İmambakır Üküş; Örgütte ve kamuoyunda hiçbir karşılığı olmayan ve 52 kişilik listede olmasalar asla seçilemeyecek olan isimlerin MYK’ya ısrarla neden taşındığı da ayrı bir tartışma…
Türkiye’nin zor bir döneminde CHP kurultayı yapıldı…
Ne yazık ki kurultay CHP’nin ve Türkiye’nin gündemine odaklanamadı…
Kurultayın gündemi CHP parti içi iktidar mücadelesiydi…
Gündem; kim kalacak kim gidecekti…
***
Aslında ne kadar eleştirel bakarsak bakalım…
Ne kadar parti içi demokrasi konusunda eksikleri eleştirirsek eleştirelim…
Yine de iyi-kötü parti içi demokrasinin olduğu “tek parti” CHP’dir…
Yine parti içi yarışın ve mücadelenin olduğu “tek parti” CHP’dir…
***
AKP’den kimse parti içi demokrasi beklemiyor…
AKP’de AKP genel başkanı bile listeleri belirleyemiyor…
AKP’de bütün yetki ve sorumluluk “tek kişi”de toplanmış…
AKP’de genel başkanın geleceği bile başkasının elinde…
***
MHP’den kimse parti içi demokrasi beklemiyor…
MHP kendi ideolojik yapılanması açısından da parti içi demokrasi ve yarışı red eden bir partidir…
MHP’de her şey “lider” odaklı; her şey “lider”e bağlıdır…
MHP’de “hiyerarşik” yapı aynen devam ediyor…
***
HDP’de parti içi demokrasiden değil HDP “bileşenlerinin” uzlaşmalarından söz edebiliriz…
Ana gövdesini “Kürt hareketi”nin oluşturduğu HDP’de siyaset parti içi demokrasiyle değil, “bileşenler” üzerinden şekilleniyor…
Ayrıca HDP’nin siyasetini ve yapılanmasını HDP’nin iç mücadelesi değil esas olarak “Küt hareketi” belirliyor…
***
CHP bütün eksiklerine ve hatalarına rağmen parti içi demokrasinin işletilmeye çalışıldığı “tek parti” konumundadır…
Türkiye’de milletvekili adaylarını ön seçimle belirleyen “tek parti” CHP’dir…
Türkiye’de ilçe kongrelerinde, il kongrelerinde “demokratik yarış” olan “tek parti” CHP’dir…
Türkiye’de genel merkez yönetimini “çarşaf liste”yle kurultay delegelerinin “özgür iradesi” ile belirlemeye çalışan “tek parti” CHP’dir…
***
Bizler CHP’nin daha “iyi” yönetilmesi ve parti içi demokrasinin bütün kuralları ve kurumlarıyla CHP’de hayata geçmesi için yaptığımız eleştiriler bu gerçeğin üstünü örtmemelidir…
Evet; CHP’nin parti içi demokrasi açısından daha alması gereken epey bir “yol” vardır…
Ama bu CHP’de olan “olumlu” ve “iyi” şeylerinde olduğu gerçeğini karartmaması gerekir…
Son kurultayda yaşananlar bile CHP’nin geleceğine olan umudumuzu ve inancımızı yükseltmesi gerekir…
***
Son kurultay bütün yetersizliklere ve eksikliklerine rağmen CHP’de parti içi demokrasiyi işletmiştir…
CHP’nin kurultay delegelerinin kimsenin emir kulu veya askeri olmadığını göstermiştir…
Hem de demokratik olmayan ve sıkıştırılmış bir zamanda zorlamalarla yapılmış il kongrelerine rağmen…
Hem de bir çok il’de “kağıt’’ üstünde evde-ofiste delegeler yazılıp; kağıt üstünde il kongrelerinin yapılmış olmasına rağmen…
***
CHP kurultay delegeleri CHP’de “değişim” ve “yenilenmeden” yana tavır koymuştur…
Kendisini “derin CHP” olarak tanımlayan Gürsel Tekin’in kaybetmesi az bir şey mi?
Bugünkü CHP yapılanmasında İstanbul gibi bir ilde il başkanlığı yapmış; siyasetin ve örgütün içinden gelen bir kişi olarak Gürsel Tekin’in 60 kişilik parti meclisi seçiminde 87. olması az bir şey mi?
Yalnızca Gürsel Tekin değil, onunla birlikte olan; onunla ekip olan herkesin kaybetmesi az bir şey mi?
***
“Kılıçdaroğlu bile gider ama Gürsel Tekin kalır” algısının olduğu bir ortamdan Gürsel Tekin gitti, gitmekle kalmadı yanında Enis Berberoğlu’nu da götürdü…
CHP’de Gürsel Tekin’in “yakını” veya “ekibi” olarak bilinenler parti meclisinin “yedek”lerine bile seçilemedi…
Gürsel Tekin neden bu duruma geldiğinin sorusunu kendine sormak yerine etrafına “hayal” satıyor…
CHP’de bir “giden” bir daha gelmiyor; gelseydi CHP’nin efsane ismi Önder Sav gelirdi…
***
CHP’nin kurultay öncesi MYK’nın büyük bölümü yeniden parti meclisi üyesi olamadı…
Yeniden parti meclisine seçilen 5 isim; Haluk Koç, Tekin Bingöl, Bülent Tezcan, Selin Sayek Böke ve Veli Ağbaba yeniden MYK üyesi olabildiler…
Parti kamuoyunun beklediği köklü değişim sağlanamadı; özellikle Bülent Tezcan, Tekin Bingöl ve Veli Ağbaba’nın yeniden MYK üyesi olmaları örgütte ve kamuoyunda hayal kırıklığı yarattı…
Özellikle kurultay iradesiyle “liste delerek” seçilen hiçbir isme MYK’da yer verilmemesi ise örgütte tepkilere yol açtı…
***
Sezgin Tanrıkulu’nun MYK’da yer almaması CHP için büyük bir kazanımdır…
Gerçekte CHP’ye geldiği günden itibaren CHP’ye hiçbir katkısı olmayan Sezgin Tanrıkulu’nun varlığı ve söylemlerinin CHP’ye büyük zararları olmuştur…
Ayrıca; Sezgin Tanrıkulu’nun varlığı ne CHP’ye Doğu ve Güneydoğu’da oy kazandırmış ne de batıda oy kazandırmıştır…
Tam tersine hem Doğu’da hem de Batı’da CHP’ye oy kaybettirmiştir…
***
Kurultay sonrası beklentiler “yüksek” olunca, açıklanan MYK CHP’de bir “umut” ve “heyecan” dalgası yaratmamıştır…
Aksine, kurultayın yarattığı sonuçlardan çıkan “umut” ve “heyecan” bile gölgelenmiştir…
Çünkü herkes kurultay sonucuna bakarak ve dayatılan 52’lik listeye rağmen ortaya çıkan kurultay iradesiyle CHP’de bir “değişim” beklentisine girdi…
Ama; Bülent Tezcan’ı, Tekin Bingöl’ü ve Veli Ağbaba’yı MYK’da görünce “umut” ne yazık ki umutsuzluğa döndü…
Bir de MYK’da 52’de yer almayan ama listeyi delerek gelen hiç kimse olmayınca ister istemez tepkiler yoğunlaştı…
***
CHP’de Zeynep Altıok ve Yasemin Öney Cankurtaran’ında MYK üyesi olması hem şaşkınlık hem de tepki yarattı…
Örgütte ve kamuoyunda hiçbir karşılığı olmayan ve 52 kişilik listede olmasalar asla seçilemeyecek olan isimlerin MYK’ya ısrarla neden taşındığı da ayrı bir tartışma…
Hele ismi etrafında dönen tartışmalara rağmen Zeynep Altıok neden MYK’da anlamak mümkün değil…
Hem de birikimli ve donanımlı; ayrıca 52’lik listeye rağmen parti meclisine seçilmiş kadınlar varken neden Zeynep Altıok ve Yasemin Öney Cankurtaran anlamak mümkün değil…
***
CHP’nin 13 kişilik yeni MYK’sında üç kişi tüm üyelerin oy kullandığı yargı gözetiminde yapılan ön seçimle milletvekili olmuş…
Bunlar; Bursa milletvekili Lale Karabıyık, Ordu Milletvekili Seyit Torun ve İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır…
Diğer 8 kişi kontenjan ve merkez yoklaması adayı; Öztürk Yılmaz Ardahan Milletvekili, Bülent Teczan Aydın Milletvekili, Tekin Bingöl Ankara Milletvekili, Haluk Koç Ankara Milletvekili, Çetin Osman Budak Antalya Milletvekili, Selin Sayek Böke İzmir Milletvekili, Zeynep Altıok İzmir Milletvekili, Veli Ağbaba Malatya Milletvekili…
Yeni MYK’da Erdal Aksünger ve Yasemin Öney Cankurtaran ise ön seçime girmemiş;milletvekili olmak için kontenjana başvurmuş ama milletvekili atanmamışlardır…
***
Türkiye zorlu bir süreçte…
CHP başarılı olmak zorunda…
Türkiye’nin karanlıktan çıkışı için tek umut CHP…
Bakalım yeni MYK’sıyla CHP “umut” olabilecek mi?
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni