İmambakır Üküş; Gençlere ve kadınlara değil esas CHP’de 'yaşlılara' ve 'erkelere' kotaya ihtiyaç var…
CHP’nin bütün kongreleri sona erdi…
Belediye başkanlarının yarışı gibi geçen kongrelerin ortak bir özelliği vardı…
Kazanan ve kaybeden bütün listelerde kadınlara ve gençlere yer yoktu…
Bırakın kadınlara ve gençlere yer vermeyi çoğunlukla tüzüğün emrettiği kotalara bile uyulmadı…
***
Türkiye çok büyük bir “genç” nüfusa sahip…
Türkiye ne kadar “genç” ise CHP’de o kadar “yaşlı” bir yapıya sahip…
İlçe delegeliğinden, il delegeliğine; ilçe yönetiminden, il yönetimine yapı aynı…
Kimi yerlerde ise “tüzük zoruyla” gençler ve kadınlar yazılmış…
Kim bu “kota”ları partinin başına “bela” ettiler diye söylenip duruyor yöneticiler…
Çoğunlukla; başta büyük kentler olmak üzere tüzük kurallarına bile uyulmadı…
Divan başkanlarının gençlik ve cinsiyet kotaları umurlarında bile olmadı…
***
Kadınlar ve gençler olmadan CHP başarıya ulaşabilir mi?
Kadınlar ve gençler olmadan CHP’de değişim ve yenilenme olabilir mi?
Kadınlar ve gençler olmadan CHP’de örgüt yapıları değişebilir mi?
Kadınlara ve gençlere yer vermeyen CHP; böylece geleceğini de karartmış olmuyor mu?
***
CHP’de sözde “kadın kolları” var…
CHP’de sözde “gençlik kolları” var…
Siz hiç bu “kadın kolları”nın CHP’de her alanda kadınların eşit temsili için mücadele ederken gördünüz mü?
Siz hiç bu “gençlik kolları”nın CHP’de gençlerin eşit temsil hakkı için mücadele ederken gördünüz mü?
***
CHP’nin delege seçimleri yapıldı…
CHP’nin ilçe kongreleri yapıldı…
CHP’nin il kongreleri yapıldı…
Hepsinde gençlik ve cinsiyet kotalarına uyulmadı; siz hiç itiraz eden gördünüz mü?
***
Türkiye’de ve dünyada büyük yankılar uyandıran bir gezi direnişi yaşandı…
Gezi direnişi; aynı zamanda bir gençlik ve kadın direnişiydi…
Türkiye’nin aydınlık geleceği için gençler ve kadınlar ölümü göze alarak sokaklarda özgürlük için mücadele ettiler…
Siz bu gençlerin ve kadınların neden CHP’ye gelmediklerini hiç düşündünüz mü?
***
Eğer sizin kadın kollarınız…
Eğer sizin gençlik kollarınız…
Yalnızca; kişisel amaçlar ve kişisel beklentiler için mücadele ederse?
Yalnızca; kendisini bir yerlere taşımak için çalışır ve belediye kapılarında dolaşırlarsa…
Özgürlük ve demokrasi için mücadele eden gencin ve kadının sizlerle ne işi olabilir?
***
Milyonlarca sokağa çıkan genç ve kadınla CHP örgütleri buluşamıyorsa burada bir sorun yok mu?
Milyonlarca gence ve kadına neden ulaşamıyorsunuz sorusunu kendisine sormayan CHP genel merkezinde bir sorun yok mu?
CHP’nin ve Türkiye’nin geleceği o özgürlük için sokağa çıkan milyonlarda…
Eğer CHP bunlarla buluşamıyorsa burada ciddi bir sorun yok mu?
***
Ne yazık ki CHP’nin çürümüş örgütsel yapısı herkesi kendine benzetiyor…
O gencecik çocuklarda büyük “abi” ve “abla”larına özeniyor…
Birilerinin peşine takılmayı; birilerinin “çanta”sını taşımayı siyaset sanıyor…
Kirlenmiş yapı; herkesi ve her şeyi kirletiyor…
***
Bu ülkenin büyük bir devrimci gençlik geleneği var…
Jön Türklerden; Denizlere, Mahirlere…
Gezi direnişinden bu günlere muazzam bir devrimci gençlik mücadelesi var…
Gençlerin önünde; CHP’nin kurucu ve Önderi Genç Mustafa Kemal örneği var…
***
Genç olmak; kadın olmak tek başına bir anlam ifade etmez…
Mücadeleci ve emek veren gençlere/kadınlara ihtiyaç var…
Birikimli ve donanımlı gençlere ve kadınlara ihtiyaç var…
Gençlere ve kadınlara değil esas CHP’de “yaşlılara” ve “erkelere” kotaya ihtiyaç var…
***
CHP’nin örgütsel değişim ve yenilenmesinin temeli gençler ve kadınlar üzerinden olabilir…
Onun için güçlü ve mücadeleci bir gençlik örgütüne ihtiyaç var…
Onun için güçlü ve mücadeleci bir kadın örgütüne ihtiyaç var…
Gençler ve kadınlar yalnız Türkiye’nin değil CHP’nin de geleceğidir…
***
Kongrelerde gençlere ve kadınlara yer vermeyenlerden hesap sorulmalıdır…
Kongrelerde tüzüğün açık hükmü olmasına rağmen gençlik ve cinsiyet kotalarına uymayanlardan hesap sorulmalıdır…
CHP’de gençlere ve kadınlara daha çok yer vereceğim diyen Kemal Kılıçdaroğlu bunları yapanlardan hesap soracak mı?
CHP’de “kadın devrimi yaptık” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, kadınları listelere yazmayan il başkanlarını görevde tutacak mı?
Hep birlikte göreceğiz….
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni