İmambakır Üküş, Dolayısıyla ''siyaset dışı'' her yol ve yönetimi kullanarak ''nasıl aday'' olurumun derdinde herkes...
Yerel seçimlere çok az bir zaman kaldı...
Siyasetin ana gündemi yerel seçimler...
Türkiye geleceğine ''oy'' verecek...
Aslında bu seçimlerde kimin belediye başkanı veya meclis üyesi olduğunun bir önemi yok....
Türkiye tercihini yapacak...
Ya AKP kazanacak...
Türkiye kaybedecek...
Ya AKP kaybedecek...
Türkiye kazanacak...
***
Ancak ne yazık ki AKP ''karşıtı'' partiler durumun farkında değil...
Onlar hala ''kimin belediye başkanı'' olacak, ''kim meclis üyesi'' olacak derdinde...
Dolayısıyla ''siyaset dışı'' her yol ve yönetimi kullanarak ''nasıl aday'' olurumun derdinde herkes...
***
CHP'ye bu süreçte büyük sorumluluk ve görev düşüyor...
AKP ''karşıtı'' blokun en güçlü partisi CHP...
Dolayısıyla en geniş birlikteliği sağlamak ve başarılı olmak zorunda....
Gezi direnişinin ortaya çıkardığı ''dayanışma ruhu'' nu bu yerel seçimlerde her yerde hayata geçirmek zorunda CHP....
CHP bu süreci olabildiğince ''şeffaf'' ve olabildiğince ''demokratik'' mekanizmalar işleterek yürütmek zorunda...
Eğer gerçekten başarı isteniyorsa başka yolu da yok...
Eğer gerçekten ''yeni CHP''den bahsetmek istiyorsak 20 yılı aşkın süredir bütün aşamalarda ''parti içi demokrasi'' kültürünü yok eden ''alışkanlık''lardan kurtularak işe başlanması gerekiyor...
CHP, aday belirleme sürecinin her aşamasını tüm üyelerin ve demokrasi güçlerinin denetimine ve katkısına açarak yürütmek zorundadır....
***
Aday adaylık başvuruları başladı...
Ama '''sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin belirsizlikler devam ediyor...
Ön seçim olacak mı?
Eğilim yoklaması olacak mı?
Olacaksa eğilim yoklaması ''şeffaf '' olacak mı?
Eğilim yoklaması ''bağlayıcı'' olacak mı?
Anket yapılacak mı?
Ya da anketler ne kadar bağlayıcı olacak?
Anket şirketlerine ve yöntemlerine olan güvensizlikler nasıl giderilecek?
***
Bütün bu ve benzeri sorular havada uçuşurken CHP MYK ''başvuru süreçlerini'' uzatma kararı aldı...
31 Temmuz yerine 2 Eylül 2013 son başvuru tarihi olarak ''ilan'' edildi...
Hala, CHP internet sitesi dahi hiç bir yerde yok.
Peki, 2 Eylül 2013 ''son'' tarih olacak mı?
Yoksa, her yeni durumda süreler uzatılacak mı?
Kimse bilmiyor...
***
Bu ''süre'' uzatımı aynı zamanda şu ana kadar istifa etmemiş il ve ilçe başkanlarıyla, yöneticilere de ''yeni'' bir ''hak'' kazandıracak mı?
Madem ''süre'' uzatıldı, bu süreçle istifa etmemiş yöneticilere de yeni bir imkan sağlanması gerekir...
***
İl ve ilçe başkanlarına, il ve ilçe yöneticilerine ''adaylık'' için ''istifa'' zorunluluğu getirilirken bu ''kural'' neden kadın ve gençlik örgütleri yöneticileri için de uygulanmıyor....
Madem ''aday'' olan görevi bıraksın deniyor bu ''kural'' neden bütün ''örgütler'' için geçerli olmuyor...
Ayrıca, il ve merkez disiplin kurulu üyelerine neden ''istifa'' şartı konmuyor...
Parti içi hukuk herkes için geçerli olacaksa, parti kurallarının herkes için geçerli olması gerekir...
***
Ama en büyük ''adaletsizlik'' parti meclisi ve MYK üyelerinin durumunda ortaya çıkıyor...
Eğer ''ön seçim'' olmayacaksa adayları parti meclisi atayacak...
Bu ''atanacaklar'' listesini de MYK üyeleri hazırlayacak...
O zaman en önce bir ''yere'' aday olacak parti meclisi üyeleri MYK üyeleri istifa etmesi gerekir...
Kendi kendilerini ''önermeleri'' ve kendi kendilerini ''seçme''leri ne kadar ''adil'' olacak...
Deniyor ki, o toplantıya aday olan parti meclisi üyesi katılmayacak...
Ne fark eder...
Önemli olan o ''imtiyazı'' ve ''pazarlık'' gücünü bırakmaktır...
Ne diyordu Çarşı gezi direnişinde...
Onu ''parti meclisine'' uyarlarsak...
''Rütbeni bırak
Apoletini sök
Sandığa gel
Delikanlı kim gör bakalım''
***
2 Eylül Tarihi ''son'' olmalıdır...
Başvuru herkes için ''zorunlu'' olmalıdır...
Belediye başkanları, milletvekilleri ve parti meclisi üyeleri içinde 2 Eylül 2013 tarihi son başvuru tarihi olmalıdır.
Hiç kimseye ''ayrıcalık'' ve ''imtiyaz'' tanınmamalıdır...
Bir ''yer'' için başvurulan başka bir ''yer''den asla aday gösterilmemelidir...
Ve en önemlisi aday olması düşünülen parti meclisi üyeleri ''siyasi etik'' için mutlaka istifa etmelidir...
***
Bu MYK'nın aldığı kararın ''hukuki''liği de tartışılmalıdır...
Pati meclisinin aldığı ''süre'' kararı bir MYK kararıyla değiştirilemez...
Ancak yeni bir parti meclisi kararı gerekir...
Hiç bir ''organ'' parti meclisi yerine karar alamaz...
O nedenle hızla bu ''MYK kararı'' da olağanüstü bir parti meclisi toplantısıyla karara bağlanmalı, hukuki bir zemine kavuşturulmalıdır...
''Parti içi hukuk'' hepimiz için gerekli olmalıdır...
***
Son bir söz...
Özellikle Anadolu'daki ilçe ve beldelerde belediye meclis üyeleri için istenen ''para'' yeniden gözden geçirmelidir....
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmani