loading
close
SON DAKİKALAR

CHP'de parti içi muhalefet ne istiyor?

İmambakır Üküş
Tarih: 07.06.2016
Köşe: @imambakirukus

İmambakır Üküş; Hadi; 4 ay önce kurultayda aday olamadınız bir ''söz'' bile söyleyemediniz; tamam şimdi çıkın ve adaylığınızı ilan edin...

Türkiye yangın yerine dönmüş...

Bir kişinin siyasal ve kişisel ihtiraslarının kurbanı haline gelmiş...

Cumhuriyet yıkıcılığı son sürat devam ediyor...

Demokrasi yıkıcılığı son sürat devam ediyor...

***

7 Haziran seçimleri Türkiye'ye umut verdi...

1 Kasım seçimleri ise Türkiye'yi umutsuzluğa ve yılgınlığa sevk etti...

7 Haziran'da "tek başına" iktidara gelemeyen AKP büyük bir yenilgi almış oldu...

Aldığı bu "darbe"nin etkisinden hızla kurtulan RTE ve AKP hızla Türkiye'yi "yeniden seçime" sürükledi...

***

1 Kasım seçimleri sürecinde Türkiye korkuya esir düştü...

Çok bilinçli bir şekilde "terör" tırmandırıldı; Türkiye yangın yerine çevrildi...

Başta CHP, HDP, MHP olmak üzere bütüm "muhalif" güçler AKP'nin bu "korku siyaseti"ni boşa çıkaramadı...

Tam tersine herkes bu "korku siyaseti"nin esiri ve kurbanı oldu...

***

Beklediğinden daha fazla bir oyla AKP yeniden tek başına iktidar oldu...

7 Haziran'da aldıkları oyu alamayan MHP ve HDP'de "iç tartışmalar" boy verdi...

CHP oylarını korusa bile MHP'nin ve HDP'nin çok ciddi oy kaybettiği bir süreçte oylarını artıramaması yoğun eleştirilere sebep oldu...

AKP'nin seçim başarısı toplumda yılgınlık ve umutsuzluk yaratmakla kalmadı aynı zamanda muhalefet partileri içinde de ayrışma ve tartışmalara neden oldu...

***

AKP'nin aldığı %49'luk oy oranı AKP'ye daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan'a yetmiyor...

AKP'nin "tek başına" iktidar olmasından çok hedef "başkanlık" ve "partili cumhurbaşkanlığı" olduğu için bu seçim sonuçlarını RTE yeterli görmemiştir...

Kendi "başkanlık" veya "partili cumhurbaşkanlığı" amacına hizmet etmediğini düşündüğü Ahmet Davutoğlu bile bir "saray darbesiyle" yıkılmıştır...

Cumhurbaşkanı CHP, MHP ve HDP'yi kendi iç sorunlarında boğup yıpratarak bir "erken seçim" hedefliyor; bu amaçla da CHP, MHP ve HDP'ye yönelik "özel politikalar" uyguluyor...

***

CHP'nin 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde aldığı oy oranı CHP içinde tartışmaları alevlendirdi...

Çok başarılı bir seçim kampanyasını yürütmesine rağmen CHP oylarını neden arttıramıyor?

CHP'nin alacağı oy oranı ne yaparsa yapsın bu mu olacak?

CHP %25-26 bandını aşamayacak mı soruları CHP içinda yeni tartışmalara yol açtı...

***

CHP bu tartışmaların gölgesinde geçikmiş Kurultay sürecini yaşadı...

Ancak; ne yazık ki CHP kongre ve kurultay süreçinde CHP'nin hiç bir temel sorununu tartışma imkanı bulamadı...

Bunda hem CHP genel merkezinin hem de CHP'nin parti içi muhalefetinin ortak sorumluluğu var...

Seçim sonuçlarına oluşan tepkiyi kullanıp eski kurultay delegeleriyle kurultaya gitmek isteyenler konge-kurultay sürecini "es" geçtiler...

Olağanüstü kurultay için imza toplanmasını gerekçe olarak öne süren CHP yönetimiyse bu girişimi boşa çıkarmak için "hızlandırılmış" kongre-kurultay sürecini başlattılar...

***

Ne yazık ki iki yanlıştan bir doğru çıkmadı...

Ne olağanüstü kurultay için yeterli imza toplanabildi...

Ne de kongre-kurultay süreci "demokratik" bir şekilde yapıldı...

Ama daha önemlisi ilçe ve il kongrelerinde CHP'nin sorunları ve çözümleri tartışılabildi...

***

Kurultay CHP'nin en üst karar organıdır...

CHP'nin bütün sorunları ve çözüm yolları kurultayda tartışmalı ve karara bağlanmalıdır...

Söyleyecek sözü olanlar Kurultayda söylemeli...

Aday olacaklar iddialarını Kurultayda dile getirmelidir...

***

Ancak CHP Kurultay'ı CHP'nin sorunlarını ve çözüm yollarını tartıştığı bir yer olamadı...

Daha çok kimin parti meclisine girip giremeyeceğinin tartışıldığı bir yer oldu...

CHP yönetimine ve Kılıçdaroğlu'na "karşı" olduğunu iddia edenler kurultayda çıkıp iddialarını ve eleştirilerini dile getiremediler...

Bir tek Mustafa Balbay genel başkanlık iddiasını sürdürdü ancak "muhalif" olduğu iddia edenlerden bile adaylık için imaza alamadı...

***

CHP Kurultayını 16-17 Ocak'ta yaptı...

O kurultayda konuşmayanlar şimdi her yerde konuşuyor...

O kurultayda genel başkanlık iddiasında bulunamayanlar bugün her yerde genel başkanlık hayallerini anlatıyorlar...

O kurultayda CHP yönetimini ve Kılıçdaroğlu'nu eleştirmeyenler şimdi her yerde CHP'yi ve Kılıçdaroğlu'nu eleştiriyorlar...

***

Peki ne oldu?

Aradan daha 4 ay bile geçmeden hatta bazıları daha üzerinden 1 ay bile geçmeden niye ortalığa döküldü?

Daha da önemlisi CHP'yi ve Kılıçdaroğlu'nu eleştirenler ne diyor?

Bir programları ve kadroları var mı?

***

CHP'yi ve Kılıçdaroğlu'nu eleştirenler kurultay mı istiyor?

CHP'yi ve Kılıçdaroğlu'nu eleştirenler kurultay için imza mı toplayacaklar?

CHP'yi ve Kılıçdaroğlu'nu eleştirenler yeni bir ideolojik, politik ve örgütsel program mı öneriyorlar...

CHP'yi ve Kılıçdaroğlu'nu eleştirenler CHP'yi daha iyi yönetmek için bir "kadro hareketi" mi öneriyorlar?

***

Bütün bu ve benzeri soruların verilecek cevap koca bir Hayır...

Ne kurultay istiyorlar...

Ne kurultay için imza toplama cesaretleri var...

Ne ayrı bir ideolojik, politik ve örgütsel programları ne de bir "kadro"ları var...

***

Peki CHP içi muhalefet ne istiyor?

Hepsinin istediği "Kılıçdaroğlu istifa etsin; ama genel başkanlık için beni işaret etsin"den öte bir şey değil...

Genel başkan adayı mısın çıkıp nedenlerini ve iddianı ortaya koymuyorsun?

Hadi; 4 ay önce kurultayda aday olamadınız bir "söz" bile söyleyemediniz; tamam şimdi çıkın ve adaylığınızı ilan edin...

***

CHP'nin temel ve çok ciddi ideolojik, politik ve örgütsel sorunları var...

CHP'nin kötü yönetildiği; sorunlara doğru ve zamanında çözümler üretemediği ortada...

Bunun çözümü ise; partiyi büyütmek ve başarılı olması için eleştiri ve önerilerde bulunmaktır...

Kendilerini parti içi "muhalefet" olarak sunanların bir eleştirisi ve önerisi var mı?

***

Kılıçdaroğlu "istifa etsin" veya "bıraksın ben genel başkan olayım" anlayışının CHP'ye ne katkısı olacak?

Bir tek ideolojik iddia yok...

Bir tek politik iddia yok...

Bir tek örgütsel iddia yok...


***

Hiç bir ideolojik, politik ve örgütsel iddiaları yok ama genel başkanlık iddiaları var...

"Kılıçdaroğlu umut olmaktan çıkmıştır" eleştirisi yapanlar CHP içinde ve toplumda ne kadar "umut" olduklarını göremiyorlar mı?

CHP'nin imkanlarını kullanıp "taşıma" toplantılarla CHP'de ki ne kadar küskün ve kırgın varsa toplayarak; 2 veya 3 bin kişilik salon toplantılarla neye; nereye "umut" olabilirsiniz...

CHP'de yeni bir "umut" ve "iddia" sahibi olabilmek için mevcut yapıyı "aşan" bir durum yaratmak gerekir o da siz de yok...

***

CHP'de parti içi demokrasi kurumsallaşmalıdır...

CHP'de parti içi çoğulculuk her alanda yaşanmalıdır...

Ancak parti içi çoğulculuk ve parti içi demokrasi disiplinsizlik değildir...

CHP'deki bütün tartışma ve eleştiriler; kurallar ve kurumlar içinde olursa partiyi "ileriye" taşır...

***

Bugün CHP içindeki sözde "muhalif" yapıların ne yazıkki CHP'nin bugünkü yapısını ve anlayışını aşan bir özelliği yoktur...

Tam tersine bugün ortalığa çıkan "muhalif" kesimler bırakın mevcut yapı ve anlayışı aşan bir özelliği, ne yazık ki bugünkü yapıdan daha "geri" bir yapı ve anlayıştadır...

Belki de CHP'nin "krizinin" nedeni de tam burada yatıyor...

***

CHP'nin ideolojik, politik ve örgütsel bir yenilenmeye çok büyük bir ihtiyaçı var...

Ancak bu yenilenme halkçı-devrimci bir zeminde olması halinde partiyi ileriye götürebilir...

Bu günkü CHP yönetiminden bile "geri" ve tek iddiası "ben" olan bir anlayışın CHP'ye bir katkısı olmaz...

Tam tersine mevcut "muhalefet" yapısı CHP'yi "ileri" götürmüyor; geriye götürmeyi amaçlıyor...

***

CHP'nin ideolojik, politik ve örgütsel yenilenme iddiaları olan bir devrimci kadro hareketine ihtiyaçı var...

CHP'yi kendi köklerinden ve geleneklerinden koparmadan halkçı ve devrimci bir yenilenme sürecine yöneltecek bir "kadro hareketi"ne ihtiyaçı var...

Amacı ve hedefi CHP'yi yerelde ve genelde iktidara taşıyacak bir "kadro hareketi"ne ihtiyaç var...

Hedefi ve amacı partide kendilerini iktidara taşımak değil partiyi iktidara taşımak isteyecek bir "kadro hareketi"ne ihtiyaç var...

***

Amaç ve hedef; CHP'yi güçsüzleştirmek olmamalıdır...

Amaç ve hedef; CHP'yi kendi iç sorunlarına hapsetmek olmamalıdır...

Amaç ve hedef; partinin enerjisini kendi partisi içinde tüketmek olmamalıdır...

Amaç ve hedef; CHP'yi iktidara taşımak olmalıdır...

***

Herkesin eleştiri hakkı var...

Herkesin yönetimi değiştirmek isteme hakkı var...

Herkesin genel başkan adayı olma hakkı var...

Ama CHP genel başkanlığının yolu salonlardan değil Kurultaydan geçer...

***

Kurultayda aday olma iddiası olmayanların bugün söz söyleme iddiaları olamaz...

Dün kurultayda konuşmayanların bugün konuşma hakkı olamaz...

Varsa bir iddianız toplarsınız kurultayı iddianızı orada dile getirirsiniz...

Ötesi hiçde "iyi niyetli" bir girişim değildir...

***

Bu kurultay delegelerine inanmadığınız ve güvenmediğiniz için kurultayda çıkıp hiç biriniz "konuşma" ve eleştiri cesareti bile bulamadınız...

Bu kurultay delegelerine inanmadığınız ve güvenmediğniz için son güne kadar ortalıkta bile görünmediniz...

Ne kurultay delegelerine ne de diğer "muhalif" insanlara güvenmediniz ve yüksek "ben" egonuzdan dolayı kimseyle de bir araya gelemediniz; bırakın eleştiri yapmayı genel başkan adayı olan Mustafa Balbay'a bile imza vermediniz...

Güvenmediğiniz ve inanmadığınız kurultay delegeleriyse kurultayda kendi özgür iradesiyle herkese en başta sizlere dersini verdi...

***

Merak etmeyin...

Kurultay delegeleri kimsenin "askeri" değildir...

Ne Kılıçdaroğlu'nun ne de il başkanlarının "askeri" olmadığını ise zaten kurultayda gösterdi...

Buyurun; iddialarınızı kurultay delegelerinin tartısında ölçme cesareti gösterin veya diğer kurultaya kadar susun...

İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları