İmambakır Üküş; Örgütten ve üyeden korkan; ön seçimlerde yarışmak yerine “beleş koltuk”lara talip olan MYK üyelerini ve parti meclisi üyelerinin yeniden yazılmasını istemiyor parti örgütleri…
CHP; çok uzun bir zamandır tek başına iktidar olamıyor…
CHP; çok uzun bir zamandır iktidar ortağı olamıyor…
Bütün nesnel koşullar uygun olmasına rağmen CHP seçimlerde istediği başarıyı yakalayamıyor…
CHP; %25 bandında sıkıştı kaldı…
***
CHP neden başarılı olamıyor?
CHP’nin program sorunu mu var?
CHP’nin örgüt sorunu mu var?
CHP’de liderlik sorunu mu var?
***
CHP Türkiye’nin en köklü ve en eski partisi…
Kuruluş ve Kurtuluşa önderlik etmiş “kadro”larlaca kurulmuş…
CHP: başarılı olsa da başarısız olsa da varlığını sürdürebilmiş “tek parti”dir…
Demokrat Parti’den (DP) Adalet Partisi’nden (AP), ANAP’a, DSP’ye, DYP’ye ve Refah Partisi’ne kadar bir dönem Türkiye’ye damga vuran partiler şimdi nerede?
***
CHP neden başarılı olamıyor?
CHP neden seçimlerde “birinci parti” olmayı hedefleyemiyor?
CHP neden Türkiye’de “tek başına” iktidar olacağı iddiasını dillendiremiyor?
CHP’de neden CHP yöneticileri bile CHP’nin iktidar olabileceğine inanmıyor?
***
CHP kendisiyle yüzleşme cesareti gösterebilmeli…
Başarısızlıkların nedenlerinin üzerine gidebilmelidir…
İdeolojik, politik ve örgütsel yapısında; anlayışında büyük bir hesaplaşma yaşanabilmelidir…
Peki, CHP’nin kurultayının gündemi bu mu?
***
CHP il kongreleri hiçbir temel sorununu tartışmadan yapıldı…
Şimdi kurultayda hiçbir temel sorunu tartışmadan yapılacak gibi görünüyor…
İlçe ve İl kongrelerinde tek “gündem” kim yönetici olacaktı?
Kurultayda da tek gündem “kim parti meclisine girecek” olacak…
***
CHP: nasıl Türkiye’de iktidar oluruma odaklanmış değil…
CHP: parti içi nasıl iktidar olabilirime odaklanmış durumda…
CHP yönetimlerine egemen olan “temel anlayış”; parti içinde koltuğumu koruyayım isterse ülke yansın anlayışıdır…
Kimsenin Türkiye’nin ve CHP’nin geleceği kaygısı ve derdi yok…
***
CHP kurultaya genel başkanlık tartışmalarını büyük ölçüde çözmüş olarak gidiyor…
Genel başkanlık adaylık iddialarını sürdürenler olsa da bu kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı kabul görmüş durumda…
Ancak; Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı ne kadar kabul görüyorsa CHP’nin MYK’sına ve Parti Meclisi ise o kadar tepki görüyor…
Kurultaya delegeleri ve CHP örgütleri Kılıçdaroğlu’na destek verirken; MYK ve Parti Meclisinin tamamının değişmesini istiyor…
***
MYK ve Parti Meclisi üyelerinin bütün “kontenjan milletvekilliği” sıralamalarını kendilerine ayırmalarını CHP örgütleri unutmadı…
Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu bile ön seçime girerken “kontenjan adayı” olan genel başkan yardımcılarını ve parti meclis üyelerini CHP örgütleri ve kurultay delegeleri unutmadı…
Örgütten ve üyeden korkan; ön seçimlerde yarışmak yerine “beleş koltuk”lara talip olan MYK üyelerini ve parti meclisi üyelerinin yeniden yazılmasını istemiyor parti örgütleri…
Eğer Kılıçdaroğlu; bu isimleri yeniden yazarsa, kurultay delegeleri bu isimleri sandığa gömmek ,için şimdiden hazırlıklar yapıyor…
***
Kılıçdaroğlu, başarısızlıkları ortada olan bu MYK’yı yeniden listesine yazacak mı?
Ne 7 Haziran’da ne 1 Kasım’da seçim meydanlarında ve seçim çalışmalarında da yer almayan bu MYK’yı yeniden parti meclisi listesine yazacak mı?
CHP’nin başarısına inanmayan ve yalnızca kendi koltuklarının derdinde olan bu MYK’yı Kılıçdaroğlu yine koruyacak mı?
Örgütlerin ve partililerin büyük öfkesi/tepkisini çeken bu MYK’yı Kılıçdaroğlu yeniden listesine yazacak mı?
***
Eğer Kılıçdaroğlu bu MYK’yı yeniden yazarsa “değişim” ve “yenilenme” iddiasının hiçbir inandırıcılığı olmaz…
Eğer Gürsel Tekin, Bülent Tezcan, Tekin Bingöl, Sezgin Tanrıkulu ve Veli Ağbaba Kılıçdaroğlu’nun listesinde yer alacaksa “değişim” ve “yenilenme” sözü bir aldatmacadan başka bir şey olmaz…
Eğer “değişim” ve “yenilenme” sözünde samimiyse Kılıçdaroğlu; tamamı “kontenjan adayı” bu MYK’yı tamamen silmesi gerekir…
Kılıçdaroğlu unutmamalı; bu örgüt ve delegeler Kılıçdaroğlu’nun “değişim” ve “yenilenme” sözüne güvenerek ona destek oluyor…
***
Kılıçdaroğlu, “değişim” ve “yenilenme” sözünü tutacak mı?
Yoksa bu “değişim” ve “yenilenme” sözü bir aldatmaca mı olacak?
Kılıçdaroğlu’nun köklü bir “değişim” ve “yenilenme” için hiç “mazereti” olamaz; çünkü kurultay delegeleri ona bu noktada tam destek verecek…
Bu MYK’nın CHP örgütlerinde ve Kurultay delegelerinde hiçbir karşılığı yok…
***
Bu MYK üyeleri uzun zamandır o koltukları “işgal” ediyor…
Genel başkan yardımcıları olarak “iktidar kılıcı” ellerinde…
Bütün örgütleri “kafalarına” ve “keyiflerine” göre kesip-biçtiler; görevden aldılar ya da istediklerini atadılar…
Hepsi milletvekili ve her gün ekrandalar; CHP örgütleri ve partililer bu kişileri “yakın”dan tanıyor…
Kılıçdaroğlu, bu “kontenjan beleşçisi” milletvekili ve MYK üyelerinin partide karşılığını görmek istiyorsa bunları “anahtar listesine” almasın…
***
Gerçekten Kılıçdaroğlu bu MYK üyelerini kendi “anahtar listesine” almasa ne olur?
Hangi MYK üyesi Kılıçdaroğlu’nun “anahtar listesinde” olmamasına rağmen aday olma cesareti gösterebilir?
Hangi MYK üyesi Kılıçdaroğlu’nun “anahtar listesinde” yer almadan seçilebilir?
Bu MYK üyeleri; örgütten ve üyeden korkup ön seçime giremedi bari Kılıçdaroğlu bu MYK üyelerini kurultayda delegenin özgür seçimine soksun da partideki karşılıklarını görsün…
***
Sahi; Kılıçdaroğlu’nun “anahtar listesinde” yer almadan parti meclisi üyeliğine aday olacak MYK var mı?
Sahi; CHP’nin sözde “üst düzey” yöneticileri, Gürsel tekin, Tekin Bingöl, Sezgin Tanrıkulu, Bülent Tezcan, Veli Ağbaba ve diğer MYK üyeleri Kılıçdaroğlu onları listesine almasa aday olabilecek cesaretiniz var mı?…
Hodri meydan; hadi çıkın “bağımsız”, kendi adınıza aday olunda örgütlerde ki karşılığınızı görelim…
Ön seçimden kaçtınız bari bundan kaçmayın…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni