İmambakır Üküş; Bu seçim ''son seçim''dir. Türkiye için. CHP için. Kılıçdaroğlu için. Türkiye’nin AKP diktatörlüğünden kurtulması gerekiyor…
Türkiye zorlu bir seçime hazırlanıyor…
Bu seçimlerin “normal” seçimlerden çok farkı var…
2015’te seçimler partiler arasında değil…
Seçim; bu kez “rejim” üzerinden olacak…
Parlamenter rejim mi, başkanlık mı aslında oylanacak…
***
Türkiye, şu an “fiili” olarak “başkanlık rejimi”ni yaşıyor…
Tayyip Erdoğan, hem cumhurbaşkanı, hem başbakan hem de AKP genel başkanı…
Muhalefet partilerine bile “tarafsız cumhurbaşkanı” olarak AKP adına o cevap veriyor…
İşte 2015 seçimleri bu “durumu” oylayacak…
***
CHP, 2015’te mutlaka başarılı olmak zorunda…
CHP, 2015’e mutlaka kazanmak zorunda…
AKP, 2015’te mutlaka kaybetmeli…
Bunun yolu ise, CHP’nin başta olmak üzere tüm toplumsal ve siyasal muhalefet güçlerinin başarılı çalışmalar yapmasından geçiyor…
2015’i kazanmak için tüm demokrasi güçleri birleşmek zorunda…
Hiçbir gerekçe, AKP’ye karşı birlik olmanın önüne engel olarak koyulamaz…
***
CHP, bu haliyle 2015’i kazanabilir mi?
CHP, 2015’te başarılı olacak siyasal, ideolojik ve örgütsel hazırlığı yapabilir mi?
Daha doğrusu, CHP gerçekten 2015’i kazanmak istiyor mu?
***
İktidar mücadelesinde “doğru politika”ların olması çok önemli…
Ama “doğru politika” tek başına yetmez…
O “doğru politika”ları halka ulaştıracak, o “doğru politika”lara halkı inandıracak “kadro”lara da ihtiyaç var…
Ve o “doğru politika”larla, “doğru kadro”ları harmanlayacak “örgütsel yapı”lara da ihtiyaç var…
Mücadelenin sonucunu her zaman “doğru kadro”lar ve “örgüt” belirler…
***
CHP örgütleri, yorgun…
CHP örgütleri, kırgın…
CHP örgütleri, umutsuz…
CHP örgütleri, heyecansız…
CHP örgütleri, boşalmalar nedeniyle yetersiz…
***
CHP, 2012 olağan kongrelerini “sancılı” bir şekilde yapmıştır…
Parti içi demokrasi işletilmemiştir, parti içi hukuk hiçe sayılmıştır…
Bir çok il ve ilçede demokratik delege seçimleri yapılmamış, yine “eski usul” evde-ofiste delegeler yazılmıştır…
Özellikle; İstanbul, Ankara ve İzmir olağan il kongrelerine genel merkez “müdahil” olmuştur…
Delegelerin özgür iradelerine “ipotek” konulmuş, il başkanları “zoraki” seçtirilmişti…
Sonuçta, örgütün iradesini temsil etmeyen yapılar ortaya çıkmıştır…
***
30 Mart seçimlerinde bir çok il ve ilçede adaylıklar dolayışıyla istifalar yaşandı…
İl ve ilçelerdeki “en iddialı” kadrolar aday olmak için istifa ettiler…
Birçok il ve ilçede yedek listeler bile istifa etti…
Örgütler “işlevsiz” hale geldi…
***
30 Mart süreci zaten sıkıntılı olan örgütsel yapıyı daha da sıkıntılı hale getirdi…
Adaylık ve seçim süreci örgütleri kendi içinde de ayrıştırdı…
Buna birde yaşanan yenilgiler eklenince örgütlerde ayakta duracak ‘’hal’’ de kalmadı…
***
Olması gereken 30 Mart’tan hemen sonra olağan kongre sürecini başlatmaktı…
Ancak bu süreç başlatılamadı…
Cumhurbaşkanlığı süreci gerekçe gösterilerek kongre süreci ötelendi…
Yorgun, bitkin, moralsiz ve umutsuz örgütlerle cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidildi…
Bir de hiçbir il örgütünün içine sinmeyen bir adayla seçime gidilince, örgütlerde çalışma şevki oluşmadı…
Örgütlerde Cumhurbaşkanlığı sürecine “zoraki” dahil oldu…
Ama hiçbir yerde “etkin” olmadı…
***
10 Ağustos yenilgisi CHP’de beklenen etkileri yaptı…
CHP “erken” bir “hesaplaşma” sürecine girdi…
10 Ağustos’un sonrasını da CHP doğru değerlendiremedi…
Kılıçdaroğlu, kendisini istifaya ve Kurultaya çağıranlara cevabı alel-ecele olağanüstü kurultayla cevap verdi…
Halbuki CHP, 10 Ağustos’tan sonra “hesaplaşma” çağrısına olağan kongre takvimini başlatarak cevap verebilirdi…
Böylece her ilçede ve her ilde kongre sürecinde 30 Mart ve 10 Ağustos hesaplaşmaları yapılabilirdi…
Ama yapıldı…
Kolay yol seçildi…
Eski delegeler ve eski yapıyla kurultaya gidildi…
Sonuç…
Sonuç koca bir hiç…
***
Hemen her hafta birkaç il ve onlarca ilçe “zorunlu” olarak kongreye gidiyor…
Ya imzalar toplanıyor…
Ya da il ve ilçe yönetimleri “düşürülüyor”…
Bazen de il ve ilçe yönetimleri “istifa” yoluyla örgütlerini kongreye götürüyor…
Ancak bu durum CHP’nin ihtiyaç duyduğu örgütsel yenilenmeyi sağlayamıyor…
Eski yapıyla yeniyi kurmak mümkün olmuyor…
***
CHP, bu örgütsel yapı ve kadrolarla seçime gidemez…
Seçimlerde çalışmamış veya çalışmış ama başarısız olmuş örgütleri ve kadroları yeniden bir seçim savaşına sokmak ihanet değilse akılsızlıktır…
CHP’de örgütsel yapı “felç”li durumdadır…
Seçimlerde “terlememiş” örgütlerle genel seçim kazanılamaz…
“Seçimde terlememiş” il başkanlarıyla mı CHP 2015’i kazanacak…
***
Bu seçim “son seçim”dir…
Türkiye için…
CHP için…
Kılıçdaroğlu için…
Türkiye’nin AKP diktatörlüğünden kurtulması gerekiyor…
Bu nedenle 2015 seçimleri mutlaka kazanılmalıdır…
Sorun CHP ve Kılıçdaroğlu sorunu değildir…
Sorun Türkiye’nin geleceğidir…
Ya kazanmak için gerekeni yapın…
Ya da yoldan çekilin…
Yolu açın…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni