İmambakır Üküş; CHP, ''çaresiz''lerden ve ''ölüler''den medet umarak bir yere varamaz…
Cumhurbaşkanlığı seçim yenilgisi CHP’de “erken hesaplaşma”ya yol açtı…
Kemal Kılıçdaroğlu’nu istifaya davet eden 6 milletvekili ve Kurultay çağrısı CHP grup başkan vekili Muharrem İnce’nin talebini Kemal Kılıçdaroğlu “fırsata” çevirmekte geçikmedi…
Önce “bulun imzayı” çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, sonra “sizin imzayı bulmanız zor olacak, Kurultayı ben toplayacağım” açıklaması yaptı…
***
Genel seçimler yaklaştıkça, milletvekili olanlar ve yeni milletvekili adayı olmayı isteyenleri bir “telaş” kaplamıştı…
Tüzükte yer alan “önseçim” maddesi “paraşütle” milletvekili olanlar ve aynı yöntemle milletvekili olmak isteyenlerin “kabus”u olmuştu…
Uzun zamandır CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bu maddeyi değiştirmek için baskı yapılıyordu…
Özellikle İstanbul, İzmir, Ankara ve diğer büyük kentlerin milletvekilleri her ne pahasına olursa olsun “önseçim” maddesini kaldırmak veya anlamsızlaştıracak kadar “daraltmak” istiyordu…
Bu “kargaşa” dönemini bu “avantadan vekil” olanlar fırsata çevirmek istiyor…
***
Tüzükte değiştirilmek istenen bir diğer madde, “görevden alma”larla ilgili…
Kılıçdaroğlu’nun genel başkan oluşu sonrası CHP örgütlerinden çok büyük oranda “görevden alma” ve “atama”lar dönemi yaşanmıştır…
Örgütlerde keyfi “görevden alma” ve “atamalar” da çok büyük tepki toplamıştı…
Yapılan tüzük değişikliğiyle bunun önüne geçilmesi amaçlanmıştı…
Görevden atamalarda İl’lerde 45 gün ilçelerde ise 30 gün içinde kongreye gitmek zorunlu hale getirildi…
Böylece örgütlerde “operasyon” yapmanın önüne geçilmiş oldu…
Şimdi bu madde değiştirilmek isteniyor…
CHP’de yeniden örgütlere “Operasyon” dönemi başlatılmak isteniyor…
***
Konuşulan konulardan biriside “güçlü genel sekreter”lik dönemine geçiştir…
Hatırlarsanız Önder Sav-Kemal Kılıçdaroğlu “kopuş”unun nedeni bu “madde”ydi…
Sol ve Sosyal demokrat partilerde “güçlü genel sekreter”lik üzerine “örgütsel yapı” inşa edilir…
O zamanda Önder Sav bu uyarıları yapmış ve “güçlü genel sekreterlik”liği savunmuştu…
Şimdi yeniden “Güçlü genel sekreterlik”liğe dönüş isteniyor…
Doğru ve yapılması gereken düzenleme…
Hatta “Genel Sekreter”likte kurultay’da tıpkı genel başkanlık seçimi gibi ayrı yapılmalı…
Örgütün onayı ve desteğiyle kimin “genel sekreter” olacağı belirlenmelidir…
Yoksa kurultayda örgütten en az oy alanların o makamları işgal etmesi önlenemez…
***
Hiç kimse mevcut “il başkanları” üzerinden bu “operasyon”lar girişmeye cesaret etmemelidir…
Bu il başkanlarının çoğu artık “yorgun” ve kendi örgütlerini bile temsil etmekten çok uzak…
Yerel seçim “yorgun”u örgütler aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “vurgun” yedi…
“Erken kurultay çağrıları” bu “yorgun” ve “mecalsiz” il başkanları için “kurtuluş simit”i oldu…
Ancak bu anti-demokratik girişimlere örgüt emekçilerinin izin vereceğini sanmam…
Ayrıca bu anti-demokratik değişimler olursa bu aynı zamanda CHP’nin ölüm fermanı olur…
Önseçimi kaldırmak veya sınırlandırmak CHP’nin ölüm fermanı olur…
***
Tüzük değiştirilecekse eğer benim önerim şunlar;
1.Parti demokrasi ve parti içi hukuk kurumsallaştırılmalı.
2.Bunun için ilk adım, olağan kongre süreçlerinde “delege seçim”leri hakim nezaretinde olmalı ve her yere sandık koyulmalı…
3.CHP’nin %10’nun üzerinde oy aldığı her yerde “koşulsuz” ve “amasız” önseçim zorunlu olmalıdır…
4.Parti Meclisi ve MYK üyeleri için “istisnasız” ve “koşulsuz” bir şekilde önseçim zorunlu olmalıdır…
Böylece “kapağı parti meclisine atayım vekillik garanti” anlayışı son bulmalı…
Ayrıca, önseçim zorunluluğu parti meclisi ve MYK üyeliğinin “köleliğine” son verir, onları “özgürleştirir”…
5.Genel başkanın seçimsiz ve keyfi bir şekilde MYK üyelerini belirlenmesine son verilmelidir…
MYK üyeleri, parti meclisinde “gizli oy açık sayım’la belirlenmelidir…
6.Başta da yazdım, “Genel Sekreter”de kurultay tarafından seçilmelidir…
Böylece gerçekten ‘’güçlü genel sekreterlik’’lik yolu açılmalıdır…
7.Yerel seçimlerde başkan ve Melis üyelerinin belirlenmesi ‘’önseçim’’le olmalıdır….
***
CHP parlamento grubu ve parti meclisi şu an “ölü insanlar” topluluğudur…
Bu “Siyaset anlayışı” ve bu “siyaset tarzı”yla CHP’nin gidebileceği hiçbir yer yoktur…
CHP, “çaresiz”lerden ve “ölüler”den medet umarak bir yere varamaz…
CHP’de birçok derdin ilacı “parti içi demokrasi”dir…
Tüzük değişikliğinde amaç, CHP’yi daha “demokratikleştirme” olmalıdır…
Daha geri ve anti-demokratik yönelişlerin CHP’ye katacağı hiçbir şey olmaz…
Bu kaç kişinin yeniden vekil olmasını sağlamak veya genel seçimlerde “vekil borsası” yoluyla bir kaç kişiye “imkan” yaratmak CHP’ye bir şey kazandırmaz…
Tam tersine çok şek kaybettirir…
CHP’li seçmenin sandığa “tıpış tıpış” gitmeyeceği görülmüş olması gerekir…
CHP’liler yeni bir “dayatma” sürecini sandıkta cezalandıracağına kimsenin kuşkusu olmaması gerekir…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni