İmambakır Üküş; Acaba 'başarı ve başarısızlık' ölçütleriyle hareket edilse, CHP’de kaç yönetici kalır…
Hayatın her alnında yapılan “iş”lerde bir “başarı” ve “başarısızlık” ölçütü vardır…
Her “iş”in kendine özgü yapısı vardır…
Ve kendine göre “kuralları” ve “başarı-başarısızlık” ölçütleri vardır…
Eğer “ticari” bir işletme iseniz “başarı”nın ölçütü “kar”dır…
Eğer “işyeriniz” kazanıyorsa; sizde başarılısınız…
Ama “işyeriniz” sürekli “zarar” ediyorsa; demek ki ters giden, “yanlış” giden bir “şey” var der…
Oturur, kendinize ve işinize “eleştirel” bir “göz”le bakarsınız…
***
Siyasetinde “kar” ve “zarar” ölçütleri vardır…
Siyasette “başarının” da “başarısızlığın” da ölçütü aldığınız “oy”lardır…
“Sandık” en önemli “ölçüt”lerden birisidir…
Her şey “sandık” değildir…
Ama “sandık” çok önemli bir “ölçüt”tür…
***
Eğer seçimde halkın karşısına çıkıp “oy” alamıyorsanız orta da bir “sorun” var demektir…
Ya partinizin “programı” ve “ilkelerinde” bir “sorun” vardır…
Ya partinizin “kadro”larında bir “sorun” vardır…
Ya partinin “lider”inde bir “sorun” vardır…
Ama mutlaka orta da bir “sorun” vardır…
***
Bir ilçe başkanı düşünün…
Bir ilçe yönetimi düşünün…
Bir il başkanı ve yönetimini düşünün…
On yıl…
On beş yıl…
Hatta yirmi yıl…
Aynı ilçede veya ilde yönetici olsun…
Ama partinin “oy”unda bir artış yok…
Hatta durmadan partinin “oy”larında bir “düşüş” var…
Ama yine de aynı insanlar yönetmeye devam ediyor…
***
Bir milletvekili düşünün…
Bir milletvekili adayını düşünün…
Hep “o” milletvekili oluyor…
Ama “il”inde, bölgesinde partinin oyları artmıyor…
Partinin milletvekili sayısı artmıyor…
Partinin o bölgede/il’de belediye başkan sayısı artmıyor…
Veya olan belediye başkanlıklarını da parti kaybediyor…
Ama “o” yine milletvekili…
***
Hep aynı “isim”ler aday adayı…
Hep aynı “isim”ler milletvekili…
Hep aynı “isim”ler ilçe başkanı…
Hep aynı “isim”ler il başkanı…
“Ama partinin “oy”ları artmıyor…
Hatta partinin “oy”ları her seçimde eriyor…
***
Kendi partisine her türlü “ihaneti” yapıyor…
Partisine ve partisinin genel başkanına; yöneticilerine her türlü “hakareti” yapıyor…
Kendisi veya istediği kişi “aday” yapılmadı diye partisine her türlü “ihaneti” yapıyor…
Kendi partisinin adayının kaybetmesi için elinden gelen her şeyi yapıyor…
Kendi partisinin değil başka partinin adaylarını destekliyor…
Hatta bazen bizzat kendisi gidip başka partilerden aday oluyor…
Hem kendisi kaybediyor hem de parti kaybediyor…
Ama hiçbir “şey” olmamış gibi kısa bir müddet sonra yeniden “el” üstünde tutuluyor…
***
Partinin milletvekili, ama partiye bir “Hayrı” yok…
İl’inde bölgesinde parti için bir şey yapmıyor…
4 yıl yan yatıyor; keyif çatıyor…
Devletin olanaklarıyla “seyahat”ten “seyahate” dolaşıyor…
Çarşı-Pazar’da bir tek vatandaşın elini sıkmıyor…
İlçenin, il örgütünün yolunu bile bilmiyor…
Kendi partisinin ilçe başkanları bile adını ve yüzünü bile bilmiyor…
Ama yine de yeniden milletvekili olmak için her yolu deniyor…
***
Hele bazı yerler ve bölgeler var ki ilçe ve örgütleri bazı “kişi”lerin geçim kaynağı…
O ilçe ve il örgütlerinin parti, umurlarında bile değil…
Her seçim, partinin “oy”u daha da “erir” o bölgelerde…
Ama ilçe ve il örgütlerinde bir “değişiklik” olmaz…
Koca partiyi “tabela” partisine dönüştürürler…
Kimin umurunda…
Yeter ki oralardan gelen “kurultay delegesi” kendi “askeri” olsun…
Parti “oy” almış almamış kimin umurunda?
***
CHP, parti meclis üyesi oluyor…
CHP MYK üyesi oluyor…
Tanıyan yok…
Bilen Yok…
“Birileri”nin “ilişki”siyle seçiliyor…
Tek yaptığı “el” kaldırıp, indirmek oluyor…
Bazı parti meclisi üyelerinin ve MYK üyelerinin “ses rengini” ve “tonunu” bile bilen yok…
Bütün seçildiği dönem boyunca “bugün havalar ne güzel” bile dememiş/diyememiş kişiler “yönetici” konumunda olmuş…
***
CHP, “emeğe” saygı duymalı…
Geçmişte CHP binalarında çokça asılı olan bugün için unutulmuş bir slogan var; “Emek en yüce değer”dir diye…
CHP, emeğe saygı duymak ve emeği ödüllendirmek zorundadır…
Partide ve toplumsal mücadele hiçbir “emeği” olmayanları “paraşütle” bir yerlere getirmemelidir…
CHP, parti içinde “avantacılara” geçit vermemelidir…
***
“Başarı” ödüllendirilmelidir…
“Başarısızlık” cezalandırılmalıdır…
“Başarı”da, “Başarısızlık” da somut ve elle tutulur; gözle görülür “ölçüt”lerle ortaya konulmalıdır…
Kim, hangi “başarı”dan dolayı “ödüllendiriliyor” herkes görmeli/bilmeli…
Kim, hangi “başarısızlıktan” dolayı “cezalandırılıyor” onu da herkes görmeli/herkes bilmelidir…
***
Acaba “başarı” ve başarısızlık” ölçütleriyle hareket edilse, CHP’de kaç yönetici kalır…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni