İmambakır Üküş; Sarıgül bir yanda Kılıçdaroğlu’na destek verir gibi görünürken bir diğer yanda tüm ''muhalif''lerle de sıkı bağlar kurmaktan geri kalmıyor…
Beklenen oldu...
CHP kurultay tarihi belli oldu…
5-6 Eylül’de 1500 kişilik bir salonda CHP kurultayı yapılacak…
Daha doğrusu “yapmış gibi” yapacak…
Yalnızca 1220 kurultay delegesi olan CHP bu salonda nasıl kurultay yapacak hep birlikte göreceğiz…
***
Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP MYK’nın “acelesi” var…
Yasal zorunluluk olan “en az 15 gün önceden ilan edilmeli” maddesi olmazsa belki CHP MYK 17 Ağustos’ta karar alıp 18 Ağustos’ta kurultay toplamaya çalışacaktı…
Peki, CHP neden “yangından mal kaçırır gibi” alel-acele kurultay toplamaya çalışıyor…
CHP neden, bir seçim yenilgisi sonrası parti içinde “sağlıklı bir tartışma” ortamı yaratarak kurultaya gitmiyor…
Neden, başka genel başkan adayları da olabilecek kurultayda aday olmak isteyenlerin örgütlere ulaşması ve kendini anlatmasına imkan tanıyacak bir sürede kurultay toplamıyor…
***
Kemal Kılıçdaroğlu ve ekip’i 30 Mart ve 10 Ağustos Seçim sonuçlarıyla oldukça sarsıldı…
10 Ağustos seçim sonuçları açıklandığında iki gün boyunca evden bile çıkamadı…
Gerçektende Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığıyla Kılıçdaroğlu büyük bir “risk” almıştı…
Sonuçta Ekmeleddin İhsanoğlu seçimleri kaybetti…
Tayyip Erdoğan seçimleri birinci turda kazandı…
Ama daha önemlisi CHP seçmeni sandığa “tıpış tıpış” gitmedi…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “sokağa” çıkacak hali yoktu…
***
Kemal Kılıçdaroğlu’na düştüğü durumdan “muhalif”leri kurtardı…
Emine Ülker Tarhan’la birlikte açıklama yapıp Kılıçdaroğlu’nu istifaya davet edenler Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurtarıcıları oldular…
Muharrem İnce ve Metin Feyzioğlu’nun açıklamaları da Kılıçdaroğlu’nun “siyaset anlayışı” ve “siyaset tarzı”nın üstünü örtmeye hizmet etti…
CHP ve toplum yanlış bir tartışmaya kitlendi…
“Kılıçdaroğlu istifa etmeli mi?” veya “kurultay yapılmalı mı” tartışması siyaset tartışmalarının üstünü örttü…
Ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu kapandığı evden çıkmasına “imkan” sağladı…
***
Kılıçdaroğlu, “madem kurultay istiyorsunuz, haydi kurultaya” deyiverdi…
Böylece CHP’nin yanlış “siyaset anlayışı” ve “siyaset tarzı”yla ilgili eleştiri imkanı büyük ölçüde ortadan kalktı…
Eminim, Kılıçdaroğlu kurultay sonrası bu “erken hesaplaşma”yı yanlış zamanında ve yanlış bir şekilde gündeme getirenlere teşekkür edecek…
***
“İstifa” ve “kurultay” tartışmalarının hizmet ettiği bir diğer isimse Mustafa Sarıgül…
İstanbul Büyükşehir seçim sonuçlarıyla Mustafa Sarıgül 2-3 gün evden çıkamamıştı…
“Çare Sarıgül”den “Çaresiz Sarıgül”e dönmüştü…
Bütün iddiası bitmiş ve “Sarıgül girdiği her seçimi kazanır” iddiası yerle bir olmuştu…
Sarıgül’e her ne kadar İstanbul’da birkaç belediye “hediye” edilmiş olsa da sonuçta “kaybetmiş” bir isimdi artık…
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi “çatı aday” fikrine karşı olduğunu açıklayan Sarıgül, bir çok il ziyareti gerçekleştirerek görüşlerini açıkladı…
“Çatı aday” açıklandıktan sonra “destek olacağız” demesine rağmen sessizliğe ve hareketsizliğe gömüldü…
Son bir hafta da birkaç fotoğraf karesine girmek dışında seçim kampanyasında ortalıkta görünmedi…
Sarıgül’ün şova dayalı siyaset tarzını bilenler Sarıgül’ü bu kampanyada göremedi…
***
Sarıgül, seçim sonrası CHP’yi kurultaya götürmek için çalışma ve hazırlık yapıyordu…
Seçim sonuçları açıklandığında “14 parti İstanbul’da benim aldığım oyu alamadı” diyerek Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirel tavrını ortaya koydu…
Ama her şeye rağmen ortaya çıkmaya cesaret edip edemeyeceği belli olmayan Sarıgül’e de “fırsat”ı bu açıklamalar yarattı…
Kendisi aday olsa bu kurultayda kaybedeceğini hesaplayan Sarıgül en kısa zamanda kurultay yapılarak PM’ye girmenin yolunu arıyordu…
10 Ağustos’tan önce Sarıgül olası adaylar Muharrem İnce ve Metin Feyzioğlu’yla görüştü…
Sarıgül’de CHP yönetiminden ve Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmanın yolunu arıyordu…
Bu nedenle her girişimi destekler “gibi” davranıyordu…
Yeter ki önü açılsın…
Yeter ki yolu açılsın…
***
Sarıgül bir yanda Kılıçdaroğlu’na destek verir gibi görünürken bir diğer yanda tüm “muhalif”lerle de sıkı bağlar kurmaktan geri kalmıyor…
Hiçbir şekilde CHP Parti Meclisi ve MYK’sında yer alamayacak Sarıgül, bu “kaos”tan faydalanıp kapağı yönetime atmayı planlıyor…
Önce PM ve MYK…
Sonra Milletvekilliği…
Ve sonra final: Genel Başkanlık yarışı…
***
Emine Ülker Tarhan ve arkadaşlarının durumu “bizi kim denize itti” durumu…
Seçimlerden iki gün sonra alel-acele “istifa” ve “kurultay” çağrısı yapan Emine Ülker Tarhan ve arkadaşları kurultay çağrısıyla “açığa” düştü…
Kurultay’da genel başkan adayı ve ayrı bir parti meclisi listesi çıkarıp çıkarmayacak belli değil…
Belli olan tek şeyse Kılıçdaroğlu’nu içinde bulunduğu “zor” durumdan kurtardıkları…
***
Muharrem İnce ve Metin Feyzioğlu’da ismi genel başkanlık için geçenlerden…
Toplumda güçlü karşılıklara olan Muharrem İnce ve Metin Feyzioğlu’nun CHP kurultay delegelerinde karşılıklarının ne olduğunu hep birlikte göreceğiz…
Bugün Muharrem İnce adaylık yolunda bir adım attı ve aday olduğunu açıkladı…
Metin Feyzioğlu’nun bekleyişi ise devam edecek…
***
Kurultay’da tavrı önemli olan iki isim; Deniz Baykal ve Önder Sav…
Birlikte hareket etmeleri halinde kurultay seçim sonuçlarını etkileyecek olan Deniz Baykal ve Önder Sav’ın tavrı çok önemli…
Deniz Baykal, uzun zamandır çeşitli vesilelerle “CHP’nin kötü yönetildiği” iddialarını dile getiriyor…
Doğrudan hesaplaşma çağrısı veya kendisiyle ilgili her hangi bir talebi dillendirmeyen Deniz Baykal, Partililerle buluşmaya devam ediyor…
***
Önder Sav’sa doğrudan ortaya çıkmasa da CHP’de olup biten her şeyle çok yakından ilgilemeye devam ediyor…
CHP’nin “Örgüt yapısı”nı ve “Delegasyon” tavrının değişkenliğini en iyi bilen Önder Sav için, henüz kesin bir karar veya tavır almak için “erken”…
CHP’deki güç dengelerinin kurultaya kadar epey hareketli ve değişkenlik göstereceğini bilen Önder Sav, süreci dikkatle takip ediyor…
***
Deniz Baykal ve Önder Sav’ın gücü ve etkinliğini tahmin edildiği için “muhtemel adaylar”ın çevresindekilerin hepsi “Deniz Baykal, Önder Sav” bizi destekliyor “havası” yaratıyor…
Görebildiğim kadarıyla Deniz Baykal ve Önder Sav’ın en azından şu an itibarıyla her hangi bir genel başkan adayına desteği söz konusu değil…
Ancak süreç hala devam ediyor…
***
Bir kısım kurultay delegesi ve örgüt yöneticileri (Eski-yeni) Deniz Baykal ismi etrafında tüm muhalifler birleşebilir mi diye “nabız” yokluyor…
Deniz Baykal böyle bir öneriyi kabul eder mi?
Tüm muhalifler bir araya gelebilir mi?
Daha önemlisi Önder Sav ve Arkadaşları bu “girişim”i desteker mi?
Bekleyip göreceğiz…
***
Gürsel Tekin ve “ekib”i kim destekleyecek?
Gürsel Tekin kendisi aday olabilir mi?
Gürsel Tekin’in aday olma olasılığı yok…
Ancak, Gürsel Tekin en son nerde duracağı merak konusu…
Şimdilik Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanındaymış gibi görünen Gürsel Tekin’in her an başka bir yerde durması mümkün…
Kurultay delegelerinin en çok çizdiği isim olan Gürsel Tekin bakalım bu kez her şeye rağmen Parti Meclisinde yer alabilecek mi?
***
Daha önce Deniz Baykal’a karşı Genel Başkanlık yarışına katılmış Umut Oran’ın tavrının belirsizliği sürüyor…
CHP’de Umut vaat eden isim olan Umut Oran, yerel seçim sürecinde kendini “sıfırlamış”tı…
İstanbul örgütlerinin bir bölüm CHP genel merkezi önünde “Umut Oran örgüte hesap verecek” diye slogan atıyordu…
Umut Oran için şimdi hesap verme zamanı…
Umut Oran’da şu ana kadar tavrı belli etmiş isimlerden değil…
***
CHP “çok erken” kurultay kararıyla esas sorunları ve ideolojik-politik ve örgütsel alanda yaşanan “sağ”cılaşmayı tartışmayı kurultay hesaplarına heba etti…
Tartışma; kim kalacak kim gideceğe kitlendi…
***
Süreci tartışmaya devam edeceğiz...
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni