İmambakır Üküş; Dün CHP içindeki hiçbir hukuksuzluğa ve adaletsizliğe sesi çıkmayanların bugün söylediklerinin hiçbir inandırıcılığı ve samimiyeti yok…
Her seçim sonrası yaşanan ve giderek bir CHP klasiği haline gelen “genel başkanlık” tartışmaları yine başladı…
Yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir girilen her seçimde yaşanan başarısızlıklara klasikleşen tepkiler bunlar…
Hep aynı sorunlar hep aynı tartışmalar…
“Bu genel başkan gitsin” sanki genel başkan gidince ertesi gün CHP iktidar olacak…
***
CHP nerede, nasıl ve neden kaybettiğini ve kazanamadığını hiç sorgulamıyor…
Siyaset tarzını sorgulamıyor…
Örgütsel yapısını sorgulamıyor…
İdeolojik duruşunu sorgulamıyor…
Kadro yapısını sorgulamıyor…
***
CHP’de “kişiler” etrafında ve “kişiler” üstünden yürüyen tartışmalar ve çözüm önerileri CHP’de hiçbir sorunun çözümüne yol açmadı…
Genel başkan değişti, kişiler değişti ama sorunlar hep aynı kaldı…
Hep yönetimler değişti; yönetimdeki “ekip”ler ve isim değişti…
Ama sorunlar ve başarısızlık aynı kaldı…
***
CHP yakın zamanda çok önemli 4 seçimi arka arkaya yaşadı…
30 Mart 2014’te yerel seçimleri, 10 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçimlerini 7 Haziran ve 1 Kasım’da genel seçimlerini yaşadı…
Bu 4 seçimde CHP aldığı sonuçları ve bunun nedenleri üzerinde kendi “iç hesaplaşması”nı yapmadı…
Bu 4 seçimdeki ideolojiler, politik ve örgütsel durumunu ele almadı…
Bu seçimlerin ortaya koyduğu gerçeklerle yüzleşmedi…
***
30 Mart seçimleriyle yüzleşseydi 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilgisi olmazdı…
30 Mart ve 10 Ağustos seçimleriyle yüzleşseydi 7 Haziran seçim yenilgisi olmazdı…
30 Mart, 10 Ağustos ve 7 Haziran seçim sonuçlarıyla yüzleşseydi 1 Kasım seçim başarısızlığı olmazdı…
Yanlışların ve hataların üstünü örtmek veya görmezden gelmek zincirleme yenilgilerin yolunu açtı…
***
CHP’nin yaşadığı başarısızlık ve yenilgilerin bir nedeni ideolojik ve politik savrulmalarsa bir diğer nedeni de örgütsel çürümedir…
CHP: kendi köklerinden ve ilkelerinden koparak “başkalaşma” yoluna girdikçe kendi seçmeninden kopmaya başladı…
CHP yönetimi ise bu ideolojik ve politik savrulmalarda kendini ayakta tutmak için örgütsel yapılanmanın içini boşalttı…
İdeolojik ve politik kimliğini kaybeden ve inançsız bir yapı; örgütsel çürümeyle de bütünleşince yenilgi kaçınılmaz hale geldi…
***
CHP yine kendi gerçeğiyle yüzleşmeden bir “ikilemle” karşı karşıya bırakılıyor…
Yine “birileri” yönetimi ve “parti içi iktidarı” elinde tutmak için adil ve şeffaf olmayan bir “kongre süreci” başlatıyor…
Yine “birileri” yönetimi ve “parti içi iktidarı” elinde tutmak için kendisi için “son şans” gördüğü “olağanüstü kurultayı” gündeme taşımak istiyor…
“O gitsin ben geleyim” anlayışıyla; CHP’nin hiçbir “temel sorununa” değinmeden ve çözüme talip olmadan bir “seçim yarışı” başlatılmak isteniyor…
“Birileri” yangından mal kaçırırcasına “kongre süreci” başlatıyor…
“Birileri” yaşanan yenilgilerde azınsanmayacak payı olan ve büyük bölümü “çürümüş” eski yapılarla kendine “umut” arıyor…
***
CHP’nin adil,şeffaf ve demokratik bir “iç tartışma” sürecinden sonra yapılacak kongre ve kurultaya ihtiyacı var…
CHP’nin gizli saklı, alel acelele bir kongre-kurultay sürecine ihtiyacı yok…
CHP’nin evde-ofiste delegelerin yazıldığı bir kongre ve kurultay sürecine ihtiyacı yok…
***
Dün CHP içindeki hiçbir hukuksuzluğa ve adaletsizliğe sesi çıkmayanların bugün söylediklerinin hiçbir inandırıcılığı ve samimiyeti yok…
Dün CHP içindeki hiçbir hukuksuzluğa ve adaletsizliğe bulunduğu “yeri” korumak için sesini çıkarmayanlar bugünlerdeki “itirazlarının” hiçbir inandırıcılığı ve samimiyeti yok…
Dün CHP içindeki keyfi uygulamaların ve atamaların hiçbirine “itirazı” olmayanların; bırakın “itirazı” tam tersine bu keyfiliğin bir parçası olanların bugünkü “itiraz”larının hiçbir inandırıcılığı ve samimiyeti yok…
Dün bizler ön seçim kampanyaları yürütürken “pusuya yatıp” ses çıkarmayanların; “belki beni de milletvekili yazarlar” diye bekleyip milletvekili yazılmayınca “itiraz” edenlerin hiçbir ikna ediciliği ve samimiyeti yok…
***
Hayatlarının hiçbir döneminde toplumsal mücadele içinde “sol”da bir “duruşu” olmayanların bugün kalkıp CHP’nin “Sol” çekilmesinden bahsetmesinin hiçbir inandırıcılığı yok…
CHP’deki siyasi pratiklerinde parti içi demokrasi için hiçbir mücadeleleri olmayanların kalkıp bugün CHP’de parti içi demokrasiden bahsetmelerinin hiçbir inandırıcılığı yok…
Düne kadar bir yere gelmek için genel başkanların kapısında bekleyenlerin CHP’de yapacakları bir değişim iddiasının hiçbir inandırıcılığı yok…
***
CHP; Türkiye’nin aydınlık yüzü olmak zorunda…
CHP; Türkiye’deki Cumhuriyet ve demokrasi güçlerinin odağı olmak zorunda…
CHP bunu içi boş çekişmeler ve kısır iktidar kavgalarıyla başaramaz…
CHP; bir program-ilke ve kadro yenilenmesine ihtiyaç duyuyor…
***
CHP’de sorun “parti içi iktidar” sorunu değildir…
Kaç seçimdir MYK üyesi veya milletvekilisiniz…
CHP’nin hangi sorununu çözdünüz; neyi başardınız…
Hepsi ortada; Sonuç ortada…
***
CHP’nin kendi köklerine dayanarak bir değişim ve yenilenme sürecine ihtiyacı var…
Bunu kişisel yer kapma ve iktidar yarışına çevirerek CHP’ye büyük zarar veriyorsunuz…
CHP’nin ideolojik, politik ve örgütsel yenilenmesinin önünde büyük bir engel oluşturuyorsunuz…
İki yanlıştan bir doğru çıkmaz…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni