İmambakır Üküş; Bugün Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı yürütülen ''Sarıgül operasyonu'' da aynıdır…
CHP’ye yönelik “kuşatma” bütün hızıyla sürüyor…CHP’nin “
sol”la ve “
halk”la buluşmasını engellemek için “
kesintisiz” operasyonlar sürüyor…
Son 20 yıldır süren bu “
operasyon”lar sayesinde CHP etkisiz hale getirilerek yerli, yabancı tekelci sermayenin egemenliği önündeki engeller kaldırılmıştır…
***
CHP, 20 yıldır iktidar veya iktidar ortağı olamıyor…
CHP, 20 yıldır İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerini yönetemiyor…
***
CHP’nin 12 Eylül faşizmi tarafından kapatıldığı dönemden sonra CHP’lileri siyasette SHP temsil etti…
SHP, nispeten daha “
sol” ve “
halkçı” bir parti görünümü sergiledi…
Özellikle 12 Eylül faşizminden “
çıkış” döneminde demokratik güçlerin buluşma noktası oldu…
12 Eylül faşizminin ağır bir şekilde ezdiği ilerici-devrimci güçleri; Alevilerin ve Kürtlerin “
sol” temsilcilerinin büyük çoğunluğu SHP’de birleşti…
1989’da elde edilen büyük başarının nedenlerinden biriside budur…
***
SHP’de ilerici-devrimci güçlerin yoğun bir şekilde yer alması geçmişte CHP’nin içinde de “
merkez”de yer alanların tepkisine yol açtı…
SHP içinde girdikleri her yarışı kaybedenler “
suç”u SHP’deki “
aşırı sol” da, “
Alevi ve Kürtleri” de buldu…
SHP’yi “
Alevi” ve “
Kürt” partisi haline gelmekle, “
aşırı sol”un denetimine girmekle suçladılar…
SHP’den göndermenin “
yol”larını aramaya başladılar…
Başını Ali Topuz’un çektiği bu “
ekip”in en etkin bir temsilcisi daha vardı…
Mustafa Sarıgül…
Meşhur “
Garaj toplantısı” Ali Topuz’un başkanlığında Mustafa Sarıgül’ün işlettiği Şişli’deki “
garaj”da yapıldı…
Hedef SHP’den “
sol”cuları, “
Alevi”leri ve “
Kürt”leri tasfiye etmekti…
Toplantı belki o zaman bu hedeflere ulaşamadı…
Ama zaman içinde gerçekten de hedeflere büyük ölçüde ulaşıldı…
***
“
Kürt”lerin partiden “
kopuş”u için her şey yapıldı…
“
Sol”un partiden “
kopuş”u için her şey yapıldı…
“
Sol Alevi”lerin partiden kopuşu için her şey yapıldı…
Önce 1994’de “
yerel iktidarlar” kaybedildi…
Sonra “
parti”de kaybedildi…
SHP sonra da CHP çorak toprağa dönüştürüldü…
***
O dönem başlayan
Ali Topuz-Mustafa Sarıgül birlikteliği bugünde devam ediyor…
O dönem hedeflenen “
operasyon”lar bugün de aynı “
ekip” tarafından Kılıçdaroğlu ve CHP içinde sürüyor…
Şimdide hedef
Kemal Kılıçdaroğlu ve
CHP’dir…
CHP’yi yıkmak-kapattırmak için yola çıkanlar “
dışarıdan” yapamadıklarını şimdi “
medya” "
TÜSİAD" ve “
Cemaat” vasıtasıyla “
içeriden” yapmak için harekete geçtiler…
***
CHP içinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığını içine sindiremeyen bir “
çevre” hep oldu…
Deniz Baykal’dan “
kurtulmak” için Kemal Kılıçdaroğlu’na sarılanların bir kısmı için bu durum “
geçici”ydi…
Onlar örgütte hiç bir bağı olmadığını düşündükleri Kemal Kılıçdaroğlu’nu çok kolay “
halledecek”lerini düşünüyorlardı…
Zaten hem örgütle bağı yoktu hem de Kemal Kılıçdaroğlu siyaseti “
bilmiyor”du…
Kemal Kılıçdaroğlu’nu genel başkanlığı ve bunu sağlayacak Önder Sav desteğini Ali Topuz “
hokus pokus”ları sağladı…
Kemal Kılıçdaroğlu ve Önder Sav buluşması
Ali Topuz sağladı…
Sonucu biliyorsunuz…
Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir coşku ve destekle CHP genel başkanı oldu…
***
Ali Topuz ve Önder Sav yanıldılar…
Kemal Kılıçdaroğlu’nu hiç tanımadıkları ortaya çıktı…
Önce Ali Topuz’un sonra da Önder Sav’ın CHP’deki (en azından yönetimdeki) etkisini sıfırladı Kemal Kılıçdaroğlu…
Sonra da diğerlerini…
CHP içinde her tartışma ve gerilim Kemal Kılıçdaroğlu’nu daha güçlü hale getirdi…
Son kurultay öncesi Nihat Matkap ve Erdoğan Toprak CHP içinde çok tepki çeken “operasyon”ları yaptılar…
Kendilerine yönelik tepkileri yükseltseler de Kemal Kılıçdaroğlu’nun “rekor” oy almasını sağlayacak Kurultay yapısını oluşturdular…
***
Baştan itibaren Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Alevi” ve “Kürt” olmakla suçlayıp, bir yıpratma kampanyası açıldı...
CHP’yi “mezhep”çi parti veya “kürt partisi” olarak suçlayacak “meczup”lar bile çıktı…
Şimdi süreç, başa sardırılmış durumda…
CHP’yi dışardan “çökerte”meyenler “içeriden” ama 20 yıllık rüya ve iddialarla kuşatmaya çalışıyor…
***
Geçmişte yaşanan “Garaj operasyonu” da, “kaset” operasyonu da CHP’yi “içeriden” Dizayn edemeyenlerin “operasyon”larıydı…
Bugün Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı yürütülen “Sarıgül operasyonu” da aynıdır…
CHP “içinde”n başarılı olamayanlar “medya baskısı” ve “medya rüzgarı” oluşturarak CHP’yi “kuşattı”lar…
Aylardır tüm medya-merkez medya dan yandaş medya ya kadar hemen hepsi “CHP için çare Sarıgül”dür diyor…
Nazlı Ilıcak’tan Ozan Rasim Kütahyalı’ya kadar ne kadar “yandaş” ve CHP düşmanı varsa hepsi “CHP için çare Sarıgül”dür diyor…
AKP yandaşı kimisinin de sahibi ve yöneticileri AKP yöneticisi yayınladıkları “anket” veya “araştırma” şirketleri arka arkaya yayınladıkları “anket”lerle Sarıgül’ü İstanbul’da birinci çıkardılar…
Ne yazık ki hiçbir CHP’li bayram değil seyran değil bütün AKP’liler bizi niye “öpüyor” diye düşünmediler…
***
Sonuçta CHP içinde ve dışında öyle bir rüzgar yaratıldı ki Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP bu “sahte rüzgar”a karşı direnemedi…
Artık, “hayır” deme imkanı bırakılmamıştı…
Ve Sarıgül’ün önündeki barikatları kaldırmaya sıra gelmişti…
“Normal” koşullarda CHP parti meclisinden hiçbir şekilde geçmesi mümkün olmayan “Sarıgül kararı” için parti meclisine yönelik “mobing” uygulaması başlatıldı…
***
CHP parti meclisi daha bir karar vermemişken…
Bırakın parti meclisini CHP MYK’da hiçbir şekilde konuşulmayan “Sarıgül’ün dönüş operasyonu” başlatıldı…
Sanki parti meclisi ihraç kararını kaldırmış gibi yolsuzluk ve borç batağındaki şişli belediyesinde trajik bir “tören” hazırlandı…
Ancak bu “tören”e rağmen kimse Sarıgül konusunda “ikna” olmamıştı…
Olası “yol kazasına” karşı bu kez MYK ve Parti Meclisi toplantısı öncesi “kahvaltı töreni” hazırlandı…
Dört kişilik bir “masa” hazırlandı…
Toplantı Doğan Medyanın Amiral Gemisi Hürriyet’in “gözetim”inde yapılacaktı…
“Masa”daki dördüncü tabak Hürriyet’ten Şükrü Küçükşahin’e ayrılmıştı…
Ama sonra bunun çokta “şık” düşmeyeceği düşünülüp vazgeçilmişti…
CHP genel başkan yardımcıları yerine “Hürriyet” çokta “şık” görünmeyecekti…
“Masa”da Oğuz Kaan Salıcı vardı…
Gözler CHP genel başkan yardımcısı Adnan Keskin’i aramadı değil…
***
Sarıgül’ün dönüşü için parti içi hukuk hiçe sayılmıştı…
Karar verecek “mahkeme” üyelerinin “davacıyla” buluşması kadar “etik” bir durum ortaya çıkmıştı…
Amaç parti meclisi üyeleri üzerinde “genel başkan istiyor” ne yapalım havası yaratmaktı…
Amaç, “ya oy vermezsek parti kamuoyunda zor durumda kalır” havası yaratmaktı…
Sonuçta başarılı da oldu…
Sarıgül’ün dönüşüne en karşı olanlarda bile bir geri adım söz konusu…
***
CHP parti meclis üyelerinin tarihi bir sorumluluğu var…
Ya medya, TUSİAD ve Cemaat baskısına boyun eğecekler…
Ya da vicdanları ve akıllarıyla hareket edecekler…
Hiç kimse kendi özgür iradesine ipotek konulmasına izin vermemelidir…
Hepiniz partiyi ve partinin vicdanını temsilen oradasınız…
“Genel başkan böyle istiyor” diyorsanız o zaman sizin oradaki varlığınız nedeni genel başkan ne istiyorsa onaylamak mı?
Bugün tavır koyamayanların yarın bir şey söyleme hakkı yoktur…
***
Sonuç ne olursa olsun CHP bu kuşatmayı kıracaktır…
Sonuç ne olursa olsun mücadelemiz devam edecektir…
Tarihe not düşüyoruz…
Görüyoruz…
Ve unutmayacağız…
***
“Yol” devam ediyor…
Mücadele sürüyor…
***
Kılıçdaroğlu ve Sarıgül “masası” da masaymış ha…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni
Cok sacma bir yazi.Sen ankara ve istanbul baronlarini yaz.Konuyu saptirma.Ali bey hasta.Bu islerle ugrasmiyor.Siz Ankara da n bayagi yuklu donmusunuz.Hayirli gunlerde ..........