loading
close
SON DAKİKALAR

CHP’nin Yerel Seçim Stratejisi ve Kılıçdaroğlu

İmambakır Üküş
Tarih: 30.06.2019
Köşe: @imambakirukus
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

İmambakır Üküş; Aslında 23 Haziran İstanbul seçimleri öncesi Kılıçdaroğlu’nun pratiği Kılıçdaroğlu’nun siyasetinin özeti gibiydi. Kılıçdaroğlu’nun yerel seçimlerde ki tavrı CHP’ye bu tarihi başarının yolunu açtı. Bu sürecin mimarı Kılıçdaroğlu’dur…

CHP yerel seçimlerden başarılı çıktı…
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok büyük kentte seçimleri kazandı…
25 yıllık bir dönemi sona erdirdi…
CHP açısından her yönüyle yeni bir dönem ve yeni bir süreç başlıyor…
***
CHP kendisi açısından olabilecek en elverişsiz koşullarda yerel seçimlere girdi…
Türkiye’de nesnel koşullar AKP aleyhine olmasına rağmen CHP’nin içinde bulunduğu öznel koşullar hiçte başarıyı mümkün göstermiyordu…
En azından dışarıdan öyle görüyordu…
O yüzden Kılıçdaroğlu Kanal D’de “İstanbul’u, Ankara’yı, Adana’yı, Mersin’i, Antalya’yı, Bursa’yı kazanacağız” dediğinde muhabir kızcağız gülüvermişti…
***
Peki, Kılıçdaroğlu’nun bu söylemine bir Kanal D muhabiri ve ya yandaş medyası mı gülüyordu?
Hayır; tam tersine CHP yönetiminin büyük çoğunluğu olmak üzere CHP’nin önemli bölümü de gülmese de bu başarıya inanmıyordu…
Hele Muharrem İnce ve olağanüstü kurultay talep edenlerin hiç biri inanmıyordu…
Muharrem İnce ve kurultay isteyenler yerel seçimlerden başarılı çıkmayı “olağanüstü kurultay” talebine bağlamışlardı…
***
Muharrem İnce ve kurultay talep edenlerin büyük çoğunluğu CHP’nin yerel seçimlerden başarısız çıkacağına inanıyorlardı…
Hatta CHP’nin elindeki belediyelerin büyük çoğunluğunu kaybedeceğini ileri sürüyorlardı…
Muharrem İnce ve arkadaşları “Kılıçdaroğlu’nun derdi Çankaya’yı, Beşiktaş’ı, Kadıköy’ü elde etmek” iddiasında bulunuyordu…
CHP’nin bırakın başarıyı yerel seçimlerden büyük bir yenilgi yaşayacağını iddia ediyorlardı…
***
CHP yönetimi de böyle söylemese de aslında böyle düşünüyordu…
CHP’nin başarılı olacağını ön göremedikleri için başarıya odaklanmak yerine “yer kapmak” telaşına ve kaygısına kapıldılar…
CHP yönetiminde “sağlam” görünen yerleri “kapma” yarışı ve mücadelesi yaşandı…
CHP yönetimi buna genel merkez ve İstanbul il yönetimi dahi kazanmayı değil ilçeleri ve meclis üyeliği elde etme yarışına girdiler…
***
Zaten aday belirleme sürecinde MYK’nın tavrına bakın ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız…
Zaten aday belirleme sürecinde Parti Meclisi oylarına bakın ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız…
Zaten aday belirleme sürecinde başta İstanbul il başkanının tavrına bakın ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız…
Aday belirleme sürecinde MYK ve Parti Meclisinde Kılıçdaroğlu’nun “yalnızlığına” bakın ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız…
***
Ama tem tersi oldu…
CHP tarihi bir başarıya imza attı…
Yalnızca büyük kentleri almakla kalmadı…
Türkiye’nin her yerinde yeni yerler kazandı…
***
Kılıçdaroğlu’na yönelik parti içinde ve parti dışından büyük saldırılara rağmen Kılıçdaroğlu “bildiği” yoldan yürümeye devam etti…
Yaşadığı başarısızlıklara ve yenilgilere rağmen hiçbir zaman umudunu ve inancını yitirmedi…
Tam tersine yaşananlardan ders çıkararak yürümeye devam etti…
Bu kararlı ve inançlı yürüyüş bugünkü başarıyı getirdi…
***
Kılıçdaroğlu’nun ilk günden itibaren tavrı esas olarak CHP’yi CHP’ye hiç oy vermeyen kitlelerle bir araya getirmeye yönelik oldu…
Bu tavrını iki şekilde ısrarla sürdürdü…
Bir yandan CHP ile bu kitleleri buluşturmaya çalıştı…
Bir diğer yanda CHP dışındaki kitlelerle “demokrasi ittifakı” temelinde bir araya gelmeye çalıştı…
***
Kılıçdaroğlu CHP Genel başkanı olduğu ilk günden itibaren CHP’de bu açılımları yapmaya çalıştı…
Ancak başarılı olamadı…
Üst üste gelen seçimler ve referandumlarda alınan sonuçlarda yaşananlar başarısızlıklara olan tepkiyi büyüttü…
Çünkü CHP’liler ve CHP’ye oy verenler uzun bir zamandır başarıya hasret durumdalar…
***
Yaşanan başarısızlıklar veya daha doğru ifadeyle izlenen yolun istenen başarıyı getirmemesi CHP içinde ve dışından Kılıçdaroğlu’na yönelik tepkileri yükseltti…
Hele bu amaçla Sağ’dan ve Sol’dan devşirilmiş isimler bu tepkileri daha da büyüttü…
Ne yazık ki Kılıçdaroğlu’nun tercih ettiği kadroların ne CHP’de ne de toplumda bir karşılığı vardı…
Dolayısıyla CHP MYK ve PM üyeliği “mevsimlik işçiliğe” döndü…
***
Bu durum giderek Kılıçdaroğlu’nun hareket alanını sınırlamaya başladı…
CHP içinde ve dışında tepkiler çığ gibi büyümeye başladı…
Bu süreçte Kılıçdaroğlu’nun imdadına Muharrem İnce yetişti…
Muharrem İnce her ne kadar Kılıçdaroğlu karşıtı muhalefet simgesi gibi görünse de aslında Kılıçdaroğlu’nun sigortası oldu…
***
Muharrem İnce CHP içinde ideolojik, politik ve örgütsel yenilenmenin önünü kapattı…
Kılıçdaroğlu’na eleştirel yaklaşanları bile Kılıçdaroğlu’nu destekler durumda bıraktı…
Zaten bir lider vasfının olmadığını 24 Haziran ve sonrası tavrıyla gösterdi…
31 Mart ve 23 Haziran ise Muharrem İnce için yolun sonu oldu…
***
31 Mart’ta seçime gidilirken CHP’liler ve CHP’ye oy veren seçmen moralsizdi…
24 Haziran gecesi yaşananlar ve sonrası kitlelerde umutsuzluk ve yılgınlık yaratmıştı…
Hele olağanüstü kurultay tartışmaları bu durumu daha beter hale getirmişti…
CHP’ye oy veren seçmenin bir kısmı bu nedenle sandığa bile gitmedi…
***
Ancak her şeye rağmen Kılıçdaroğlu doğru bildiği yolda yürüdü…
Bu yolun başarı getireceğinin ilk işaret fişeği 7 Haziran seçimleridir…
CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun izlediği politika nedeniyle AKP ile ilk defa tek başına iktidar olamadı…
HDP bütün baskılara ve engellemelere rağmen meclise güçlü şekilde girdi…
***
7 Haziran’dan bu yana AKP girdiği 1Kasım istisnasını dışarıda bırakırsak her seçimi kaybetti…
7 Haziran’dan bu yana artık AKP tek başına iktidar değil…
7 Haziran’dan bu yana AKP sürekli oy kaybediyor…
Artık bırakın tek başına seçim kazanmayı AKP ittifakla bile seçim kazanamaz hale gelmiş durumda…
***
Kılıçdaroğlu’nun ittifak arayışının somutladığının yerlerden birisi 16 Nisan referandumu oldu…
Kılıçdaroğlu, bütün “Hayır” bileşenlerini bir arada tutmak için kampanyada CHP’yi “görünmez” kıldı…
Daha çok demokrasi talebini ve katılan herkesi öne çıkaran bir kampanya yürütüldü…
Bütün eşitsiz koşullara, OHAL’e rağmen başarı sağladı…
***
16 Nisan’da ilk defa “Hayır” noktasında çok geniş bir uzlaşma sağlandı…
En Soldan en sağa politik yelpazede yer alan herkesle bir şekilde bir araya gelindi…
Daha sonra İYİ Parti haline gelen MHP içi muhalefetle de “organik” ilişkiler o süreçte kuruldu…
Adı konmamış geniş bir demokrasi bloku 16 Nisan’da oluşturuldu…
***
Kılıçdaroğlu 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde “sıfır baraj” önerisi getirdi…
Kılıçdaroğlu’nun önerisinde AKP ve MHP bloğu dışında yer alan bütün politik ve demokratik güçlerin yer alması söz konusuydu…
Ancak bu başarılamadı; ittifak partilerinin itirazları bunu mümkün kılmadı…
***
Kılıçdaroğlu, ilk adımı İYİ Partinin seçime girmesi için 15 Milletvekilinin İYİ Partiye göndererek yaptı…
Sonra bütün eleştirilere rağmen “HDP mutlaka barajı geçmelidir” açıklamasıyla bu tavrını sürdürdü…
Daha sonra İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile “Millet İttifakı” oluşturuldu…
Seçim sonuçları her şeye rağmen AKP’nin ciddi oy kayıplarıyla sonuçlandı…
***
Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerde de bu “uzlaşma” ve “birleşme” yanlısı tutumunu sürdürdü…
İyi Parti’yle birçok seçim bölgesinde açık ve aleni ittifak yaptı…
Diğer partiler, demokratik güçler ve yerel inisiyatiflerle de her düzeyde işbirliğine açık oldu…
Bu birleştirici ve esnek birlik politikası seçimlerde başarıyı getirdi…
***
Aslında 23 Haziran İstanbul seçimleri öncesi Kılıçdaroğlu’nun pratiği Kılıçdaroğlu’nun siyasetinin özeti gibiydi…
6 Mayıs YSK darbesi sonrası Kılıçdaroğlu İstanbul seçimlerine yoğunlaştı…
Halka ve kamuoyuna açık alanda çok az göründü ama CHP’li olmayanlarla “özel görüşmelere” tüm zamanını ayırdı…
Bazen günde 4-5 toplantı yaptı veya onlarca “özel” ve “birebir” görüşmeler yaptı…
Kılıçdaroğlu’nu büyük açık alan toplantılarında görmeyen AKP genel başkanı Erdoğan “Kılıçdaroğlu nerede” sorusunu sormak durumunda kaldı…
Kılıçdaroğlu ise cevabı Eyüp mitinginde Ekrem İmamoğlu ile birlikte verdi…
***
Kılıçdaroğlu’nun yerel seçimlerde ki tavrı CHP’ye bu tarihi başarının yolunu açtı…
Bu yolda başarıyı bütün demokrasi güçleri birlikte sağladı…
Türkiye ilk defa büyük bir “toplumsal uzlaşma” sağladı…
İdeolojik, politik ve kültürel olarak bir araya gelemeyecek güçler bir araya geldi…
***
Bu sürecin mimarı Kılıçdaroğlu’dur…
Kılıçdaroğlu bu süreçteki kararlılığıyla ortaya çıkan bütün sorunları ve çatışmaları büyük “uzlaşmayla” sonuçlandırmıştır…
Çok kolayca kopacak, ayrışacak ilişkileri bir arada tutmak için büyük bir sabırla gayret göstermiştir…
Ancak yaşanan başarı hataların ve yanlışlıklarında üstünün örtülmesine vesile olmamalıdır…
***
25 yıllık bir sürecin sonunda bu başarı sağlanmıştır…
Türkiye’nin bir 25 yıl daha bekleyecek bir lüksü yoktur…
CHP’nin de Kılıçdaroğlu’nun yaşananlardan bir ders alması gerekiyor…
Önümüzde ki dönemi CHP’de yenilenme ve değişim için verimli kullanmalıdır…
***
CHP’nin 1989 derslerini unutmaması gerekir…
Kılıçdaroğlu’nun önünde seçimsiz (eğer olağanüstü erken seçim olmazsa) uzun bir dönem var…
Bu dönemi CHP’nin “dava partisi” olmasına harcamalıdır…
Yoksa bu başarı aynı zamanda CHP’de sonun başlangıcı olur…

İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni

ÜYE YORUMLARI

Murat kaya

Yahu bakıyorum yorumlara, bazı kafalar hâlâ komplo teorilerini seviyor. Yok kılıçdaroğlu kimin adamı, yok bilmem ne projesi falandır, filandır.
Bu başarı kesinlikle kemal beyin başarısıdır. Kendisi 2010'dan beri pek çok değişime ve stretejiye imza attı. Kazanmak için her yolu denedi. Kazanamamanın önünde de önceki siyasilerin hataları sonucu devleşmiş, bürokratik ve ekonomik olarak güçlü bir Akp engeli vardı. Kılıçdaroğlu bu devin en güçlü olduğu bir dönemde geldi ve emeği yadsınamaz.

05.07.2019, 08:23
Lütfiye Berber

Sayın Üküş yine klasik bir Kılıçdaroğlu yazısı yazmış.Seçim sonuçlarından hiç bilgisi olmayan biri de CHP'nin çok başarılı çıktığını zanneder.Iktidarin başta ekonomik icraatları,dış politika,terör olmak üzere birçok konuda en ağır bir dönemi yaşattığı bir zamanda yapılan yerel seçimde hâlâ tek başına yüzde 42 aldığını görmemiş sayın Üküş.Belediye meclisi oylarında başkanlıktan aldığı otlardan çok daha az almış CHP.Sayın Üküş'e göre 4 yıl sonraki seçimde de Kılıçdaroğlu genel başkan olarak girmeliymiş.Oysa belediye seçimlerinde CHP normalin hep üstünde alır zaten.Adaylar da iyi olunca oyları artmış.Istanbuldakilerden önemli bir secmen oylarını CHP'ye değil Imamoģlu'na verdik diyorlar.Uküş'ün tek katıldığım görüşü,Muharrem Ince'nin Kılıçdaroğlu'na aslında en büyük desteği verdiğini belirtmesi.Ince kalitesiz biri olduğu başka adayların önünü kapattığı için Kılıçdaroğlu hep başkanlığı kazanmıştır.Son sözüm,Kılıçdaroğlu da CHP'nin önünü hep kapatmış,iktidarın önünü hep açmıştır,lider kaldıkça CHP yüzde 25'lerde,AK Parti iktidarda olmaya devam edecektir,bu sebeple Kılıçdaroğlu iktidar tarafından da sürekli desteklenecektir.Bu toplumun bundan sonraki dönemde Kılıçdaroğlu'na sempati oluşturması mümkün görülmemektedir.

03.07.2019, 09:48
Şener

Siz kimin piyonusunuz. Demokraside 1000 kaybedersin adam gibi, 1 kere kazanırsın. Bunu mankurt demokrasi, ve hukuk düşmanları anlamaz. Halk getirir ve götürür.

03.07.2019, 01:35
hursıt kahraman

kılıcdaroglu kımın projesı acaba_onu da yazsanıza
her seyden once dokuz kez secım kaybetıp koltugumdan ayrılmam dıyen bırını desteklemnızın ardında baska nedenlerın oldugu muhakkak

01.07.2019, 09:09
Yorum Yap

Facebook Yorumları