CHP’nin Küstürdükleri oy verse CHP iktidar olur

İmambkır Üküş; Kendi partinizle, halkla barışmanın yolunu arayın. Türkiye için istediğiniz ''demokrasi''yi ve ''hukuk''u önce CHP’de hayata geçirin…

Her siyasal parti, süreç içinde var olur…

Kurulur; örgütlenir, kendini tanıtır…

Ve zamanla halkla bütünleşir iktidar olur…

Veya halkla bütünleşemez “kadük” kalır..

Bazıları, bir şekilde varlıklarını devam ettirir…

***

CHP, “klasik” siyasal partilerden çok farklı bir partidir…

Türkiye’de “kuruluş”a ve “kurtuluş”a önderlik etmiş bir partidir…

Bir yönüyle “Ana” partidir…

Birçok “parti” zaman ve süreç içinde CHP’den “koparak” var olmuşlardır…

***

Son 20 yılı ele alırsak…

CHP, bir çok bölgede çok ciddi bir şekilde “oy” ve “seçmen” kaybetmiştir…

Doğu ve Güneydoğu’yu CHP neredeyse tamamen kaybetmiştir…

2000’li yıllarda bile hala Diyarbakır başta olmak üzere bir çok il’de milletvekili çıkarabilen CHP, bugün o illerde bırakın milletvekili “%10’unun altında oy alıyor…

***

CHP, yalnızca Doğu ve Güneydoğu “seçmenini” kaybetmemiştir…

Batı’da da bir çok ilde ve bölgede ya CHP “yok”tur ya da “yok” denecek kadar “az”dır…

12 Eylül öncesi en güçlü olduğu Konya’da bugün CHP zar-zor 1 milletvekili ancak çıkarabiliyor…

Halbuki 12 Eylül öncesi son bir “senatör”lük için yapılan seçimleri CHP kazanmıştı…

Her seçimde en az 5 milletvekili çıkarabiliyordu…

***

İstanbul ve Ankara’da CHP, 12 Eylül 1980 öncesi belediye başkanlarını çok büyük oy oranlarıyla kazanıyordu…

1989’da SHP (CHP kapalı olduğu için) Türkiye’nin neredeyse bütün büyük şehirlerinde belediye seçimlerini kazanmıştı…

1994’te başlayan “kayıp”larla SHP/CHP bugünlere geldi…

***

SHP ve CHP süreçlerinde “kayıp”lar için bir çok neden veya gerekçe söylenebilinir…

Ama o günden bugüne “değişmez” bir şey var ki, hala etkisini sürdürülüyor…

CHP’nin kendi ‘’iç çatışmaları”, bir değirmen gibi CHP’yi öğütüp/eritmeye yetip artıyor bile…

Sürekli “Parti içi iktidar” mücadeleleri CHP’li kadroları da , CHP’li seçmenleri de canından bezdirmiştir…

CHP’de “umut” ve “heyecan” yokluğunun çok önemli bir nedeni “parti içi kör rekabet”tir…

***

Sürekli yönetimi elinde bulunduranlar, kendilerine “muhalif” veya “rakip” gördüklerini “yok” etmeye çalışıyor…

Kemal Kılıçdaroğlu, 4 yılı aşkın bir zamandır CHP genel başkanı…

Sanki yüz yıldır partiyi yönetiyor…

Parti meclisine yazılıp, bir diğer parti meclisi seçiminde ortadan yok olup, kimsenin adını-sanını bile hatırlamadığı yüzlerce kişi var…

4 yılda değişen parti meclisi ve MYK üyelerinin sayısını bile bilen yok…

O kadar çok ki…

Onları bugün hatırlayan bile yok…

***

Örgütler sürekli “değişiyor” veya “değiştiriliyor”…

Ama bunlar “olağan” ve “demokratik” yollarla olmuyor…

Her MYK’da örgütten sorumlu başkan yardımcısı değişikliğinden sonra, başlıyor bir “kıyım” hareketi…

Görevden alınan alınana…

Atanan atanana…

Kimsenin CHP’nin geleceği umurunda değil…

Kimsenin “Atananın” vasfı olup olmadığı umurunda değil…

Yeter ki “benim adamım” olsun…

Yeter ki “ben onu seçeyim oda beni seçsin” yeter…

***

İl örgütleri budana budana geliyor…

İlçe örgütleri budana budana geliyor…

Kadın örgütleri budana budana geliyor…

Gençlik örgütleri budana budana geliyor…

İl başkanları değişiyor…

Yeni il başkanı başlıyor ilçeleri, kadın ve gençlik örgütlerini budamaya…

İlçe başkanı değişiyor…

Başlıyor kadın ve gençlik örgütlerini budamaya…

***

18-20 yaşında gençler bile “taraf” olmuş…

18-20 yaşında gençler bile “kör rekabet”in kurbanı olmuş…

“Gençlik Örgütü”nün adı “gençlik örgütü”…

“Abi”lerinin yanında fotoğraf vermeyi “siyaset” sanıyorlar…

Görevden almalar ve atamalarla gencecik insanlar “karşı karşıya” bırakıyor…

“Abi”lerin “parti içi iktidar” mücadelenin kurbanları gençler oluyor…

***

Yerel seçimler oluyor…

Parti iktidar olmaya ve kazanmaya odaklanacağına daha da “içten parçalanıyor”…

Genel seçimler oluyor…

Parti iktidar olmaya ve kazanmaya odaklanacağına “kör rekabet”in kurbanı oluyor…

Neden!

Nedeni çok basit…

Parti içi demokrasi “yok” sayıldığı için…

Parti içi hukuk “yok” sayıldığı için…

***

25 Aralık’a kadar 46 il ve yüzlerce ilçe başkanı “istifa” ettirildi genelge zoruyla…

Hala, atanamayan il ve ilçe başkanlıkları var…

Neden!

Çünkü, “kim yapabilir” diye bakılmıyor…

“Kimin adamı” olacak kavgası yaşanıyor…

MYK’da herkes “kendi adamı” olsun diye kavga ediyor…

CHP’nin durumu, Türkiye’nin durumu kimsenin umurunda değil…

***

Her “karar”da birileri küstürülüyor…

Her “karar”da umutlar biraz daha azalıyor…

Her “karar”da heyecan biraz daha yok oluyor…

Çünkü “karar”larda partinin emekçilerinin “söz hakkı” yok…

Belediye başkanını “yukarı” belirliyor…

Milletvekilini “yukarı” belirliyor…

İl başkanını “yukarı” belirliyor…

İlçe başkanını “yukarı” belirliyor…

“Aşağıdaki” on binlerce üyeye ise ya “biat” ya “isyan” seçeneği bırakılıyor…

Her “karar” yeni “küskün”ler yaratıyor…

***

Bırakın, parti içi demokrasi işlesin…

Bırakın, parti içi hukuk herkes için eşit ve herkes için aynı şekilde geçerli olsun…

Bırakın, emeği ve yeteneği olanlar hak ettikleri yerlerde olsun…

Hiç kimse “avanta”dan veya “paraşüt”le bir yerlere gelmesin…

***

CHP küstürdüğü seçmeni ve partilileri kazansın…

CHP tek başına iktidar olur…

Sağ partilerin mezarlıklarından “ölü”leri diriltmek için harcayacağınız çabayı ve emeği küstürdüğünüz CHP’lilere ve halka harcayın…

Sağ partilerin mezarlığında gezmeyi bırakın…

Kendi partinizle, halkla barışmanın yolunu arayın…

***

Türkiye için istediğiniz “demokrasi”yi ve “hukuk”u önce CHP’de hayata geçirin…

Türkiye için istediğiniz “emeğin değerini bulmasını” önce CHP’de emeğe saygı göstererek örnek olun…

Önce üyenize güvenin…

Önce halka güvenin…

Gerisi kendiliğinden gelir…

İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni