir partinin en temel ve en yüksek karar organıdır.
Bütün temel kararlar ve yenilenmeler kurultaylarla gerçekleştirilir.
CHP, Deniz Baykal’ın yaşadığı kaset komplosuyla, zorunlu bir değişim sürecine girdi…
Hiçbir ideolojik-siyasal ve örgütsel tartışma süreci yaşanmadan, başkaca da bir yol olmadığı için bir “değişim” yaşadı…
Ama bu öylesine, rüzgarın ve hayatın zorladığı ama aslında temeli olmayan bir süreçti. Dolayısıyla, kendi içinde, kendini yok edecek bütün dinamikleri de barındırıyordu…
22-23 Mayıs kurultayı, halkın ve medyanın desteğiyle çok coşkulu ve görkemli bir şekilde gerçekleşti.
Ama, daha Cumartesi gecesi bütün coşkusu ve görkemiyle gerçekleşen kurultayın yarattığı moral, gece yarısı Gürsel Tekin’in kurultay delegelerine gönderdiği çağrıyla yerle bir oldu…
22 Mayıs gecesi, Deniz Baykal’la da görüşüp ondan destek isteyen ve bu sözü alan Gürsel Tekin ayrı bir parti meclisi listesi çıkarmak üzere harekete geçti.
Ancak, gece yarısı delegelerin neredeyse tamamının gündüz gerçekleşen coşkulu kurultayı, yemeklerde kutladığı bir zaman böylesi gergin bir toplantıya çağırmak oldukça riskliydi.
Epeyce kavgalı ve gergin geçen Dedeman toplantısını sanırım herkes hatırlıyordur. Ve o toplantının amacını ve oradaki iddiaları sanırım herkes unutmamıştır.
* * *
22-23 Mayıs’ta yaşanan zoraki birliktelik, en kısa zamanda tam ortasından çatladı. 18 Aralık’ta bu ayrışmayı gidermek için kurultaya gidildi.
18 Aralık’ta gerçekleşen kurultayın seçtiği parti meclisi ise beş benzemezin birlikteliği görüntüsü verdi.
CHP, ideolojik, siyasal ve örgütsel olarak yenilenme gerçekliğiyle karşı karşıyayken, yeniden bir ayrışmanın tohumları da filizlendi.
* * *
CHP yeni yönetimi, toplumun karşısına her kafadan ayrı bir ses çıkaran parti görünümüyle çıktı.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun görevi, neredeyse kamuoyunda görüşleri tepki toplayan genel başkan yardımcılarını düzeltmekle uğraşmak oldu…
En temel konularda birbirine zıt görüşler açıklamak konusunda birbiriyle yarışan genel başkan yardımcıları ve parti meclisi üyeleri, partinin genel görümünü de, tartışmalı hale getirdiler.
* * *
Seçim süreci de, bu durumu değiştirmedi. Daha önce parti içinde tartışılmayan, bırakın parti içinde tartışmayı Parti Meclisi ve MYK da bile tartışılmayan projeler, dışarıdan getirilmiş uzmanlar vasıtasıyla arka arkaya açıklandı…
Dolayısıyla, doğruluğunu-yanlışlığını bir yana bırakın, hiçbir proje, sunumlar dışında hiçbir parti yetkilisi tarafından hiçbir yerde anlatılamadı.
Öylesine kötü yönetildi ki bu süreç, CHP’nin ve özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok önemsediği ve her zaman kadınlara daha fazla yer vereceğiz diyerek gündemde tuttuğu “Kadın Projesi” seçimlere üç gün kala kadın gazetecilere kahvaltıda sunulabildi.
* * *
İyisiyle kötüsüyle bir süreç yaşandı ve geride kaldı. 22-23 Mayıs’tan bugüne yaşanan sürecin ve seçim sonuçlarının tartışılması gereken yer kurultaydır.
Partinin temel politikalarının ve yönelimlerinin tartışılıp, karara bağlanacağı en üst kurul, kurultaydır.
Bizzat sürece, Kemal Kılıçdaroğlu öncülük etmeli, partinin ideolojik, siyasal ve örgütsel yenilenmesinin önünü açmalıdır.
Kurultay, partinin kendini her yönüyle sorgulamasına, eksikleri ve yanlışlarıyla yüzleşmesine imkan sağlayacaktır.
Kurultay, eleştiri ve özeleştiri yaparak partinin kendisini yeniden, her alanda her anlamda inşa etmesine hizmet edecektir.
* * *
Kurultaydan, “korkan” bir sol-sosyal demokrat parti olabilir mi?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
