İmambakır Üküş; O zaman Gürsel Tekin ve Sezgin Tanrıkulu’nu 'ihraç' etmekle başlayın. CHP’yi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu 'zincir'lerinden kurtarın…
CHP’de sular bir türlü durulmuyor…
CHP kendi “iç çatışmaları”nı bir türlü bitiremiyor…
Ama daha önemlisi “birileri”nin CHP’nin içindeki “ateşlenme”lere ellerinde bir “bidon benzin”le koşmaları…
CHP’de hiç kimse ortaya çıkan “sorun”ları çözmeye “talip” olmuyor…
Herkes ya “sorun”un parçası veya “sorun”un büyümesinin nedeni…
***
Yapılan “Olağanüstü Kurultay” CHP’nin hiçbir “sorun”una “çare” olamadı…
Tam tersine “kurultay sonuçları” CHP içinde yönetim “kriz”ini derinleştirdi…
CHP delegasyonu hiç kimseye “tam vize” vermedi…
Kılıçdaroğlu’na verdiği “geçici vize”yi ise ne yazık ki Kılıçdaroğlu yanlış kullanmakta “ısrar” ediyor…
Kılıçdaroğlu, “çevresini” oluşturan “hain” ekiple kendi sonunu hem de CHP’nin sonunu hazırlıyor…
***
Gerçekten de CHP’de bir “disiplin sorunu” var…
Gerçekten de CHP’de “her kafadan bir ses” çıkıyor…
Gerçekten de CHP’de “kimin ne yaptığını” kimse bilmiyor…
Gerçekten de CHP’de “kim CHP programına ve ilkelerine” sadık kimse bilmiyor…
Nedeni ise çok basit…
CHP 4 yıldır bir “ideolojik-politik gel-git” yaşıyor…
Birçok “temel politika”da kimin ne dediği, kimin ne yaptığı belli değil…
CHP, bu 4 yıldır bu “ideolojik-politik gel-git”lerle “idare” etmek yerine “ideolojik-politik hat”tını “net”leştirmeye çalışsaydı her şey “farklı” olurdu…
CHP’de kimin nerede durduğu ve kimin ne savunduğu ortaya çıkmış olurdu…
***
CHP’de bir “ideolojik ve politik” bulanıklık var…
CHP’de “ben sol kanat”ım veya “sol özgürlükçü”yüm diyenler en “sağcı” tutum ve söylemlere sahip olabiliyor…
CHP’de “ben yenilikçi”yim diyenler CHP’de “en hastalıklı eski” söylemlere ve tutumlara sahip olabiliyor…
CHP’de “ben Sosyal politika”lardan yanayım diyenler “en küreselci” ve “liberal” görüşlere sahip olabiliyor…
CHP’de “ben parti içi demokrasi”den yanayım diyenler CHP’deki “en hokus pokuscu” ve anti-demokratik uygulamaların mimarı olabiliyor…
***
Ne yazık ki CHP yönetimine “egemen olan” anlayış veya bugün CHP “vitrinin” de olanlar sokaktaki CHP’lilerde “kuşku” ve “kaygı” yaratıyor…
CHP’nin “Atatürk’ün partisi olmaktan çıktığı” algısı boşuna değil…
CHP’nin ‘’Altı Ok’tan vazgeçtiği” algısı boşuna değil…
CHP’nin “Cemaatin dümen suyuna” girdiği algısı boşuna değil…
CHP’nin “Açılımcı olduğu” algısı boşuna değil…
CHP’nin “seçimlere HDP ile gireceği” algısı boşuna değil…
Bu ve benzeri CHP’li seçmenin kafasını karıştıran “algı”lar boşuna oluşmuyor…
***
“Birileri” bu ve benzeri “algı”ları bilinçli bir şekilde oluşturuyor…
Amaç; CHP’yi “güçsüz” ve “etkisiz” hale getirmek…
Amaç; AKP’yi yeniden daha güçlü bir şekilde iktidar yapmak…
İşte, esas CHP’den “ihraç” edilmesi gerekenler bu “isim”ler ve “bu “insan”lardır…
CHP hakkında “kuşku” ve “kaygı” yaratan bu “isim”ler ve “insan”lar yüzünden CHP 30 Mart’ta birçok il ve ilçede-beldede başarısız oldu…
Bu “isim”ler ve “insan”lar yüzünden 30 Mart’ta birçok il ve ilçede CHP’nin oyları düştü…
Bu ‘’isim” ve “insan”lar yüzünden 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilebildi…
Bu “isim” ve “insan”lar yüzünden ve onlara tepki olarak milyonlarca insan sandık başına gitmedi…
Bu “isim” ve “insan”lar yüzünden bir milyonu aşkın seçmen tepki olarak CHP’nin gösterdiği “çatı aday”a değil gidip HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş’a oy verdi…
***
CHP’den “Rantçı”lar ve “Hırsız”ların ihraç edilmesi gerekir…
CHP, AKP karşısında geniş halk yığınlarını kazanmak istiyorsa önce kendi içindeki “yük”lerden kurtulması gerekiyor…
CHP’nin “samimi” ve “ikna” edici olamamasının en önemli nedeni “kadro”larıdır…
Siz İstanbul’da “imar ve plan” rantlarıyla özdeşleşmiş Mustafa Sarıgül’le “İstanbul’u kazanamazsınız?
Siz isimleri “yolsuzluk” ve “rant” ilişkileriyle özdeşleşmiş MYK üyeleriyle topluma güven veremezsiniz?
Siz isimleri “kişisel ve siyasal çıkar” ilişkileriyle özdeşleşmiş MYK üyeleriyle sokağa çıkamazsınız…
Siz eşi-dostunu, kardeşini meclis üyesi, belediye başkan adayı, milletvekili gösterenlerle topluma “örnek” olamazsınız…
Siz hiçbir “vasfı” olmayan kişilerin “özel ilişkiler” ve “çıkar bağlarıyla” CHP parti meclisi üyesi olmasına izin verirseniz, sokağa çıkacak haliniz olmaz…
***
CHP’den önce “rant”a ve “yolsuzluklara” bulaşanları “ihraç” edin…
“Rant” ve “yolsuzluk” yalnızca “maddi” anlamda değil…
Siyasi alanda da “rant” ve ‘’yolsuzluk” yapanları, hak etmediği halde ayak oyunlarıyla “birilerini” kişisel çıkarları için” aday” edenleri; seçtirenleri “ihraç” edin…
“İhraç” edin ki, toplum sizin “temiz siyaset” istediğinize inansın…
“ihraç” edin ki, siyaseti ve toplumu kirletenlere CHP’de yer olmadığını kamuoyu görsün…
***
Mesela; Mersin’i kaybetmemize neden olanları yargılayın ve ihraç edin…
Mesela; İzmir’de 8 ilçeyi kaybetmemize neden olan İzmir’in “oligarşik çete”sini yargılayın ve ihraç edin…
Mesela; Adana’yı kazanmamızı engelleyenleri yargılayın ve ihraç edin…
Mesela; HalkTV’de sabah akşam “Adana’da MHP kazanacak” diyenleri ve dedirtenleri yargılayın ve ihraç edin…
Mesela; Balıkesir ve Manisa’da CHP’yi 3. Parti konumuna düşürenleri yargılayın ve ihraç edin…
Mesela; Antalya’da ‘’kibir’’ ve ‘’ego’’larıyla seçim kaybetmemize neden olanları yargılayın ve ihraç edin…
Mesela; onlarca nitelikli aday varken milletvekillerini Kırklareli ve Edirne’ye aday yaptırıp CHP’nin oylarını düşürenleri yargılayın ve ihraç edin…
Mesela; İstanbul’da seçimi “anahtar teslim” AKP’ye teslim edenleri yargılayın ve ihraç edin…
Mesela; Ataşehir başkanı aday olursa “şöyle olur böyle olur” diyerek aylarca belediye başkanı hakkında konuşan “bir sabah kahvaltısı” anlaşması yapanları yargılayın ve “ihraç” edin…
Mesela; “ben Kadıköy”e adayım” deyip giden MYK toplantısına katılmayan ama “ne olduysa aylardır aday adayı olmasına rağmen görmediği/istemediği” Aykurt Nuhoğlu’nu size “aday” diye sunanları yargılayın ve ihraç edin…
Mesela; 10 Ağustos’ta seçim kaybetmemize neden olanları, önce Ekmeleddin İhsanoğlu’nu destekleyip sonra sahada görünmeyenleri yargılayın ve İhraç edin…
Mesela; size gelip “Ekmeleddin İhsanoğlu tam olması gereken kişidir” deyip sokakta “valla bizimde haberimiz yok, MYK’da konuşulmadı; ama ne yapalım genel başkanın istiyor” diyenleri yargılayın ve ihraç edin…
***
Örgütten gelmeyen örgütlü mücadelenin gereklerini yerine getiremiyor…
CHP içinde örgütsel ve politik bir mücadele içinde yükselmeyen Emine Ülker Tarhan ve Süheyl Batum “bireysel” çıkışlarıyla kendilerine bir “yol” arıyorlar…
Emine Ülker Tarhan “istifa’’ ettiğinde, kendisiyle birlikte basının önüne çıkan ve tavır alan milletvekili arkadaşlarının bile haberi yoktu…
Herkes gibi onlarda Emine Ülker Tarhan’ın istifasını ve gerekçelerini basından öğrenmişti…
Süheyl Batum katıldığı TV programında Emine Ülker Tarhan’ı Cumhurbaşkanı adayı gösterdiğinde de durum aynıydı…
Süheyl Batum’un Emine Ülker Tarhan’ın istifa sonrası yaptığı açıklamalar ve tutumlarda aynıdır…
Süheyl Batum CHP içinde tartışılması ve yapması gerekenleri yüksek sesle ve sesli düşünme tercihini yapmıştır…
Süheyl Batum’un yaptığı “CHP’yi sarsma” önerisi olumsuz anlamda bir öneri değildir…
Tam tersine CHP’nin içinde bulunduğu yanlışlardan çıkması önerisi ve yoludur…
Ama söylediği yer ve biçim doğru olmamıştır…
Keşke, Süheyl Batum bunu CHP meclis toplantısında ve CHP iç tartışmalarında söyleseydi…
Ama bu açıklamaları “fırsat” bilip ihraç tartışmasıyla CHP’yi “kitleyen”lerin amacı CHP’de “disiplin” sağlamak değildir…
Eğer öyle olsaydı daha önce MYK üyeliğinden istifa eden Gürsel Tekin”in on kere ihraç edilmesi gerekirdi…
Eğer amaç “disiplin” olsaydı hayatlarında bir kez olsun bir etkinlikte ellerine CHP bayrağı almamış milletvekilleri ihraç edilmiş olurdu…
Eğer amaç “disiplin” olsaydı seçildikleri günden bu yana hiçbir ilçe örgütüne 4 yıl boyunca uğramamış milletvekilleri ihraç edilmiş olurdu…
Eğer amaç “disiplin” olsaydı “ben CHP’li değilim” diyenler ihraç edilmiş olurdu…
***
Disiplin “sopa”sıyla CHP’de kimse “disiplin” sağlayamaz…
Tam tersine sanki CHP’de bir “kanat” tasfiye ediliyormuş gibi “algı”lanıyor…
Daha kötüsü CHP’nin “doğal” tabanı olan “Atatürk’çüler- ulusalcılar” partiden tasfiye ediliyormuş gibi bir “algı” yaratılır…
Bunu kim “akıl” etmiş ve “önermiş” ise bilin ki CHP’yi “ateş”e atmak istemiştir…
CHP hakkında bilinçli bir şekilde yaratılmak istenen “algı”yı güçlendirmek için yapılmıştır…
Bunu “öneren” ve “akıl” eden kişiler CHP’yi de Kılıçdaroğlu’nu da bilerek “ateş”e atmıştır…
***
CHP’de “ihraç”lar yoluyla bir “yol” mu açmak istiyorsunuz???
CHP’de “ihraç”larla bir “heyecan” ve “umut” mu yaratmak istiyorsunuz…
CHP’de “ihraç”lar yoluyla bir disiplin mi yaratmak istiyorsunuz?
CHP’de “ihraç”lar yoluyla “artık parti içi iktidar için değil halkın iktidarı” için mücadele edeceğiz mi demek istiyorsunuz?
CHP’de “ihraç”lar yoluyla “ahbap çavuş ve özel ilişkilere” son vereceğiz mi demek istiyorsunuz?
CHP’de “ihraç”lar yoluyla “artık hak etmeyen hiçbir yere gelmeyecek mi" demek istiyorsunuz…
O zaman Gürsel Tekin ve Sezgin Tanrıkulu’nu “ihraç” etmekle başlayın…
Bakın bakalım o zaman CHP’de yeni bir “heyecan” oluyor mu?
Bakın bakalım o zaman CHP’de “umut” lar yeniden canlanıyor mu?
CHP’yi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu “zincir”lerinden kurtarın…
Bakın Bakalım CHP ne oluyor?
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni